4 EKİM HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ
Tüm canlıların yaşam hakkına destek vermek sürdürülebilir bir çevre ve gelecek için zorunluluktur. Dolayısıyla hayvan haklarına sahip çıkmak aslında bir hobi ya da duygu meselesi olarak görülmemelidir. Ancak, hayvan nüfusunu reddeden sistemler içinde ne yazık ki hayvan hakları gereksiz görülmektedir. Oysa dünyanın yalnız insanlar tarafından yaşanacak bir yer olmadığı, tüm canlılar için var olan doğal yaşam alanlarının korunması gerektiği, hayvan sağlığının halk sağlığı temelinde insan sağlığının güvencesi olduğu unutulmamalıdır. Hem kent yaşamında yer alan hayvan nüfusunun hem de yaban hayatında, henüz sağlam kalan doğal yaşam alanlarında ki hayvan nüfusunun yönetimi esastır.
Hayvanların rahat yaşamlarını, iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarına yönelik 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereğince, yapılacak çalışmaların temelinde var olan sorunlarımızı, nedenlerini, çözümlerini, nasıllarını ve sonuçtaki beklentilerimizi ve kendimize bir yol haritası çizmemiz gerekmektedir. Artık sokaklarımız başıboş hayvan, insanlarımız bulaşıcı hayvan hastalıkları riskinden kurtulması için radikal adımlar atılmalıdır. Kanunun uygulanarak istenilen şartlarda bir yaşamı tüm canlıların yaşam hakkı korunarak sağlanmalı, halk sağlığı temin edilerek insanlar güven altında olmalıdır.
Sahipli hayvanların sokak populasyonunu artırdığı da hepimiz tarafından bilinmektedir. Evcil hayvan edinme yaşı kanunlarla bellidir. Küçük çocukların gelişimleri açısından katkıları olabileceğini desteklemek adına evcil hayvanlara sahip olmaları yerine, öncelikle barınaklarda hayvan sevmelerinin doğru olacağı unutulmamalıdır. Bu girişim ile sorumluluk alabilecek yaşlara kadar geçici hevesler de ortadan kalkacaktır. Karne hediyesi olarak alınan ev hayvanlarının okulların açılması ile sokaklara terk edilmeleri, doğum sonrası erkek yavruları sahiplenirken dişileri yukarıda belirttiğimiz bölgelere bırakarak sokaktaki kontrolsüz üremeye inanılmaz katkı sağlamaktadırlar. Bu durum sahipli hayvanların da kayıt altında olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Demek ki sahipli sahipsiz tüm hayvanların kayıt altına alınması, aşılamalarının yapılması, kulak küpelerinin veya çip uygulamalarının yapılması, kısırlaştırma işlemlerinin tamamlanmasından sonra ya doğal ortamında bırakılması yada imkanlar dahilinde sahiplendirilmesinin sağlanması uygulanabilir çözümlerdendir. Sahipli hayvanların kolaylıkla terk edilmelerinin önüne geçilmeli, kanunda yer alan müeyyidelerin uygulanmasının sağlanması gerekmektedir. Saklanması ve bakılması yasak olmasına rağmen hala bazı cins hayvanların kontrolsüzce sokaklarda dolaştırıldığı bilinmektedir. Kontrolsüz bir şekilde kedi, köpek, kanatlı ve tropik bölge hayvanlarının satışının rahatlıkla yapıldığı gerçeğini unutmamak ve bunlarla da mücadele etmek gerekmektedir.
Temelinde aile, okul, tv, radyo, gazete, çiftçi eğitimleri ve camiler yoluyla da eğitimin tam yapılamadığı durumda sonuca gidilebilmenin zor olduğunun bilinmesi gerekir. Kararların alınması ve uygulanmayışı zaman kaybından ileri gitmemekte sokaktaki üreme de her geçen gün artmaktadır.
Tüm bu sorunların halledildiği gün, insanların güvende olduğu, hayvanları korumanın ve hayvan haklarından bahsetmenin mümkün olacağı gün olacaktır.
Veteriner Hekim Sebahattin YAZICI
Tarımsal Hizmetler Müdürü