Şal’ın açıklaması şöyle:

“Eğitim çalışanlarına, öğrencilerimize ve velilerimize hayırlı olması dileğiyle yeni bir eğitim-öğretime başlıyoruz. Tüm eğitim çalışanlarına ve öğrencilerimize başarılar diliyoruz.

Eğitim-öğretim yılına başlarken eğitim çalışanlarına müjdeli bir haber vermek isterdik, ama olmadı. Yine hüsran yine hüsran. Toplu görüşme sürecinde hükümet, memurun sesini duymazdan gelmiş, altışar aylık dilimler için %2.5 zam vermiştir. Elektriğe %10 zam geldiği, asgarî geçim düzeyinin 1.500 lirayı geçtiği bu ortamda önerilen zamların ne kadar komik kaldığı ortadadır. Daha önceki görüşmelerde eşit işe eşit ücret adı altında ek ödemeler yapan, seyyanen zamlarla biraz olsun çalışanları rahatlatan bu hükümet bu seneki görüşmelerde tam bir hayal kırıklığına imza atmış ve sözlerini yerine getirmemiştir.

Bu görüşmeler neticesinde taleplerimizin hiçbiri karşılanmadığından Türk Eğitim-Sen olarak geçen hafta eylemlilik sürecini başlattık. İlk olarak yurt çapında simit ayranla orucumuzu açtık.

Yeri gelmişken şuna da değinmek istiyorum. “Hak verilmez, alınır” sözünü asla göz ardı etmeyelim. Mücadele etmeden hiç kimse babasının hayrına eğitim çalışanlarının lehine bir karar alma sürecine girmeyecektir. Bu eylemlilik sürecinde tüm eğitim çalı-şanlarını sendikalara destek olmaya çağırıyoruz. Sendikalara hem üye hem de eylem anlamında destek olmadan “sendikalar ne iş yapıyor” sorusunu bir kez daha düşünmenizi istiyorum. Çağdaş dünyada bireysel hak aramanın çok cılız kalacağı ve bir netice vermeyeceği ortadadır. Bu anlamda sendikalaşmadan öte yapılacak bir şey yoktur. Sendikalara destek olmadan, onları denetlemeden ve sendikaların eylem kararlarına destek vermeden sonuç alınamayacağı unutulmamalıdır.

Eğitim çalışanları olarak elimizde iki tutar dalımız kaldı: Hukuk ve eylemlilik. Türk Eğitim-Sen olarak ikisini de işletmeye çalışıyoruz. Hukukta sürekli bir kazanım içerisindeyiz. Üç örnek vermek istiyorum.

Bakanlığın keyfi uygulaması olan 76. maddeden yapılan atamalar bir bir mahkemeden geri dönüyor. Bugün binlerce eğitim çalı-şanı sabah akşam çalışarak eğitim yöneticiliği sınavını beklerken veya sınavlara girmişken 76. maddeye dayanarak yapılan keyfi atamalar Türk Eğitim-Sen'in davaları neticesinde iptal edilmiştir. Trabzon dahil olmak üzere bir çok ilde toplamda 23 iptal kararının verilmesi sağlanmıştır.

İkinci örneğimiz 4/C'li çalışanlarla ilgili. Sendika üyesi olamayan 4/C'li personel açtığımız davanın kazanılması neticesinde ar-tık sendikalı olabilmektedirler. Bu kazanımdan sonra inşallah bu arkadaşlarımızın talepleri daha net ve gür ifadelerle dile getirilecektir.

Son örneğimiz, ek derslerle ilgili. Bilindiği gibi bir sevkle o haftanın ek dersi kesilmekteydi. Açtığımız dava sonucunda ayda 4 sevke kadar ek ders kesintisinin yapılamayacağını Danıştay karara bağlamıştır.

Eğitim-öğretime başlarken en önemli sorunlarımızdan biri de öğretmen ihtiyacı olarak karşımıza çıkmaktadır. Trabzon ilimizde belki bu ihtiyacı ileri boyutlarda hissetmiyoruz; ancak, Doğu, Güney Doğu ve taşrada öğretmen ihtiyacının çok ciddi şekilde hissedildiği bilinmektedir. Bu ihtiyacın ise ücretli öğretmen görevlendirilmeleriyle karşılanmaya çalışıldığını hep beraber müşahede etmekteyiz.

Bir diğer problem eğitim-öğretim hazırlık ödeneği. Türk Eğitim-Sen olarak Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan Kurum İdari Kurulu kararlarında; “Eğitime hazırlık ödeneği tüm eğitim çalışanlarına verilmelidir” denilmesine rağmen Bakanlık bugüne kadar bu kararın uygulamaya konulmasına yönelik bir adım atmamıştır. Oysa eğitim çalışanları; öğretmeni hizmetlisi, memuru, üniversite ve Yurt-Kur çalışanları ile bir bütündür. Ayrıca Türk Eğitim-Sen olarak bu ödeneğin bir maaş tutarında olmasını savunmaktayız.