Gökhan KURUÇELİK
Dr. TV
DOKTOR TELEVİZYON (!)
Son günlerde televizyon programlarında sıkça rastladığımız şifalı bitkiler içerikli televizyon yayınlarının bize, size ve bitki dünyasına verdiği zarara kısaca değinelim istedik.
1- Televizyon programlarında konuşan doktor veya aktarların biri hariç (İ. Adnan Saraçoğlu) diğerleri kendi firmalarının ürünlerini pazarlamak için bu tür programlarda yer almakta ve bu ürettikleri ürünleri pazarlamak için hiç bir şeyden haberi olmayan seyircileri, bu ürünlere yönlendirmektedirler.
2- Hiç kimse ama hiç kimsenin, bir bitki karışımının veya bitkinin şu veya bu hastalık için “bu onu iyi eder” deme hakkı yoktur.
3- Bazı ürünlerin tanıtımını yapmak için televizyon kanalları ile anlaşma yapılarak o ürün üzerinden pay alınmaktadır. Dolayısıyla bu tür doktor veya aktarların çıkarmış olduğu bitkisel ürünler aşırı derecede fiyatlıdır.
4- Allah (cc)’ın izniyle şunu kesin olarak ifade ediyorum ki; tabiatta bulunan bitkilerin büyük bir bölümü, başka bitkilerle karışım yapılamayacak derecede karışık tabiata sahiptir. Dolayısıyla ters tabiata sahip iki veya daha fazla bitki birbirine karıştırılarak üretilen temeli olmayan bitki çayları yarar yerine zarar verebilmektedir. Öyle ki; bu tür karışımı meydana getiren bitki çeşitliliğinin göstereceği uyum gibi insan organizmasına ait organın tabiatı ve karakteri de bir o kadar önemlidir. Siz, kalp hastası bir hastaya (tabiatı sıcak ve nemli ) tabiatı 3. derece güçlü, sıcak ve nemli olan kırmızı ginseg içeren tabletler verirseniz o hastayı öldürürsünüz (bkz. “Herkes bir tabiat üzerine yaratılmıştır.” 17/İsra, 84).
5- Bu kişilerin pazarladıkları bu ürünleri üretmek için kullandıkları bitkileri aldıkları ortamı en iyi bilen biri olarak diyorum ki, kesinlikle hijyenden yoksun, ne idüğü belli olmayan çayırlardaki yabani otlardır. Buralara kendileri gidip elleri ile çuvalları kontrol etmediklerine göre fabrikaların kapısına ne geliyorsa onu işliyor, kurnazca piyasaya sunuyorlar.
6- Bitkisel extrat ifadesini sıkça kullanırlar bu ne demek biliyor musunuz? Bu, alkolle karıştırılmış, çözüştürülmüş öz demek. Peygamber Efendimiz “Haram olan bir şeyde şifa aramayın” diye buyurmuşlardır. Ayrıca kimyasal ayrıştırmaya tabi tutulmuş bir bitki, kendisini meydana getiren diğer etken maddelerden ayrıştırıldığı zaman şifa özelliğinin büyük bir bölümünü kaybetmektedir. Dolayısıyla bitkinin kendisi aktardan alınıp kullanılsa alınacak sonuç daha etkili olacaktır.
Sevgili okuyucularım, buraya yazamayacağım bir sürü madde daha var; sohbet ortamlarında bunları seslendiriyoruz. Bu konu bundan sonra bu köşede çok daha dile getirilecektir. Bizim en büyük sorunumuz cehalettir. Hatalara düşmemek için çok okuyup çok çalışmamız lazım. Bir zamanlar Anadolu’da Vakit gazetesinin dağıttığı Tabiat Eczanesi isimli kitap, bu iş için çok güzel bir kaynak eserdir. Zira o televizyon ekranlarına çıkanların çoğu bu eserden faydalanıyor. Takip ederseniz bu ayrıntıyı fark edersiniz. Yani hiç kimsenin (Saraçoğlu hariç) bir şey bulduğu yok. Ortada bilinmeyen, geçmişten aktarılmayan, yeni bulunan formül yok.
Son kelam; kanmayın, kandırılmayın.