Uzun zamandır yoktum ortalarda

İnsanları dinlemeye çekildim…

Belki de kendimi dinledim..

Üzerimden bir AŞK geçti..

Yoruldum ve SUSTUM…

KAYITSIZ yaşamayı DÜŞündüm..

Olmadı…

SONSUZA onsuz gideceğim galiba…

*

Gündemde yazılacak çok olay oldu. Üstüme vazife DÜŞmeyen durumlarda vardı ama susmayı yeğledim. Sustum. Sustuklarım büyümedi belki de ben hep küçüldüm..

*

Anladım ki susmak bir cüsse işi. Derin denizlerin işi. Sığ suları en hafif rüzgarlar bile coşturabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar. Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her şey susuyor. Anladım ki susan her şey derin ve heybetli... [Hz.Mevlana]

*

Eğer insan kısa cümleler kuruyorsa, uzun yorgunlukları vardır".

*

Yarınlara ertelediğim DÜŞlerim oldu. KPSS sınavında 1 yıl önce söylenen alanımızdan gireceğimiz sınavda alanımızdan olmadık sınav ama ters köşe olarak sürpriz oldu… Bşaramadım…

*

Ben bunları neden yazıyorum. Nasılsa söylediklerim havada kalıyor.

 *

Kahramanlık, televizyon ekranlarında reklamı yapılacak kadar ucuz bir sıfat değildir! Sahte kahramanları alkışladık…

*

"Ar" kalmadı çünkü zar"ar" etmemek için her şeyi yapar olduk!

*

Sahilde v'olta' atıyorum bazen... 'Olta'ya takılıyorum. İçimden gelmediği gibi yaşıyorum işte...

*

Şarkılar dinledim uzun yok olduğum dönemde.. “Keşke bu kadar içli okumasaydın şarkıları KAZIM ABİ:( Ben de bu kadar içli ağlamazdım!:(“ diye söylendim. Filmler izledim. İNCİR REÇELİ’ydi beni ağlatan… Bu yazının çıkış sebebi beklide…

*

Yalnız yürümek zor, kolayaını anlat! "İncir Reçeli"

 *

'AşK'ÇAABAT'ın sahil kulvarından ilerleyen YALNIZLIĞIM sana takılıp DÜŞtù!

 *

Bize eşitliğin diğer tarafında yalnız bırakılmak DÜŞtü!

*

Olric diye arkadaşım oldu. Olric diye seslendim yalnızlığıma Oğuz ATAY/TUTUNAMAYANLAR kitabındaki gibi.

Olric… Buralar bize göre değil! Sensiz bir yer dilemiştim ya senle olsun da nere olursa olsun ama burası değil! Hadi OLRİC SIRTIMIZDAKİ BIÇAKLARLA yüreğimize gidelim...!

*

İntaharın eşiğindeki kelimelerimle can kurtaramam...!

*

Ey matlup! Ben talip yani sana talip...

*

O kadar sahteyiz ki ALLAH sahtemizi yaratmayı 'düş'ünmüyor!

*

Kopuk kopuk yazdın diyeceksiniz. HAKlısnız.. Hep HAKla olmak dileğiyle… Özetti bu yoklukta yaşananlar…

*

Ben bunları neden mi anlattım. “Hiç” ama boşuna okumadınız. Bir “hiç” için mi o kadar vaktinizi aldım. Nasrettin Hoca kıssasıyla kararı siz verin.

Nasrettin Hoca'ya sormuşlar: 
“Kimsin?” 
“Hiç” demiş Hoca, “Hiç kimseyim.”

Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca:
“Sen kimsin?” 
“Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara. 
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasrettin Hoca. 
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam. 
“Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca. 
“Vezir” demiş adam.
“Daha daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki, ondan sonra?”

Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş:
“Hiç.”
“Daha niye kabarıyorsun be adam. Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: "Hiçlik makamında!”

*

Ben bir “Hiç”im… Ramazanla birlikta var olmaya gidiyorum. Herkese HAYIRLI RAMAZANLAR diliyorum.

Not: Bu yazı  başka bir sitede yayınlanmıştır ve arşiv olarak buraya eklenmiştir...