AKÇAABAT’ TA 1990 SELİ
İçerisinde bulunduğumuz günler, Akçaabat’ın ve Bölgemizin büyük bir sel felaketine uğradığı günlerin yıl dönümüdür. Bundan tam 30 yıl önce, 1990 yılında 19 haziranı 20 hazirana bağlayan gece büyük bir sel felaketi meydana geldi. Akçaabat şehir merkezinde ve bazı köylerimizde dereler taştı, toprak kaymaları, heyelanlar meydana geldi.
Evler, iş yerleri yıkıldı. Yollar yıkıldı, köprüler çöktü. Araziler, tarlalar ve şehrin alt yapısı zarar gördü. Trabzon genelinde 45 kişi, Akçaabat’ta 21 kişi hayatını kaybetti. Trabzon merkezi ile, köylerle ve diğer ilçelerle ulaşım tamamen kesildi. Köylere yaya olarak, Trabzon merkezine de denizden motorlarla ulaşım sağlanabiliyordu. Bölgemiz can ve mal kaybı olarak büyük zarara uğradı. O günlerde hayatını kaybedenleri rahmetle anıyoruz. Yolları, köprüleri, altyapıyı tamamlamak yılları aldı. Birçoğumuzun hatırlayabileceği gibi selde yıkılan Kireçhane köprüsünü ancak 1995 yılının başlarında yapabildik.
Eskilerimizden hep duyarız, bölgemizde 20-30 yılda bir büyük sel felaketleri, heyelanlar, toprak kaymaları meydana gelmektedir. Bunu bilerek, gerekli önlemleri almamız gerekir. Bu bilinçle 1994 yılından sonra, felakete sebep olan derelerin büyük bir bölümü, ıslah edilerek kenarlarına taşkın koruma duvarları yapmak suretiyle sedde içerisine alınmıştır. Derelerin uygun yerlerinde bentler yaptırılmıştır. Zaman zaman dere yatakları temizlenmeli ve dolan bentler boşaltılmalıdır. Dere yataklarında yetişen ağaçlar sellerde yerinden sökülerek menfezleri ve köprüleri tıkayıp taşkınlara sebep olmaktadır. Kırsal kesimlerde plansız, programsız yollar açılmamalı, yamaçların dengesi bozulmamalıdır. Gerekli olmadıkça meyilli arazilerdeki ormanlar ve bitki örtüsü sökülerek kaldırılmamalıdır. Taş, toprak, moloz ve çöp gibi malzemeler derelere dökülmemelidir.
Dere yataklarında yapılaşmaya izin verilmemelidir. 1990 yılında yaşanan büyük felakete rağmen, arkasından kısa bir süre geçtikten sonra gerekli hassasiyet gösterilmeyerek dere yataklarında yapılaşmaya devam edilmiştir. Bu durum 1994 yılına kadar sürmüştür. O dönem şehir merkezinin bazı yerlerinde derenin sıfırına binalar yapıldığından dereyi makine koyarak temizlemek dahi mümkün olmamaktadır.
Akçaabat Merkezi için hazırlanarak 1995 yılında onaylanan imar planında dere yataklarının korunmasına azami dikkat gösterilmiştir. Bu planın uygulaması da aynı titizlikle takip edilmiştir.
Yaşadığımız deprem, sel, toprak kaymaları gibi felaketleri çabuk unutuyoruz. İlgili kurumlarımızın görevlerini hakkıyla yerine getirmelerinin, aksatmamalarının yanında; insanlarımızın da bilinçli olmaları, yasalara aykırı işleri yapmamaları, kurumlarımız üzerinde baskı kurmamaları gerekir. Aksi taktirde felaketlerden kurtulamayız. Aynı hataları tekrarlayıp iyi sonuçlar beklemek akıl kârı değildir.