Bu yörenin insanı olarak bölgemizi yeteri kadar tanıyor muyuz, biliyor muyuz? Hangi güzelliklere, imkanlara sahibiz, biliyor muyuz? Bu güzelliklerin bize neler kazandırabileceğinin farkında mıyız? Farkında olarak öncelikle bizler güzellikleri doya doya yaşıyor muyuz? Soruları daha da çoğaltabiliriz.
Bu soruları ne kadar büyük bir servetin üzerinde oturduğumuzu fark edelim diye soruyorum. Fark edelim ki koruyalım, gelecek nesillere de aktaralım. Tanrının bize bahşettiği, gelecek nesillerin de hakkı olan bu serveti tüketmeyelim. Koruyalım, kullanalım başkaları ile de paylaşalım. Başkaları ülkemiz insanlarıdır; bu güzelliklere sahip olamayan başka ülkelerin insanlarıdır. Bu paylaşmanın adı TURİZM dir. Güneyimizdeki komşu ülkelerin, Arap aleminin yeraltı zenginliği olarak petrolü var. Petrolün rezervi bellidir. Yani sınırlı bir servettir. Bir gün mutlaka bitecek. Ama biz koruyup, kollarsak doğal güzelliklerden oluşan bu servetimiz hiçbir zaman bitmeyecektir.
Denizimiz var, tarihi yerlerimiz var, dağlarımız, yaylalarımız var. Dağlarımızda tertemiz göze sularımız, derelerimiz, akarsularımız var. Yeşilimiz, çayırımız, çimenimiz, üzerlerinde çeşit çeşit çiçeklerimiz, ormanlarımız, dağ horozuna varıncaya kadar kuş çeşitlerinden; vaşak, yaban keçisi ve karacasına kadar uzanan hayvan varlığımız var. İyi insanlar için öbür dünyada vadedilen cennet böyle bir yer olsa gerek.
Akçaabat’ta, uzun yıllar önce bu potansiyelimizin farkına vararak çalışmaları başlattık. Belediyemizin imkanları ölçüsünde önemli düzenlemeler ve tesisler yaptık.
Sahil dolgu alanlarında bölgemize örnek olacak şekilde parklar düzenledik. Lokantalar, çay bahçeleri, gezinti alanları ve oturma alanları oluşturduk.
Dışarıdan bölgemize gelen insanlar mutlaka Akçaabat’a uğruyor, lokantalarımızda yemeklerini yiyorlar. Türkiye ve dünya çapında beğenilen tertemiz, pırıl pırıl lokantalarımız var. Sadece sahilde değil, çarşı içerisinde ve ilçemizin her tarafında hizmette, kalitede birbiriyle yarışan yeme - içme mekanlarımız var. İlçemiz gastronomi alanında bilinen, öne çıkan bir yer haline geldi.
Tarihi mahallemiz Ortamahallede konaklar satın alıp restore ederek turizmin hizmetine sunduk. Şu anda belediye mülkiyetinde olan 7 adet bina hizmet vermektedir. Bizi takip eden mülk sahipleri de kendi binalarını düzenleyerek faaliyete geçirdiler. Ortamahallede her geçen gün tesis sayısı artmaktadır. Mahallede büyük bir canlılık meydana gelmiştir.
Dağ turizmi için bir örnek teşkil etmek üzere, iki binli yılların başlarında şehir merkezine yaklaşık 8 km mesafede denizden 710 m. yükseklikte, Sivriburun bölgesinde yaklaşık 32 dönüm bir yeri satın alarak bir lokanta, kafeterya, 24 adet dağ evi ile piknik alanlarından oluşan Akçatepe tesislerini yaptık. Tesislerimiz bölgemiz insanının yanında, dışarıdan gelenlere de hizmet vermeye devam etmektedir.
Sera gölü, Sera vadisi ve Akçakale kalemiz ve civarı bölgemiz turizmi için büyük bir potansiyeli barındırmaktadır.
Sera gölünün güneybatı yönünde çok yakınında bulunan Ayana Tepesi Bölgesinde 173 dönümlük bir alanın Akçaabat Belediyesi’ne tahsisi alınmıştır. Burada Sera gölüyle de bağlantılı olarak yeme-içme, konaklama ve çeşitli aktivite alanları düzenlenmek üzere master plan çalışmaları sürdürülmektedir.
Akçaabat ve bölgemiz için önemli diğer bir projemizde Akçaabat Dağ ve Yayla Turizm Koridoru veya Güzergahı olarak isimlendirdiğimiz projemizdir.
Halen çalışmaların yürütüldüğü dağ ve yayla turizm koridoru; Akçaabat Şehir merkezinden başlayıp Akçatepe’den dağ sırtlarını takip ederek Hıdırnebi Yaylasına, oradan Acısu Balıklı yaylamız yönünden, Düzköy ilçemiz sınırları içerisindeki Çal Mağarası, Şahinkayalar, Çayırbağı Mahallesi, oradan Beypınarı Yaylası, Düzköy Yaylasından tekrar Akçaabat sınırları içerisindeki Kayabaşı Yaylamıza, oradan Büyükoba, Taşlıoba Yaylalarımızdan geçerek Simba Obası, Uçarsu Şelale Bölgesi, Sırt tesislerinden Plav Dağı, Ağanın Çayırı ve Kıran Çayırı Bölgesinden Sera Gölü Tesisleri, Ayana ve Yıldızlı Mahallemizde sahil karayoluna inen güzergahtır. Ziyaretçilerin arzularına göre Yıldızlı Sera Gölünden itibaren Sırt, Uçarsu, Simba obası ve Taşlıoba yönünde de gidilebilecektir. Bu güzergah üzerinde doğal güzellikleriyle öne çıkan çok sayıda yer mevcuttur. Hıdırnebi Yaylası, İlimizde Uzungölden sonra Körfez Bölgesinden gelenlerin en çok uğradıkları bir yer olarak öne çıkmaktadır. Kayabaşı Yaylakent tesisi halen hizmet vermektedir.
Sözü edilen güzergah için bir Turizm Master planı hazırlanmış olup Hıdırnebi Yaylası ile Ayana Dağında daha detaylı proje çalışmaları sürdürülmektedir.
Burada güzel olan, başta Valimiz, Büyükşehir Belediye Başkanımız olmak üzere Akçaabat Kaymakamımız, Belediye Başkanımız, ilgili kurum ve kuruluşlarımızın işi benimsemiş olmaları ve çalışmaları birlikte yürütmeleridir.
Hıdırnebi’de ve Simba Obasında yapılması planlanan yaklaşık Uzungöl büyüklüğünde iki adet gölet Devlet Su İşleri programına girmiş olup uygun zamanda inşaatlarına başlanacaktır.
Söz konusu turizm güzergahında planlanan tesislerin yapılması halinde, inanıyorum ki sadece Akçaabat’ta değil yakın çevremizde işsiz genç kalmaz.
Ancak, bilmek lazım ki sadece fiziki altyapının hazırlanması yeterli değildir. Başarılı olabilmek için fiziki altyapının yanında, turizm konusunda eğitimli insan unsuruna da ihtiyaç vardır. Esasen turizmde başarı için bir zihniyet değişimi de gerekmektedir. Gelenleri misafirlerimiz olarak kabul edip onları aldatmadan en iyi, en kaliteli hizmeti vermenin gayreti içerisinde olmalıyız. Bölgemize gelenler memnun kalarak mutlu bir şekilde ayrılmalı, tekrar gelme arzusu taşımalı, başkalarına da tavsiye etmelidirler.
Tesislerimizi ve hizmetimizi, sadece Körfez Bölgesinden gelenlerin beklentilerini değil yurt içinden ve yurt dışından diğer ülkelerden gelecek insanlarında beklentilerini karşılayacak şekilde yapmalıyız.
Burada, ağırlıkta Akçaabat Yöremizden söz etmeye çalıştım. Diğer ilçelerimizde de turizmde mutlaka değerlendirilmesi gereken doğa harikası yerlerimiz var. Bunu, Akçaabat Belediyesi öncesi İller Bankasında ki Etüt-Proje Mühendisliği görevim sırasında her tarafı bizzat gezip yerinde gören birisi olarak söylüyorum. En güzeli, İlimizi ve Bölgemizi birlikte planlayabilmektir.
Diğer önemli bir konu, sahillerimizin, tarihi mekanlarımızın, kültür değerlerimizin, yaylalarımızın, doğal güzelliklerimizin korunarak geleceğe aktarılabilmesidir. Koruma-Kullanma dengesini gözeterek sürdürülebilir bir şekilde çalışmaların yürütülmesidir. Her konu da olduğu gibi, burada da eğitim, eğitim, eğitim diyorum. Ortak akılla birlikte düşünüp, planlamak ve uygulamak. Bol turistli, bol kazançlı güzel günler dileğiyle.
Şefik TÜRKMEN
İnşaat Yük. Müh