İsmail TOPAL
KONTÖR DOLANDIRICILIĞI
KONTÖR DOLANDIRICILIĞI
Kontör dolandırıcıları yine iş başında. Rasgele çevirdikleri cep telefonlarında karşılarında çıkan kişilere “Emniyet” ya da “Jandarma”dan aradıklarını belirterek, tele-fonlarından yüksek düzeydeki devlet erkânının ailelerini rahatsız eden konuşmaların yapıldığını söyleyen bu kişiler, teknik takip yapabilmek için kontör talep ediyorlar.
Bizim gazetemiz de dâhil olmak üzere tüm basında bu yönde çıkan dolandırıcılık haberlerine rağmen yine de çokça aldatılan vatandaşımız var.
Bu dolandırıcıların son kurbanı ise neredeyse Kavaklı YİBO’nun Müdür Başyardımcısı Ali Kandemir olacaktı.
Kandemir’i “Ankara Emniyeti”nden aradıklarını belirterek kandıran ve “Genelkurmay Başkanı’na telefonunuzdan küfür dolu mesajlar çekildi” söylemiyle de savını destekleyen dolandırıcı, Kandemir’den 52 adet 250’lik kontör istedi.
Tabii hemen kontör bayiine koşan Kandemir’i dolandırılmaktan, bu kadar kontörü ne yapacağını soran bayinin uyanıklığı kurtardı.
KÖSE’NİN ÖNERİSİ REDDEDİLDİ
Akçaabat’ta eğitim alanında yaşanan fiziki mekân sıkıntısı herkesin malûmu. Bu sıkıntıların ortadan kaldırılması için yapılan yatırımlar da yok değil. Bu yatırımlarla birkaç yıl içeri-sinde Akçaabat’ta şu an yaşanmakta olan birçok sorun da çözüme kavuşacak.
Ancak bizim şu aşamada kısa vadeli çözümlere de ihtiyacımız var. Bunun için de eldeki imkânların en verimli şekilde değerlendirilmesi şart.
Bu konuda ne yapılabileceğini düşünürken, Milli Eğitim Müdürü Mehmet Salih Köse’nin bu konuda çoktan girişimde bulunduğunu öğrendim.
Tabii girişimini öğrendikten sonra da akim bir girişim olarak kaldığını öğrenmem de çok zaman almadı.
Mehmet Salih Hoca’nın pratik zekâsını her zaman takdir ettiğimi söylerim. Kimi zaman yapılabilir olmasını mümkün görmediğim şeyleri bile yapılır kılacak bir söylemle gündeme yeni yeni şeyler getirmesini de aynı takdirle karşılayanlardanım.
Hocam bu kez yapılabilir, en azından ben öyle düşünüyorum, bir konuyu ilgili mercilere bir yazıyla aktarmış.
Yazının özünü, fiziki mekân yeter-sizliğinden yakınan merkezdeki eğitim kurumlarının bu sıkıntısını orta-dan kaldırmak, oluşturuyor.
Önerisi de şu:
Milli Eğitim Müdürlüğü halen Sağlık Meslek Lisesi’nin eğitim gördüğü binaya, Sağlık Meslek Lisesi de halen Akçaabat Lisesi’nin geçici olarak kullandığı eski Kız Meslek Lisesi binasına taşınacak. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün boşalttığı binaya ise Halk Eğitimi Merkezi taşınacak.
Halk Eğitimi Merkezi’nin boşalttığı İmam-Hatip Lisesi binasının bir kısmı da Akçaabat Lisesi’ne tahsis e-dilecek.
Bu teklifi değerlendirmeye alan yetkililer, müfettişler bazında yaptıkları bir değerlendirme sonunda teklifin reddine karar vermişler. Ret yazısı geçtiğimiz hafta Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderildi.
Ret gerekçesini doğrusu merak ediyorum.
Tabii ret kararı verenlerin konunun çözümü için ne önerdiklerini de...
PANİK YARATMAK
3 Haziran 2008 tarihli gazetemiz “Okullarımız tehlikede” manşetiyle çıkmıştı.
Söğütlü İlköğretim Okulu’nun binası ile Atatürk İlköğretim Okulu’nun bahçesindeki çatlakları sütunlarımıza taşımış ve tehlikeye işaret etmiştik.
Haber sonrasında bazı kesimlerden eleştiri almıştık. Eleştirilerin ana noktası ise “panik ortamı yarattığımız” yönündeydi.
Şimdi Söğütlü İlköğretim Okulu boşaltıldı. Bayındırlık İl Müdürlüğü ekiplerinin yaptığı ölçümler okul binasının çökme tehlikesi olduğunu ortaya çıkardı.
Tabii aynı zamanda haberimizin de doğruluğu ortaya çıktı.
Demek ki doğru yoldayız.
ÖPMEYE MERAMINIZ VARSA
Yayla şenlikleri ve yaz sıcakları Akçaabatlılar’ın yaylaya akın etme-sine neden oluyor. Özellikle hafta sonlarında Akçaabat’ın yaylalarında mahşeri bir kalabalık oluşuyor.
Bu nüfus hareketi beraberinde de bazı sorunları getirmiyor değil.
Bu sorunlardan birini direkt olarak yaylaya gidenler yaratırken, diğer sorundan da direkt olarak yine aynı kesim etkileniyor.
Bu sorunların ilki yaylalarda müthiş bir çevre kirliliğinin ortaya çıkması. Bilinçsiz bazı günübirlikçilerin piknik yapacak malzemeleri getirdikleri poşetleri ve yaptıkları pikniğin ardından ortaya çıkan atıkları öylece bırakarak geri dönmeleri yaylaları çöp tehdidiyle karşı karşıya bırakıyor.
Bu konuda acil olarak önlem alınmalı.
Yaylaların ziyaretçi akını çok olan bölümlerine geçici çöp konteynerleri kurulmasıyla bu sorunun önüne geçilebileceği gibi Çevre ve Orman Bakanlığı ekiplerinin kontrolü de bu kendini bilmezlerin yarattığı sorunu ortadan kaldırabilir.
Diğer sorun ise keneler.
Son yıllarda Türkiye’nin günde-mine oturan ve birçok kişinin ölümüne neden olan keneler, ilçemizde de korku yaratıyor.
Gerçi bizim buranın kenelerinin zehirli olmadığı açıklandı ama yine de kimse çocuğunun orasına bura-sına yapışmış bir kene görmeyi arzu etmiyor.
Bu konuda halkın bilinçlendirilmesinin lazım geldiği gibi yetkililerin de konuyu önemsemesi gerekiyor.
Ama yetkililerin tam tersi bir görüntü ortaya koyduğuna da şahit olmak bizi üzüyor.
20 Temmuz’da gerçekleştirilen Hıdırnebi Yayla Şenliği’nin önce-sinde yayımlanan Organize Komitesi’nin kararları arasında yaylanın keneye karşı ilaçlanması da vardı. Doğrusu sevinmiştik.
Ancak bu ilaçlama gerçekleştirilmedi. Neymiş efendim, para yok-muş. Tabii bu işi köy muhtarlarına yıkarsanız olmaz.
Hâlbuki her çadırdan fazladan bir 10 YTL alınsa aranan kaynak rahatlıkla bulunulurdu.
Tabii meramınız öpmekse..
TEŞEKKÜRLER MUSA BAYTAR
Nefsipulathane Mahallesi Muhtarı Musa Baytar’ı tanımayanınız yoktur zannedersem. Girişkenliğiyle meşhur olması onu tanınır kılan özelliklerinin başında geliyor. Muhtarlığı daha sonra olma yani. Seveniniz de vardır, kızanınız da. Ama Akçaabat’a olan katkıları da inkâr edilemez.
O katkılardan birini de geçtiğimiz günlerde sağladı. Adli sicil kayıtlarının Akçaabat’ta verilmesi için bakan-lığa yazdığı yazı, kayıtların Akçaabat’tan verilmesini sağladı.
Teşekkürler Musa Baytar...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.