ANAYASA MAHKEMESİ

Tahir KAHVECİ

 

Anayasa Mahkemesi’nin “eşitlik ilkesinin” Anayasa’ya aykırı olduğuna dair Anayasa değişikliğini iptal etmesi ve yürürlüğünü durdurması ülkemiz açısından vahim bir geleceği ve kaosu beraberinde getirecektir.

Herkes başörtüsü düzenlemesi olarak ifade etmekle birlikte esasen Anayasa’da yapılan değişikliklerin hiçbir tarafında başörtüsü ifadesi yer almamaktadır. Sadece Anayasa’nın teminatı altında olan “herkesin eşit olduğu” ilkesi, çağdaş korsanlar tarafından alenen gasbedilmesin diye , eşitlik ilkesine vurgu yapılmış ve kimsenin yükseköğrenim hakkından mahrum bırakılamayacağı tekraren vurgulanmıştır. Ancak seçkinci ve despot çevreler eşitlik ilkesinden her zamanki gibi rahatsız olmuşlardır. Burada daha önce de olduğu gibi yine hukuk,demokrasi, ülke insanı ve ülkemiz kaybetmiştir. Ancak sarıldıkları bazı ilkeleri kendi ideolojik anlayışlarına göre yorumlayan ve bir “de facto”(fiili durum) ile sessiz çoğunluk üzerinde baskı unsuru olarak kullanmayı alışkanlık haline getiren azgın azınlık yine muradına ermiştir. Yine bir avuç seçkinci, baskıcı çevreye “hukuk rehin kalmış”, evrensel ve yerel hukuki değerler yerini “fiili hukuk”a, “kayıt dışı hukuk”a bırakmak zorunda kalmıştır. Anayasa Mahkemesi başörtüsüyle öğrenim hakkını değil, herkesin eşitliği ilkesini iptal etmiştir. Bu ortam kime fayda getirir? Bu karmaşadan ve milletin asli değerlerinden, büyük çoğunluğundan rahatsız olanlar faydalanacaklardır şüphesiz. Nüfuz ticaretiyle, hukuki karaborsacılıkla vs.vs.

Milletin asli değerlerinden, Kurtuluş Savaşı’nı yapan ruhtan ve İstiklal Marşı’nın manasından kimler rahatsız ise bu ortam onların işine yarayacaktır. Bu milletin devletine daha fazla küsmesi kimlerin işine gelecekse bu ortamdan onlar faydalanacaktır.

Bu ortam ve anlayış duvarında “Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” yazan TBMM’nden rahatsız olanların, millet iradesini hiçe sayanların, milleti kendi çıkarlarının bir figüranı olarak değerlendirenlerin, “şu millet olmasa bu devleti daha iyi yönetiriz” diyenlerin işine yarayacaktır.

Kuvvetler Ayrılığı ilkesi rafa kalkmış, millet adına yasama görevi yapan Millet Meclisi ve bunu uygulamakla görevli olan Hükümet devre dışı bırakılmış, adeta “hukuka ve eşitlik ilkesine darbe” yapılmıştır.

Bu karar AKP’ye karşı bir karar olarak takdim edilse de(ki hükümetin hem de temelde binlerce ciddi yanlışları, yolsuzlukları ve istismarları vardır) asıl olarak millete karşı verilen bir karardır. Bu sebeple Anayasa Mahkemesi’nin verdiği “eşitlik ilkesini” iptal edip hukuk(!) metni haline dönüştüren, bunu da hukuk adına yaptığını söyleyen kararının aslında(AKP’ye değil) hukuka karşı yapılan bir darbe olduğunu , bu kararla Meclis’in adeta “konu mankeni”ne dönüştürüldüğünü beyan ediyor, en kısa zamanda “milletin büyük çoğunluğu”nun bir avuç kendilerince seçkinci-elitist çevrenin baskısından kurtaracak, kurum ve kuralları kafasına esenin bu esintiye göre kötüye kullanamayacağı ve gerçekten halkın aynası olan gerçek bir Anayasa’nın çıkartılmalıdır