Ülkemiz genelinde yapılan yerel yönetim seçimlerinden sonra bir çok belediyede yönetim değişikliği oldu. Bu değişimler sonrası ağırlıklı gündem konusu bazı belediyelerin aşırı borçlu oldukları yönündedir. Burada sadece borç rakamlarının büyüklüğüne bakarak bir kanaate varmak mümkün değildir. Belediyenin yıllık gelirini giderini bilmek gerekir. Özellikle, borcu yıllık gelirle mukayese ederek bir kanaat sahibi olunabilir. Ben şahsen, bazı belediyelerin borçları ile ilgili basında çıkan rakamları görünce hemen yıllık gelirini öğrenmeye çalışarak borcun yıllık gelire oranına bakarım. Çünkü bende 1994 yılında Akçaabat’a Belediye başkanı olduğumda çok borçlu bir belediyeyi devralmış ve bu nedenle çok sıkıntılar çekmiştim. Belediyemizin yıllık toplam gelirinin tam 4 katı bir borcumuz vardı. Akçaabat’ın şimdiki yıllık gelirinin dört katını hesaplayarak o tarihteki borç miktarının büyüklüğü hakkında bir fikir sahibi olunabilir.İki yıla yakın bir zaman devletin vergi gelirlerinden her ay gelmesi gereken tutarlar borçlara kesildiği için belediyemize hiç para gelmemiştir. Bildiğim kadarıyla, şimdiki mevzuata göre vergi gelirlerinin en çok yüzde kırkı kesilebilmektedir. Bu da eskiye göre belediyeler için büyük bir avantajdır. Geçmişte çalışanlarına aylarca para ödeyemeyen belediyeler vardı. Bugün böyle haberlere basında pek rastlamıyoruz.
Akçaabat Belediyesi’nin o zaman ki yeni yönetimi olarak 1994 yılında devir alınan borçlar bir yandan ödenirken, diğer yandan şehrin ihtiyacı olan başta alt yapı yatırımları olmak üzere diğer önemli yatırımlar devam ettirilmiştir. Devir alınan borçlarla birlikte yatırımlar için yapılan borçların ödemesi yaklaşık 18 yıl sürmüştür. Tam rahatladığımızı düşünürken, Belediyemiz ikinci ekonomik sarsıntıyı 2014 yılında büyükşehir uygulamasının başlaması ile yaşadı. Büyükşehirle birlikte ilçe dahilinde bulunan 14 belde ile 50 köy Akçaabat Belediyesine bağlandı. Beldelerin 2-3 tanesi hariç geri kalanların çok miktarda borçları vardı. Belediyemizin mevcut personeline ilaveten 200’ün üzerinde personel beldelerden bize aktarıldı. Bu personelin çok azının Belediyemizde değerlendirilmesi mümkündü. Geri kalanlar başka resmi kurumlara transfer edilecekti. Bu işlem yaklaşık 2,5 yıl sürdü. Fazlalık personelin belediyeye büyük bir maliyeti oldu. Yeniden önemli oranda borcu olan bir belediye haline geldik. Başkanlığımın ilk dönemlerinde iller Bankasına olan borç faizlerinin ortalama yüzde 190 olduğu yıllar olmuştur. Buna benzer pek çok zorluğu yaşamış bir belediye başkanı olarak, hesapsız borçlanmalardan çok korkmuşumdur. Ancak, doğal olarak önemli ve zorunlu yatırımlar için uygun şartlarda borçlanmalarda yapılabilecektir. Zaman zaman bizimde bu şekilde borçlanmalarımız olmuştur. Belediye kaynaklarını verimli kullanmak, israfa meydan vermeden imkanları titiz bir şekilde değerlendirerek kaynak yaratmak çok önemlidir. Yatırımlarda mutlaka öncelik sırası gözetilmelidir. Sosyal Belediyeciliği önde tutarak, vatandaşa dokunacak, günlük hayatı rahatlatacak işlere öncelik verilmelidir. Bölgemiz için turizm öncelikli sektördür. Turizme önem vererek yapılacak yatırımlarla gençlerimize kısa vadede iş imkanı sağlamak mümkündür. Kültür Sanat yatırımlarına ve bu alanda eğitime ağırlık verilmelidir.
Geçmişte olduğu gibi bugünde belediyelerin en büyük sorunlarından biri personel fazlalığıdır. Belediyelerin birçoğunda kadrolar aşırı derecede şişirilmiştir. Şehrin, kasabanın ihtiyaçları için harcanacak paralar fazlalık personele gitmektedir. Bu konu ülkemizde bir türlü disiplin altına alınamamıştır. Belediyeler, mahalli müşterek ihtiyaçların karşılanması için kurulan kamu kurumlarıdır. Fazlalık personel istihdamının aracı olmamalıdırlar. Görevin gereği olan işleri yapabilmeleri için, verilecek işe uygun personele ihtiyaç vardır. Fazlalık ve işe uygun olmayan insan istihdam etmek kaynak israfının yanında verimi de düşürmektedir.
Fazlalık personel konusunda bizimde başlangıçta çok sıkıntılarımız oldu. O zamanki nüfusumuza göre yaklaşık 150 -200 arası personele ihtiyaç varken işçi,memur toplam 400’ün üzerinde bir personelle Belediyeyi devir aldık. Sekiz aydan beri maaş verilemeyen 300 kişinin üzerindeki işçinin birçoğu işe dahi gelmiyordu. En az hizmeti olanlar, 4 yıldan buyana belediyede çalışıyor görünüyordu. Sorunun çözümü konusunda yaptığımız istişareler sonucu kimseyi işten çıkarmama yönünde karar verdik. Onları disiplin altına alarak; park, bahçelerde, yollarda ve altyapı hizmetlerinde çalıştırmaya başladık. İşçi fazlalığı olduğu için işlerimizi ihale etmeden doğrudan çalışanlarımızla yapmaya başladık. Göreve başladığımız ilk aydan itibaren de maaşlarını hiç aksatmadan ödedik. Birçoğunun verimsiz olduğu düşünülen personelimizi yeteneklerine uygun yerlerde çalıştırarak iyi sonuçlar aldık. Onlarla başarılı, güzel işler yaptık. Personel sayısını normale indirebilmek için, uzun yıllar çok zorunlu olmadıkça belediyeye personel almadık.
Belediyeler için diğer önemli bir gider kalemi mal ve hizmet alımları ile yapım ihaleleridir. Bu konularda açık, şeffaf olunur ve doğru düzgün hareket edilir; alınan malların ve taahhüde bağlanan işlerin ödemelerinde aksaklıklara meydan verilmezse, kaliteli malı ucuza almak, işleri ucuza yaptırmak mümkün olur. Ödemelerdeki aksaklıklar, işlerin kalitelisiz ve daha pahalıya mal olmasına sebep olmaktadır. Onun için her yerde olduğu gibi, belediyelerde’de plana, programa ve bütçe imkanlarına uygun olarak işleri yürütmek çok önemlidir.
Bütün kurumlarda olması gerektiği gibi, belediyelerde de işe alımlarda liyakata, uzmanlığa önem verilmeli, işin özelliğine uygun elemanlar alınmalı, mutlaka adalet, hak, hukuk gözetilmelidir. Belediye başkanı ve yönetimi halka güven vermelidir. Güven duyulan başkanın işleri çok kolaylaşacaktır.
Belediyeler için çok önemli işlerden biri düzgün şehirleşmeyi sağlamaktır.Bunun için imar planlarının yapımı ve uygulamalarında titizlik gösterilmelidir. Akçaabat olarak, geçmişteki kötü şehirleşme ve çarpık yapılaşmalardan dolayı büyük sıkıntılarımız oldu. Bu durumları takrar yaşamamak için şehrin dokuz ayrı yerinde yaklaşık 850 dönümlük bir alanı kapsayan imar uygulamaları yapılmıştır. İmar kanunun 18. Maddesine göre yapılan bu uygulamalar sonucu, planda ön görülen yollar,parklar,yeşil alanlar,okul ve cami yeri gibi ortak alanlar kamuya terk edilmiştir. Yolların bir çoğu açılarak altyapıları yapılmıştır.
Çağımızın çok sevdiğim iki önemli kavramı var. Ortak akıl ve sürdürülebilirlik. Her kurumda olduğu gibi belediyelerde de kararlar ilgililerle danışarak, tartışarak ortak akılla alınmalıdır. Alınan kararlar, yapılan işler mutlaka sürdürülebilir olmalıdır. Belediyelerimizin hedefi; çağdaş, gelişmiş ülkelerdeki belediyecilik düzeyine çıkmak olmalıdır. Hiçbir kayırma ve ayırım yapmadan herkese eşit davranan, dezavantajlı kesimleri gözeterek sosyal belediyeciliği ön planda tutan, insana ve çevreye önem veren, yasalara uyarak akılcı yöntemlerle çalışan belediyeler olsun istiyoruz.
Yirmi beş yıllık başkanlık sürecinde karşılaştığımız bütün zorluklara rağmen Akçaabat’ı bölgemizde ve ülkemizde öne çıkartan örnek belediyecilik hizmetlerini gerçekleştirdik. Sonunda, 2019 yılında ayrılırken; halkın güvenini kazanmış, yürüyen, işleyen, iş yapan, disiplinli, personel sayısı asgari düzeye indirilmiş, önemli oranda öz gelire sahip, devam eden ve geleceğe dönük hazırlanmış projeleri olan, borçsuz, kasasında belirli bir miktar nakit parası bulunan, kurumsal hale gelmiş bir belediyeyi gönül huzuruyla teslim ettik.
Bütün bu anlatılanları kendimizi övmek amacıyla anlatmadım. Bulunduğum konum itibariyle buna ihtiyaç yoktur. Zor şartlardaki belediyeler için mutlaka çıkış yollarının olduğunu ve bunun Akçaabat Belediyesi örneğinde nasıl başarıldığını kısaca belirtmek istedim.
Yeni seçilerek görevlerine başlayan belediye başkanlarımızı tebrik ediyor, başarılar diliyorum.
Şefik Türkmen
İnş.Yük.Müh
02.05.2024