Savaşmaktan kaçınır, kim varsa alnı kara!

"Savaşmak istemiyorum" dedi bir ödlek!

"Vicdân-ı retçiyim" dedi bir vicdânsız!

"Kardeş kanı akıyor" dedi bir yalancı!

"Bu sarayın savaşı" dedi bir akılsız muhâlif!

"Çözüm sürecimiz var" dedi bir gâfil!

"Kan duracak, analar ağlamayacak" dedi bir câhil!

Barış... Barışçılık... Barışperverlik... Barışseverlik... Savaş aleyhtarlığı...

Tüm bunlar oyalayıcı bir yalandan ibârettir! Dostluk masalına inanan milletler vaktiyle çokça kaybetmişlerdir. Bugün de kaybetmeye mahkûmdurlar. İktidardaki siyasetçiler "çözüm süreci" diye bir siyasi dalga başlatmışlardı vaktiyle.

Sürecin böyle sonuçlanacağından ve eli kanlı bebek katilleriyle iş tutmanın gerçek bir çözüm olmayacağını her fırsatta dile getirmiştik. Bugün gelinen noktayı uzun uzun anlatmaya hâcet yok.Devletler arasındaki barışın bile, savaşın farklı bir taktiği olduğunu ve silahlı savaşa hazırlığın süreci olduğu gerçeği ortada iken, bir terör örgütü ile barıştan söz etmek komiklikten öte değildi.

Çözüm sürecinde şehitler vermediğimizi sananlar da var. Çevrede tartıştığımız, konuştuğumuz insanlarda fark ediyoruz, yanılıyorlar! Biz o sürecin işlendiği dönemin öncesindeki, o dönemdeki ve şimdi ki şehitlerimizin hiçbirini unutmuyoruz, unutmayacağız. Hâin PKK ile Türk milletinin savaşı sürüyor. Bu savaşın gâlibi mutlaka biz olacağız! Marksist-Komünist aşağılık ve bâtıl bir düşüncenin, vatanın bir karış toprağı için siper ettiğimiz imân dolu göğsümüz karşısında hiçbir şansı yoktur! Olamayacaktır!

7 Haziran seçimlerinden bir beklentimiz olmadığı gibi, 1 Kasım seçimlerinden de siyâseten hiçbir beklentimiz yok. Seçimler nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, hangi parti tek veyâ koalisyonla iktidâra gelsin sorunlarımıza tam anlamıyla bir çözüm bulabileceğine inanmıyoruz. Bu noktada tek isteğimiz şudur: Bu vatan, bu PKK denilen aşağılık sürüden kurtarılsın. Hangi hükûmet, hangi parti olursa olsun seçim sonrasında bu mücâdele sürsün ve ebedîyete kadar bu belâyı Türk'ün kudreti ile yok edelim.

Bu süreç zarfında Türk milletine çağrımızdır: Millî mücâdelemizi baltalamak adına, haklı dâvâmızı 'bu sarayın savaşı', 'bu savaşı Tayyip Erdoğan başlattı', 'yeniden barış gelsin', 'bu kirli bir savaştır', 'kardeş kanı dökülmesin' gibi alçak ifâdelerle baltalamak isteyenlere karşı uyanık olsunlar. 
Ne diyordu büyük şâir:

Savaşmaktan kaçınır, kim varsa alnı kara, 
Kan dökmeyi bilenler hükmeder topraklara... 
Kazanmanın sırrını bilmiyorsan git, ara: 
'Çanakkale' ufkunda, 'Sakarya' toprağında. 

♦♦♦

Bir söz de, SGK Trabzon İl Müdürlüğü görevinden alınan Musa Bulut beyefendi ile ilgili etmek istiyorum. Daha doğrusu, 30 Mart 2014 yerel seçimleri öncesi bir siyâsî partiden belediye başkan aday adayı olduğu sırada sorsaydık, süsleye süsleye cevaplayacağı bir soru yöneltmek istiyorum: Size göre bu ülkede adalet var mı? Bu sorunun cevâbını 30 Mart 2014 öncesi ile şimdi aynı biçimde veriyorsa bize göre bir sorun yok. 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum