Başbakan Akçaabat'taydı
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Akçaabat'ta Sivil Toplum Yöneticileri İle Bir Araya Geldi.
AK Parti genel başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Akçaabat'ta sivil toplum örgütlerinin yöneticileri ile bir araya geldi. Akçaabat Saray Restaurant'ta verilen yemekte konuşan Davutoğlu önemli mesajlar verdi.
Ekonomik kalkınma derken, insan odaklı ekonomik kalkınmayı hedefliyoruz”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Çözüm süreci, milli birlik projeleri derken, Türkiye'nin doğusuyla batısını, kuzeyiyle güneyini tek bir bilinçte, şuurda, bir araya getirmeyi hedefliyoruz. Ekonomik kalkınma derken, insan odaklı ekonomik kalkınmayı hedefliyoruz. Aktif dış politika ve dünyada itibarlı bir ülke derken, Karadeniz'in vakur insanının o izzet halini yaşamasını öngörüyoruz" dedi.
Akçabat'ta bir restoranda, Trabzon'daki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Davutoğlu, her şehrin, Türkiye'nin 2023 hedefleri doğrultusunda geleceğe dönük vizyonu olması gerektiğini, Trabzon'un stratejik vizyonun omurga şehirlerinden bir tanesi olduğunu söyledi.
Karadeniz'in coşkulu dalgaları ve sırtını verdiği dağların Trabzon'un insanının karakterine etki ettiğini ifade eden Davutoğlu, "Coşku ararsanız Trabzonluda var, heyecan ararsanız var, bitmek bilmeyen enerji arıyorsanız var, bıkmadan, usanmadan bir hedefe vurmak gerekiyorsa o hedefi vuracak kararlılık Trabzonluda var. Aynen Karadeniz'in dalgaları gibi bıkmadan, usanmadan coşkulu şekilde vurur, toprakla aşkla buluşur gibi buluşur ama hiç hızını kesmez" diye konuştu.
Davutoğlu, Trabzonluların her zaman kararlı ve geleceğe bakan bir yapısı olduğunu ve bunun 12 yıllık siyasetlerinin de bir özelliği olduğunu belirterek, "Biz istiyoruz ki bu milletin fertleri dünyanın neresine giderse gitsin, kimliklerini saklamadan, utanç duymadan, 'acaba benim hakkımda ne düşünecekler' demeden hakkı söylesin, doğruyu söylesin, başı dik dursun, aynı Zigana Dağları gibi" ifadelerini kullandı.
Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman'da Trabzon'un havasının, ikliminin, mekanının etkisi olduğunu değerlendiren Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Trabzon’umuzun güzel hasletlerini Türkiye'nin siyasetindeki kararlılıkla bütünleştiren bir tecrübeden geçiyoruz. Sizin enerjinize ihtiyacımız var, sizin özgüveninize, sizin durmak bilmeyen kararlılığınıza ihtiyacımız var. Zor, çetin süreçlerden geçtik. 12 yıl önce Trabzon'da, bu kararlı insanların diyarında dahi Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi bir karamsarlık vardı. Rize'de de… Şimdi gördüğüm her yerde büyük bir heyecan var. Gelecek anlamında büyük iddia var. Bakın bizim etrafımızdaki en az 7-8 ülke idare edilemez durumda. Ateş çemberinin içindeyiz. Suriye, Irak, Ukrayna, Lübnan, Yemen, Mısır, Libya. Etrafımıza bir bakın. Bunların içinde Türkiye yükselen bir yıldız, yükselen bir güneş. Mazlum milletlere baktığımda, onların yüreklerini ısıtan bir muhabbet kaynağı durumunda elhamdülillah. Bugün Trabzon'da sokağa çıktığımda aldığım enerji, bize büyük bir güven veriyor."
“BAŞKA ÜLKELERDE ÇALKANTI SEBEBİ OLACAK GEÇİŞ SÜREÇLERİ SUHULETLE GEÇTİ”
Başbakan Davutoğlu, devlet ve hükümet işleyişinde bir aksama olmaması için yoğun bir çalışma içinde olduklarını dile getirerek, şunları söyledi:
"Türkiye'de bir cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık değişimi yaşandı. Şunu iftiharla söylüyorum, cumhurbaşkanımız adına da söylüyorum, yurt dışına gittiğimizde son aylarda en fazla söylenen şeylerden birisi 'Başka ülkelerde olsa çok ciddi çalkantı sebebi olacak geçiş süreçleri Türkiye'de son derece sakin, suhulet içinde geçti. Bu suhuleti bozmak isteyen komplocular olmasına rağmen 17 Aralık, 25 Aralık arka arkaya gelen Kobani olayları... Ama bizim hükümet olarak ve AK Parti olarak en çok önem verdiğimiz istikrar, istikrar, istikrar ve güven. Onun için hafta içi Ankara'da çalışıp, yurt dışı ziyaretleri yaparken hafta sonu doğuda, batıda, güneyde, kuzeyde, ülkenin her yerine yetişmeye çalışıyoruz. Şunu göstermek için, her yerde biz varız, her yerde hükümet var, devlet var, her yerde, o mekânlara ruh katan bir ruh sahibi perspektif var."
Başbakan Davutoğlu, geçen haftalarda makro ekonomik programları açıkladıklarını anımsatarak, tek tek bunları gerçekleştireceklerini bildirdi.
Gelecek haftalarda sosyal boyutlu, sektörel-yapısal dönüşüm programını açıklayacaklarına dikkati çeken Davutoğlu, bu programların reel sektörde büyük bir canlanma, sosyal alanda büyük bir dönüşüm sağlayacağını vurguladı.
Davutoğlu, "12 yıl önce IMF önünde borç bekleyen bir Türkiye'nin yerini G-20'ye ev sahipliği yapan, dünya ekonomisine yön veren bir Türkiye aldı" dedi.
Türkiye'de, tüm siyasi, etnik ve mezhepsel farklılıklarına rağmen herkesin aynı gemide olduğuna işaret eden Davutoğlu, bu geminin dalgalara rağmen sarsılmadan yoluna devam etmesi gerektiğini kaydetti.
Davutoğlu, "Çözüm süreci, milli birlik projeleri derken, Türkiye'nin doğusuyla batısını, kuzeyiyle güneyini tek bir bilinçte, şuurda, bir araya getirmeyi hedefliyoruz. Ekonomik kalkınma derken insan odaklı ekonomik kalkınmayı hedefliyoruz. Aktif dış politika ve dünyada itibarlı bir ülke derken Karadeniz'in vakur insanının o izzet halini yaşamasını öngörüyoruz" diye konuştu.
“BİZ, O GÜNLERE HAZIRLANMALIYIZ”
Davutoğlu, Trabzon'u sadece Türkiye'nin değil, Karadeniz'in, Kafkaslar ve Mezopotamya'nın önemli bir ulaşım ve giriş noktası olarak gördüklerini söyledi.
Geçmişte bütün Karadeniz Havzası'nın Kırım ile Trabzon, Köstence ile Trabzon'un aynı ülkenin parçaları olduğunu, ticaretin burasının üzerinden yürüdüğünü kaydeden Davutoğlu, şöyle konuştu:
"100 sene önce dahi, tam imparatorluğumuzun dağılma sürecinde Köstence'yle Trabzon, Köstence'yle Batum arasında seferler vardı. Çünkü Afro-Avrasya'nın en kısa yolu, Avrupa'yı Hint Okyanusu'na indiren yol Tuna-Karadeniz-Trabzon ya da Batum'du, aynı havzadır, buradan bir kolla Basra'ya diğer kolla Orta Asya'ya geçen, İran üzerinden ve Hint'e inen yoldur. Yani Köstence'den kalkan bir gemi eğer İstanbul Boğazı'ndan, Süveyş'ten, Kızıldeniz'den, Hint Okyanusu'na gitse yapacağı mesafe çok uzundur ama aynı geminin Trabzon'a gelip Karadeniz yolları ve demir yolu bağlantısını da inşallah buna katacağız, güneye doğru bu yolla uzandığında çok daha kısa sürede bu eksen Avrupa, Hint Okyanusu'na iner."
Gerek ulaştırma gerek lojistik stratejisiyle bunun altyapısını kurduklarını kaydeden Davutoğlu, "Bir gün bu problemler geçer, Azerbaycan-Ermenistan sorunu çözülür, Dağlık Karabağ işgalden kurtulur. Biz o günlere hazırlanmalıyız. Kafkasya'nın giriş kapısı o zaman Trabzon olur. Bir gün Irak istikrara kavuşur o zaman İran'ın ve Irak'ın Karadeniz üzerinden Avrupa'ya bağlantı hattının merkezinde Trabzon olur. Bir gün Ukrayna krizi çözülür Kırım'la Samsun, Kırım'la Trabzon arasında trafikler olur" değerlendirmesinde bulundu.
Bu nedenlerle gelir gelmez Karadeniz Sahil Yolu'nu tamamladıklarını belirten Başbakan Davutoğlu, Karadeniz Otoyolu'nu da tamamlamaya çalıştıklarına değindi.
“BÜTÜN KOMŞU ÜLKELERLE BUNU YAPMAK İSTİYORUZ”
Davutoğlu, tabiri caizse köstebekler gibi dağların altından Karadeniz'i delerek, Karadeniz limanlarını karayoluyla en kısa hat üzerinden Erzurum'a, Bayburt'a, Gümüşhane'ye ve bir gün de demiryoluyla Erzincan'a, oradan da daha güneylere ve doğuya ulaştıracaklarını dile getirdi.
Gürcistan'la karşılıklı geçişlerde pasaport uygulamasına son verildiğini de hatırlatan Davutoğlu, "Eğer çevremizde istikrarlı yapılar olursa bütün komşu ülkelerle bunu yapmak istiyoruz" dedi.
Rusya ile de vizelerin kaldırıldığını anımsatan Davutoğlu, "Bir gün inşallah Avrupa Birliğine ki yakında, iki üç yıl içinde, Shengen sistemine girersek oradan da vizeler kalkarsa, Suriye'de bu zulüm yaşanmasaydı onunla da vizeleri kaldırmıştık, pasaportları da kaldırmayı düşünüyorduk. Bütün bunlar olduğunda bizim insanımız ve bizim mekânlarımız çevre havzalarla bütünleşecek" değerlendirmesinde bulundu.
Batum'la Trabzon'un tekrar buluşmasını istediklerini anlatan Davutoğlu, bölgenin ekonomik bakımdan kalkınması için "iç göçün" yavaş yavaş durması gerektiğini söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, insanların geçmişte birçok ilden büyük şehirlere iş için göç ettiğine dikkat çekerek, artık kalkınan bir Türkiye'de her vilayetin kendi iş gücünü orada tutacak tedbirleri alması gerektiğini, aksi takdirde bu güzel şehirlerin çoraklaşacağını, İstanbul'un da yaşanamaz hale gelecek şekilde yoğunlaşacağını vurguladı.
Davutoğlu, Trabzon'un İstanbul gibi güzel, yaşanılası bir şehir olduğunu söyledi.
"Türkiye'nin neresine giderseniz gidin zaten var da dünyada nereye gitseniz mutlaka bir Trabzonlu karşınıza çıkar" diyen Davutoğlu, Trabzonsporluların "Bize her yer Trabzon" sözünün sebepsiz olmadığını ifade etti.
Üniversitelerin de şehre canlılık getirdiğini belirten Davutoğlu, ticaret odası ve sanayi odalarının üniversitelerle işbirliğini geliştirmesini istedi.
Şehirde dikey mimarinin gittikçe yaygınlaştığına işaret eden Davutoğlu, "Ne olur denizden bakıldığında o güzelim yeşil dağları beton duvarlarıyla engellemeyelim. Şehri mümkün olduğu kadar yayarak ne kadar olabilecekse ama mutlaka bir estetik niteliği olan bir mimariyi egemen kılalım" dedi.
“UYUŞTURUCU İLLETİ, NESİLLERİ TEHDİT EDEN, YOK EDEN BİR SUÇ”
Davutoğlu, kentsel dönüşüme de değinerek, dönüşümü zorunlu binaların yanında mutlaka estetik bakımdan rahatsız edici gözü yorucu binaların da dönüşüme uğraması gerektiğini söyledi.
Başbakan Davutoğlu, "Kötü mimari tasfiye edilirken bir, tarihi mimari korunmalı iki, yeni oluşacak mimarinin de tarihi dokuyla bütüncüllük arz eden ve kesinlikle gözü yormayan, Karadeniz'in o güzelim mavisiyle Ziganalar'ın o güzelim yeşilinin arasında bir çiçek gibi duran bir şehir olması lazım. Bu bütün Karadeniz için geçerlidir. Onun için şehir kültürünü, bilincini yayacak şekilde bütün sivil toplum kuruluşlarımız ortak komiteler oluştursunlar" diye konuştu.
Gönüllülük faaliyeti esasında yanlış bir iş yapıldığında belediye başkanına, valiye iletilmesini isteyen Davutoğlu, "Özel mülk olabilir ama özel mülklerin bazen böylesine istismar edilmesine sebep olan şeyler de verilen emsallerden kaynaklanıyor. Onun için hep beraber sahip çıkalım şehrimize, ülkemize" dedi.
Uyuşturucuyla mücadele konusuna da değinen Başbakan Davutoğlu, Başbakanlık görevinden sonra en fazla üzerinde durduğu konunun uyuşturucuyla mücadele olduğunu söyledi.
Davutoğlu, "Öyle suçlar vardır ki biri suçu işleyendir, diğeri mağdurudur. Öyle suçlar vardır ki bir grubu, bir kesimi ilgilendirir, öyle suçlar vardır ki bir nesli ilgilendirir ama bir suç var ki uyuşturucu illeti, nesilleri tehdit eden, yok eden bir suç. Ona karşı da şehirde bir bilinç oluşturalım" ifadelerini kullandı.
Sokaklarda uyuşturucu kullanımında artış olduğunun ifade edildiğini aktaran Davutoğlu, "Ben Trabzon'a bunu zaten yakıştıramıyorum. Trabzonluları uyuşturmak mümkün mü veya bir Trabzonlunun gönüllü şekilde 'Ben bir müddet uyuşayım, hareketimi kaybedeyim' dediği anda Horon kültürü biter. Bunu latife olarak söylüyorum ama bir şekilde yeni nesillerin enerjisini yok eden, tehdit eden, milletin istikbaline savaş mahiyeti taşıyan bu illete karşı hep beraber omuz omuza mücadele etmemiz lazım" değerlendirmesinde bulundu.
Bu arada, Davutoğlu, konuşması sırasında kürsüye gelip "Demiryolu istiyoruz" diyen yaşlı bir kişiyi dinledi ve bunun da bir gün gerçekleştirileceğini söyledi. Davutoğlu, bu olay üzerine, "Trabzonlu karar vermişse kimse onu engelleyemez" diyerek espri yaptı.
Davutoğlu, daha sonra katılımcılarla birlikte yemek yedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.