Abdulmuttalip Çoban
Kazanan Hepsini Alır
Bu yazımda şu an çok konuşulan ve üzerine çalışmalar yapılan gelecekte de gündemimizi oldukça meşgul edecek olan yapay zeka, robotlar ve sonucunda ortaya çıkma ihtimali yüksek olan gelişmelerden bahsetmek istiyorum. Bu açıdan en önemli kaynağım bazı makaleler ve Martin Ford'un "Robotların Yükselişi" kitabı.
Yapay zeka son yıllarda oldukça gündemimizi meşgul etmektedir. Gelecek yıllar da hem uygulama alanında hem de teorik anlamda daha da önemli gelişmelere sahne olacaktır. Bu alanın en önemli yapı taşı olarak bir bilgisayarın bir insanı satranç oyununda yenmesi olarak kabul edilmektedir. IBM adlı şirketin oluşturduğu Deep Blue adlı bilgisayar, dünya satranç şampiyonu Garry Kasparov'u 1997 yılında satranç maçında yenmiş ve bu alanda en önemli örneği teşkil etmektedir. Bu adımın daha ilerisi yine aynı şirketin oluşturduğu Watson'un Jeopardy adlı bilgi yarışmasında şampiyon olmasıyla gerçekleşti. Bu adımlar daha da ilerletilmeye çalışılıyor. Özellikle tıp ve müşteri hizmetleri alanında kullanmak için çalışmalar yapılıyor.
Konuyu daha iyi anlamak amacıyla yapay zekanın tanımını yapmak faydalı olacaktır. Yapay zeka, herhangi bir canlı organizmadan faydalanmadan, tamamen yapay araçlar ile oluşturulan, insan gibi davranışlar ve hareketler sergileyebilen makinelerin geliştirilmesi teknolojisine verilen genel addır. Bu alana en güzel örnekler şüphesiz robotlardır. Günümüzde ülkemizde kullanım alanları pek yaygın olmasa da farklı ülkeler bu tür yapay zeka ile oluşturulan robotları birçok alanda kullanmaktadırlar. Endüstriyel alanda otomotiv sektöründe, insanların çalışmasının tehlikeli ya da imkansız olduğu operasyonel alanlarda, tıp ve sağlık alanında, eğitim ve araştırma alanlarında kullanılmaktadırlar. Hatta eğlence ve yiyecek sektöründe de kullanılmaktadırlar. Özellikle birçok ülkede sadece robotların çalıştığı Robo-restorant'ların sayısı giderek artmaktadır. Bu tür alanlarda ileri ki dönemlerde çok daha fazla örnekle karşılaşacağız şüphesiz..
Robotların çeşitli yollarla yaşamımızı kolaylaştırdığını söyleyebiliriz. Ancak robotların çeşitli üretim ve hizmet kollarına daha fazla katılımı insanların hayatına bazı noktalarda olumsuz etki yapacaktır. Buna örnek olarak işsizlik sorunu verilebilir. Japonya'da bir suşi restoranı 262 şubesinde suşi yapımında robotları kullanıyor. Siparişler müşterilere garsonlar yerine taşıma bantları ile ulaşıyor. Tazeliği sağlamak için tüketim süresi dolanları kendiliğinden kaldırıyor. Siparişleri müşteriler dokunmatik ekrandan giriyor . Yemekler bitince tabakları masanın yanındaki göze koyuyorlar. Daha sonra sistem tabakları temizleyip mutfağa gönderiyor. Ayrıca hesabı da otomatik olarak çıkarıyor. Bu Kura adlı suşi restoranı her şubede bir idareci kullanmak yerine idarecilerin uzaktan kontrol sağladığı bir merkez oluşturuyor. Otomasyon sistemini kullanarak hem işçilik maliyetlerini düşürüyor hem de hijyen açısından müşterilere garanti sağlıyor. Tüm bu durumlara bakıldığında klasik bir restoranın iş gücünü yarı yarıya indirmektedir. Bu işgücünün daha da azalacağı düşünülmektedir. Bunun sonucunda ise korktuğumuz gerçekle yüzleşiyoruz .İşsizlik daha birçok sektörde baş gösterecektir.
Yapay zeka alanının bir diğer önemli bileşenleri büyük verilerdir .Bilgisayarlar ve telefonların günlük hayatımızda önemli bir yeri vardır. İstatistiklere göre 2019 yılında cep telefonu kullanımı sayısı 4,68 milyara , internet kullanan sayısı da 4,47 milyara ulaştı. Bu çok büyük bir rakam. İnternette arama motorlarında her gün yaklaşık olarak bir kullanıcı aynı gün içerisinde ortalama 4 arama yapıyor. Google'da her ay ortalama 40 ila 60 milyon arasında arama yapıldığını tespit etmiş durumda. Google yapılan bu aramalarla ilgili 24 petabayt veriyi işliyor.(Bir petabayt, bir milyon gigabayta eşit.) Büyük perakendeci şirketler bu büyük veri yığını kullanarak müşterilerin bireysel satın alma tercihlerini önceden tahmin ederek müşteriye önerilerde bulunup karlarını artırıyor. Bunun yanında müşteri sadakatinin de oluşmasını sağlıyor. Amerikanın en büyük perakende şirketlerinden biri olan Target, bu verileri kullanarak kadınların ne zaman doğum yapacağını tahmin edebiliyor ve onlara hamilelikle ilgili ürünleri erken dönemlerde önerme başlıyordu ki bazı zamanlar kadınların hamile olduklarını dahi bilmiyorlardı. Büyüyen bu veri kümeleri altın değerinde bir kaynak olarak görülmektedir. Şirketler bu verileri kullanarak yazılım ve analiz teknikleri aracılığıyla karlarını artırmaya çalışmaktadırlar.
Gelecekte büyümesi çok yüksek ihtimal olan birçok alan var. Özellikle üç boyutlu baskı ve şoförsüz arabalar bu noktada zirvede. Üç boyutlu baskıda bilgisayar kontrolünde bir cihaz, malzemeyi ince katmanlar halinde üst üste sürerek katı bir cisim meydana getirir. İçerisinde delikler ve büklümler olduğu için yapması imkansız olan cisimleri kolayca yapmaktadırlar. Malzeme olarak genelde plastik kullanılır ancak bunların yanında metal araçlar da kullanılmaktadır. Bu makinelerin iç içe geçen veya hareket eden parçaları olduğu için tasarımları tek bir birimmiş gibi basabilmektedirler böylece montaja da gerek kalmamaktadır. Bu üç boyutlu yazıcılar imalat dışında farklı kullanım alanlarına da sahip. Bunlardan biri de insan organı basımı. San Diego'da kurulan Organovo şirketi deneysel insan karaciğeri ve kemik dokusu üretti. Bu teknoloji başarılı bir şekilde kullanıldıkça organ nakli bekleyen binlerce kişi için umut olacaktır. Üç boyutlu yazıcıların bir başka kullanım alanı ise yemekler. Özel tasarım kurabiyeler, çörekler ve çikolatalar üretebilmektedirler. İlerisi için bu teknoloji evler ve lokantalarda sıradan mutfak eşyaları haline gelebilir. Bu yazıcılar ev yapımında yani inşaat alanında da kullanılmaya başlandı. Bu yöntemle kısa zamanda bir ev hazır hale gelmekte. Tabi bunun sonucunda Türkiye gibi inşaat sektörünün zirvede olduğu ülkelerde bu meslekte çalışan kişilerin işlerinden olma tehlikesi ortaya çıkmaktadır.
Hayatımıza giren bir başka teknolojik araç ise şoförsüz arabalar. 2004 yılında DARPA (Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı) yarışlarıyla kendi kendine giden arabalar hayatımıza girdi. Zamanla bu alanda ilerlemeler kaydedildi. Google 2012 yılında şoförsüz filolar oluşturdu ve bu filolar San Francisco trafiğinde hiçbir kaza olmadan 500 bin kilometreden fazla yol aldılar. Bu gelişmeler üzerine çoğu şirket en azından yarı otomatik bir sürüş sistemi üzerinde çalışmayı amaçlıyorlar. Ancak bu araçların hala bazı durumlara alışması gerekmektedir. Karla kaplı yollar, geçici yol çalışması işaretleri ve şoförlerin nadiren de olsa karşılaştıkları özel durumlar bunlardan bazılarıdır. Avantajlar arasında yaşanacak kazaların azaltılması sayılabilir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünyada her yıl yaklaşık 1 milyon 350 bin insanın trafik kazalarında öldüğünü bildirdi. ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu'nun raporuna göre bu kazaların %90'ı insan hatasından kaynaklanıyor. Eğer şoförsüz araba teknolojisi güvenilir hale getirilirse önemli sayıda insanın hayatı kurtulmuş olur. İleriki zamanlarda arabalar artık bizim olmayacak. Özellikle yoğun nüfuslu alanlarda arabaların ortak kullanılacağı düşünülüyor. Google bu durum özelinde "kiminse o kullanır" modelini yıkmayı umuyor. Gelecekte ihtiyacınız olduğu anda akıllı telefonunuzdan şoförsüz bir araba çağıracaksınız. Arabalar park halinde olmaktan çok daha verimli kullanılacaklar. Bu sayede hem araba sayısı kişisel olmadığı için azalacak hem de park alanı için kullanılan araziler farklı amaçlar için kullanılabilecek. Kullanılmadıklarında onlarda parklarda duracak ancak hem sayıca az hem de koordineli olarak bir yerde duracaklar. Arabaya ihtiyacınız olduğunda , size yakın bir yerde yol üstünde araba yoksa bu otoparkta bekleyen araçlardan biri size gelecek. Şoförsüz arabaların kullanımı artmasıyla araç sayısı azalacak. Bu çevrecilerin ve şehir planlamacılarının isteği. Ancak otomobil üreticilerinin keyfini kaçıracaktır. Ayrıca otomobil satıcıları, araba tamircileri ve benzin istasyonları da bu durumdan ciddi derece etkilenecektir.
Sonuç olarak yapay zeka, robotlar, şoförsüz arabalar, büyük veri dağları, makine öğrenme gibi kavramlar gelecekte çok daha fazla gündemimizi meşgul edecektir. Bu gelecek 50-60 yıl sonrası değil. Belki 5 belki 10 yıl sonra. Hayatımıza giren bu yeni kavramlar uygulama alanında da hem meslek açısından hem de yaşam standartları açısından çok etkileyici olacaktır. Bahsettiğim ve bunun yanında değinemediğim meslek alanlarında çok büyük işsizlik ortaya çıkacağı aşikar. Gelecekte önemli meslekler arasında da bu alanlarla ilgili meslekler ön plana çıkacaktır. Dolayısıyla çok donanımlı kişiler iş bulma noktasında avantajlar elde edecektir. İşsizlikle mücadele için de birçok yöntem ileri sürülmektedir. Bunlardan biri de işsizlere asgari bir geçim ücreti verilmesi. İleriki dönemlerde bu konularda çok daha detaylı fikirlere sahip olacağız. Ancak robotlar ve insanlar arasında büyük bir oyun var. Ve kazanan her alana sahip olacak gibi.. Kazanan hepsini alacak..
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.