Halil Seyis’i mutlaka hepiniz tanırsınız.

2004 yılında yapılan mahalli İdareler Genel Seçimi’nde Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Akçaabat Belediye Meclisi Kontenjan Adayı olmuştu.

Belediye Başkan Adayı Miktat Eyüpoğlu seçimi kazansaydı Akçaabat Belediye Başkan Yardımcısı olacaktı.

Ancak başkanlık seçimi kazanılamadı. Meclis’e seçilmiş olmasına rağmen, belediye başkan yardımcısı olamayacağından, memuriyetini yakmamak için, mazbatasını almadan meclis üyeliğinden istifa etmiş ve İstanbul’a dönmüştü.

Belirli aralıklarla Akçaabat’a da geliyor. Geçtiğimiz hafta da buradaydı.

Aynı köylüyüz. Ağabeyimin de okul arkadaşı. Yani benim de ağabeyim sayılır. O yüzden sadece Akçaabat’a gelişlerinde görüşmekle yetinmez, sıkça olmasa da telefonlaşır ve birbirimizin hal hatırını sorarız.

Halil Seyis’in geçen 5 yılda Akçaabat Belediyesi’yle ilgili değerlendirmesini haber yaptık.

Mutlaka okumuşsunuzdur.

Bu süre zarfında kendi hayatında ise değişiklikler oldu. Memurlukta hizmet süresini doldurup emekli oldu.

Şimdi kendi işini kurdu. İstanbul’da konut yapıyor.

Ama Akçaabat Belediyesi’ni kazanamamanın kendinde bıraktığı burukluğunu da her zaman zikrediyor.

Başbakan’ın seçimin bir gün öncesinde ziyaret ettiği bir ilçenin belediye başkanlığını ona hediye edememiş olmanın burukluğunu...

Ancak 29 Mart 2009’da yapılacak seçimden umutlu. “Mutlaka kazanacağız” diyor.

Kendi konumunu da “neferim, ne görev tevdi edilirse yaparım” şeklinde açıklıyor.

Ancak O’nun da Akçaabatla ilgili birçok projelerinin olduğunu biliyorum. İşin başında olmayı arzu eder zannedersem.

Bu konuda, AK Parti’nin O’nun bir önceki seçimdeki konumunu değiştireceğini zannetmiyorum. Yani yine başkan yardımcılığının en kuvvetli adaylarından biri.

Bir önceki seçim için hazırladığı projesini bir kez daha konuştuk. O projeden vazgeçmemiş. “Kazanırsak yine yapılması için gayret sarfederim” diyor.

Projesi özetle şöyle:

Kireçhane Deresi’nin zemini, Abeda Mevkii istikametinde gidebildiği kadar ileriye deniz seviyesine indirilerek bir koy oluşturulacak.

Bu koyun denizle bağlantı bölümündeki katran kazanları kaldırılıp yerine Mostar Köprüsü benzeri, şehre kişilik katacak bir köprü inşa edilecek.

Oluşturulan koyda sandallarla gezinti yapılabilecek ve her iki yakasında mesire alanları inşa edilecek.

Bu koyun uç kesiminde ise gerek Sivriburun Tepesi ve gerekse de Hıdırnebi Yaylası’na ulaşımı sağlayacak bir teleferik hattı inşa edilecek.

Bence çok güzel bir proje.

Yapılır mı bilmem.

Ama Halil seyis’in içinde olduğu bir ekip mutlaka yapar diye düşünüyorum.

ÇOK SESLİ EZAN

Akçaabat Müftülüğü görevine atanan Yakup Baki, başlandığı günden itibaren halkın kimi kesiminin memnun kimi kesiminin ise şikâyetçi olduğu “merkezî sistemle ezan okunması işi”ne son verdi.

İşin başlangıcında olduğu gibi bitmesinde de, olumlu ya da olumsuz, bir tepki dile getirilmedi.

Ama ben ezanın her caminin kendi müezzini tarafından okunması taraftarıyım. İşin aslı bu bana göre.

Hatta, öyle 5 dakikaya kadar uzanan “çok sesli” ezanları özlediğimi de söyleyebilirim.

Ancak bu sistemde de ezanın güzel okunup okunmaması gibi bir durum karşımıza çıkıyor.

Müftü Bey’e tavsiyem, zaten kurum bünyesinde mevcut bulunan Tasavvuf Müziği korosu elemanlarının da katkı sağlayacağı bir “Güzel Ezan Okuma” kursu düzenlemesi yönündedir.

TANJANT İÇİN GERİ SAYIM

Trabzon Milletvekili Mustafa Cumur, Akçaabat’ın güneye açılması konusuna büyük önem veriyor. Bu konuda hükümetin bütün imkânlarını da zorluyor.

Akçaabat’a özgü güney çevre yoluna başlanamamasının sıkıntısını sürekli olarak dile getiriyor. Bu konuda “Benim hızıma yetişemediler” diye Akçaabat Belediye Meclisi’ne de sürekli olarak eleştiri getiriyor.

Bu burukluk diğer çevre yolunun yapımı için yürüttüğü çalışmalara ise bir artı katkı sağlıyor Cumur’a.

31 Ekim Cuma günü sırf bu iş için Trabzon’a geldi. Beraberindeki Yıldızlı Belediye Başkanı Yahya Tarakçıoğlu ve Söğütlü Belediye Başkanı Ömer Katırcıoğlu ile Karayolları 10. Böle Müdürü’nü ziyaret etti.

Niyeti, yapıma başlanmasına bir sakınca bulunmayan alanda yol için ilk kazıyı yapmak. Bunun için de en uygun yol dilimi Söğütlü sınırları içerisinde yer alıyor.

Büyük bir aksilik olmazsa yola ilk kazma bu yılın sonunda ya da yeni yılın ilk günlerinde Söğütlü’den vurulacak.