Şefik TÜRKMEN
BİLİM VE TEKNOLOJİ ŞEHRİ TRABZON
Bu başlığı görünce nereden çıktı "Bilim ve Teknoloji Şehri Trabzon’’ diyenleriniz olacaktır. Bizim bildiğimiz; Trabzon Kültür Sanat şehridir, tarih şehridir. Köklü bir geçmişi, tarihi vardır. Bir çok özelliği bünyesinde barındıran bir şehirdir. Yeri geldiğinde haksızlıklara direnmesini bilen mert insanların yaşadığı bir şehirdir. Yüzyılı aşkın bir futbol geçmişi vardır. Süper lig şampiyonluğunu İstanbul'dan Anadolu'ya ilk defa Trabzonspor taşımıştır. Buna benzer çok sayıda özelliği burada sıralayabiliriz. Esas konumuz bu olmadığı için kısa bir özetle geçiyorum.
Trabzon’un gelişip büyüyebilmesi, kalkınabilmesi için öne çıkarmamız gereken öncelikli sektörleri Turizm, eğitim, sağlık ve ticaret olarak sıralayabiliriz. Bu sektörleri öne çıkartmamız; tarım, sanayi gibi diğer sektörleri ihmal edeceğimiz anlamına gelmemektedir. Yukarı da sıralanan sektörlerin her biri büyük öneme sahiptir. Üzerlerinde kafa yorarak, planlamaları yapılarak titizlikle ve kararlılıkla takip etmek gerekir.
Başlıktan da anlaşılabileceği gibi burada, her şeyin başı olarak gördüğümüz eğitim sektörü üzerinde duracağız. Eğitim sektörünün, gelişmesi diğer sektörleri de harekete geçirerek topyekün kalkınmayı sağlayacaktır. Trabzon, bir eğitim şehri, üniversiteler şehri olmalıdır. Bunun için gerekli tarihi, kültürel alt yapıya ve potansiyele sahiptir. Üç büyük şehir, İstanbul, Ankara ve İzmir’den, sonra Anadolu’da ilk üniversite Trabzon’da kurulmuştur. Bu üniversite, 1955 yılında kuruluş kanunu çıkartılan Karadeniz Teknik Üniversitesidir. Bundan yaklaşık 55 yıl sonra ,2010 yılında bir vakıf Üniversitesi olarak Arvasya Üniversitesi Kurulmuştur. Son olarak 2018 yılında bir üçüncü Üniversitemiz, Trabzon Üniversitesi Kurulmuştur. Geçtiğimiz haziran ayı sonunda yayınlanan bir kararname ile merkezi İstanbul'da bulunan Sağlık Bilimleri Üniversitesine bağlı olarak Trabzon'da bir Tıp fakültesi kurulması kararlaştırılmıştır. Temennimiz, bu fakültemizin hızla gelişerek ileride bir Sağlık Bilimleri Üniversitesine dönüşmesidir.
Trabzon, Üniversite sayısı yönünden bir Üniversiteler şehri olma yolunda ilerlemektedir. Fikir bazında ve geleceği planlama açısından Üniversitelerimizin, araştırma enstitülerimizin sayısını artırma konusundaki çalışmaları kesintisiz bir şekilde sürdürmemiz gerekir. Ancak, sadece sayıyı artırmakta yeterli değildir. Dünyanın önde gelen Üniversiteleri ile, araştırma kurumlarıyla yarışabilecek eğitim kurumları oluşturabilmeyiz. Hepimizin bildiği gibi, Üniversiteler sadece öğrencilere bilgi aktaran kurumlar değildir. Öğrenci yetiştirmenin, meslek edindirmenin yanında, esas olarak akademik faaliyetlerde, yani araştırma geliştirme faaliyetlerinde bulunurlar. Bilim dünyasınıda takip ederek, yeni bilgiler, yeni şeyler ortaya koyarlar . Dünyada bilimin ulaştığı sınırları zorlamaya çalışırlar.
Üniversitelerin, araştırma kurumlarının bir şehrin kalkınmasına, istihdamına etkisini bir örnekle açıklamak isterim. Bilindiği gibi, Almanya'nın Dortmund şehri Trabzon'la Kardeş şehirdir. Trabzon Tanıtım günlerini, yurt dışında ilk defa 2016 yılının şubat ayında Dortmund'da yaptık. Hem gurbetçi hemşehrilerimizle kucaklaşma, hemde Almanya'nın Dortmund şehrini kısa bir süreliğinede olsa tanıma fırsatımız oldu.
Almanya'n Ruhr havzasında bulunan Dortmund şehrinin ekonomisi; demir çelik sanayii, taş kömürü işletmeciliği, şarapçılık gibi sektörlere dayanıyordu. Bu sektörlerde, birçoğu yabancı olmak üzere çok sayıda işçi çalıştırılıyordu. Gelişmiş ülkeler için artık çok özellikli bir sanayi kolu olmayan, çevre sorunlarına yol açan, işçilik isteyen demir çelik sektörü giderek gelişmekte olan ülkelere Uzak Doğu'ya kayıyordu. Aynı şekilde, kendi kömürlerini yeraltından çıkartmak yerine, Güney Afrika ülkelerinden hazır almak daha ucuza geliyordu. Diğer yandan, Almanya gibi gelişmiş ülkeler, artık ağırlığı ileri teknoloji ürünlerine veriyorlardı. Bu durumları göz önüne alan Dortmund şehir idaresi, bir dönüşüm kararı alarak 1990’lı yıllardan itibaren uygulamaya başlamıştır. Esasen dönüşüm fikrinin 1960-1970’li yıllardan itibaren ortaya çıkmaya başladığı ifade edilmektedir.
Bize yapılan bilgilendirmeden hatırladığıma göre, Dortmund bölgesinde beş adet Üniversite ile yirmi adet civarında Araştırma Enstitüsü kurulduğu ifade edilmişti. İnternet üzerinden yapılan incelemeden Üniversite sayısının yedi adet olduğu anlaşılmıştır. Kömür ocaklarını kapattılar. Demir çelik fabrikalarını sökülüp taşımak şartıyla, gelişmekte olan ülkelere sattılar. Boşalan fabrika alanlarında hizmet ve kültür odaklı büyük parklar, yeşil alanlar müzeler, konser alanları gibi yerler yaptılar. Böylece, araştırma kurumlarının yanında şehrin cazibesini artıracak, turizm sektörünün gelişmesini sağlayacak bir altyapıyı oluşturdular.1968 yılında kurulmuş olan Dortmund Teknik Üniversitesi bugün Almanya’nın ve Avrupa'nın önde gelen Teknik Üniversitelerinden biridir. Bilim ve teknoloji çalışmalarında motor görevi yapmaktadır. Örnek olması bakımından Dortmund’daki araştırma enstitülerinin bir kaçının ismini burada zikretmek isterim. Analitik Bilimler, Moleküler Fizyoloji, Kimyasal Genomik Merkezi, Yazılım ve Sistem Teknolojisi, Malzeme Akışı ve lojistik, Devlet ve Kentsel Kalkınma Araştırmaları, Gerontoloji, Telekomünikasyon Teknolojisi Araştırma Enstitüleri. Güzel Sanatlar ve Konservatuar Akademisi.
Dortmund Kenti bu dönüşümle; Bilim, Teknoloji ve Kültür Kenti olmayı amaçlamış ve bunu büyük oranda başarmıştır. Dönüşüm sürecinde, azalan çalışanların sayısı bugün hemen hemen aynı düzeye gelmiştir. Şu farkla ki, dönüşümden önce çalışanların çoğunluğu beden işçisi iken, şimdi fikir işçisi haline gelmiştir. Dönüşüm öncesi, işlenmiş demir, kömür satarken, şimdi Bilgi ve Teknoloji satılmaktadır. Ayrıca, Turizmden şehre önemli bir gelir sağlanmaktadır.
Kardeş şehirler olarak, Dortmund’la Trabzon’un ortak bir özellikleri, ikisininde öncelikle futbol takımlarıyla anılıyor olmalarıdır. Borussia Dortmund takımı şehrin simgesi gibidir. Trabzon’da olduğu gibi Dortmund halkındada da futbol sevgisi üst düzeydedir. Trabzon’un bir Bilim ve Teknoloji Merkezi haline gelmesiyle, kardeş şehrimizle ikinci bir ortak özelliğimiz oluşacaktır.
Trabzon , Dortmund'un geçmişte olduğu gibi bir ağır sanayi şehri değildir. Hatta bir sanayi şehri de sayılmaz. Bu bakımdan büyük bir sanayi kirliliğinden bahsedilemez. Ancak, Tarihi Kimliğine uymayan bir şekilde, kötü yapılaşmaya uğraşılmıştır. Halen kısmen devam eden kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırarak, mümkün olduğu oranda tarihi kimliğini ortaya çıkarmak gerekir. Çok sayıda tarihi mekanlarımız, inanç turizmine hizmet edecek yerlerimiz var. Dünyada az bulunan eşsiz doğal güzelliklerimiz, dağlarımız, yaylalarımız, denizimiz var. Sahip olduğumuz güzelliklerin değerini bilerek, koruyup kollamamız gerekir. Bütün bu güzellikler, bizim alt yapımızdır. Trabzon’un bir Bilim ve Teknoloji Merkezi, turizm şehri, sağlık şehri, kültür şehri olmasını istiyorsak alt yapısını en iyi şekilde hazırlamamız gerekir. Tarihi mekanlarımızın yanında, şehrin her tarafında müzeler kurmalıyız. Trabzon'u bir çekim merkezi haline getirmeliyiz. Trabzon için Turizmin, kısa vadede gençlerimize iş imkanı sağlayacak öncelikli sektör olduğunun bilincindeyiz. Sağlık sektörünün, Sağlık turizminin bölgemiz için öneminin farkındayız. Ticaret sektörü; gelişme, büyüme potansiyeli olan sektörümüzdür. Tarımı ihmal edemeyiz .
Yazımızın esas konusu, Dortmund örneğinden esinlenerek Trabzon'u Bilim ve Teknoloji Merkezi haline getirebilme hedefini ortaya koymaktır. Dortmund 580 bin civarında bir nüfusa, Trabzon ise 800 bini aşkın bir nüfusa sahiptir. Dortmund' tan daha fazla genç ve dinamik bir nüfusa sahip olan, Güzel bir coğrafyada bulunan Trabzon' un bunu başarmaması için hiçbir geçerli mazereti olamaz. Yeterki iyi bir planlama yapıp, hedef belirleyerek, şehrin bütün dinamikleri ile birlikte takip edilebilsin. Kalkınma bir zihniyet değişimi ile olmaktadır. Bilime inanacaksınız, büyük düşüneceksiniz, hayal edeceksiniz, kendinize güveneceksiniz, planlayıp kararlılıkla adım adım uygulayacaksınız. Arkasından mutlaka başarı gelecektir.
Herşeyin başı eğitimdir. Anaokulundan başlayarak Üniversiteye kadar, çocuklarımıza çağın gereklerine uygun iyi bir eğitim vermeliyiz. Ahlaklı insanı, iyi insani yetiştirebilmenin yanında düşünen, araştıran, irdeleyen, yeni şeyler yapabilen, dünyayı takip edebilen, yaratıcı gençler yetiştirmeliyiz. Zaman içerisinde, Üniversitelerimizin sayılarını daha da çoğaltarak, çağdaş dünyanın ihtiyacı olan yenilikleri yapabilecek çok sayıda Araştırma kurumları, Enstitüler kurarak, Trabzon'u bir Bilim ve Teknoloji Merkezi haline getirebiliriz. Ülkemizin en eski ve köklü üniversitelerinden Karadeniz Teknik Üniversitemiz, burada öncülük ve motor görevi yapmalıdır. Bunun için, bu üniversitemizin teknik kimliğini ön plana çıkartarak, yeterli ekonomik ve idari imkanlara kavuşturulması gerekmektedir.
Bugün dünyada en değerli şey bilgidir. Ülkeler arasındaki yarış bilgi yarışıdır, teknoloji yarışıdır. Dünyanın en zenginleri, bilgi ve teknoloji üretip satanlardır. Ülkemizin ileri teknoloji ülkesi olmasını istiyorsak, ihracatımızdaki ileri teknoloji ürünlerinin payını arttırmak istiyorsak; çağa uygun Üniversitelerimizin, araştırma kurumlarımızın sayılarını çoğaltıp; bilime, bilim insanlarına hak ettikleri değeri vermemiz gerekir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.