Kurtuluşun 102. Yıldönümü

Osman Nuri Ekim

Sayın Kaymakamım, Kurum ve Kuruluşlarımızın değerli amirleri, değerli konuklar, sevgili öğrenciler ve kıymetli Akçaabatlılar;

  Güzel ilçemizin düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yıldönümünü kutluyoruz. Bu mutlu, bu onurlu gün hepimize kutlu olsun.

  Bu güzel günlere ulaşmamızda emeği geçen, canlarını ortaya koyarak mücadele verenleri şükranla anıyorum. Bu uğurda şehit olanlara ve aramızdan ayrılmış olan gazilerimize Allah’tan rahmet diliyorum.

  Değerli Akçaabatlılar;

Bilindiği gibi, Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıcında tarafsızlığını ilan eden Osmanlı Devleti, kısa bir süre sonra, bir oldu-bitti sonucu kendisini savaşın içerisinde bulmuştur.

Savaşın en ağır yükünü Akçaabatımızın da içinde yer aldığı Doğu Karadeniz Bölgesi çekmiştir. Çünkü Osmanlı Devleti’nin savaşa girdiği ilk cephe Kafkas Cephesi olmuş, Çarlık Rusyasının ordusuyla savaşmak üzere bu cepheye sevk edilen askerlerin büyük bir bölümü bu bölge halkının evlatlarıdır. Yeterince hazırlık yapılamadan Sarıkamış’a sevk edilen Mehmetçiklerimiz, Allahuekber dağlarında vatan savunması için can vermişlerdir. Kafkas Cephesinde yaşanan bu trajedi, 1915 yılı başlarında Van ve Bitlis gibi doğu illerimizin, 1916 yılı başlarında ise Erzurum’dan itibaren Bayburt Gümüşhane, Rize ve Trabzon’un işgaline neden olmuştur.

1916 yılı Ocak ayında Trabzon önlerine gelen düşman donanmasının uzun menzilli toplarıyla ağır bombardıman altına alınan Türk savunma hatlarındaki muvazzaf ve gönüllüler, kahramanca vatan savunması yapmışlardır. Rus ordusunun Akçaabat’ı işgal girişimine engel olmak için yerli halktan çeteler oluşturulmuş ve düşmana baskınlar yaparak ağır kayıplar verdirilmiştir. Özellikle Karadağ-Karaabdal-Beypınarı hattında ve ilçemizin sırt bölgelerinde oluşturulan savunma hatlarında ciddi direniş gösterilmiştir. Yöre halkının cansiperane bir şekilde yaptıkları vatan savunması neticesinde Akçaabat’ın tamamıyla işgale uğraması 90 gün süreyle geciktirilmiştir. Buna rağmen, asker ve silah üstünlüğünü elinde bulunduran Rus ordusunun batıya doğru ilerlemesi durdurulamamıştır. İşgalin kaçınılmaz olduğunu anlayan bölge halkı, düşman işgali altında yaşamayı kabul etmediği için batı illerine doğru muhacirliğe çıkmıştır.

Açlık, sefalet ve yokluk içerisinde, Karadeniz’in sarp dağlarını aşarak batıya, daha güvenli bölgelere gruplar halinde göç etmeye çalışan halkımızın, önemli bir bölümü açlık ve hastalıklar sonucu yollarda yaşamını kaybetmiştir. İlçe olarak o dönemdeki insan kaybımızın 20 bin kişi civarında olduğu tahmin edilmektedir. Düşman işgali altında yaşamaktansa geleceği bilinmeyen bir yolculuğa çıkan ecdadımız, iki yıllık süre içinde türlü meşakkatlerle karşılaşmış, ağır bedeller ödemişlerdir. Toplumsal hafızada derin izler bırakmış olan bu dönem, muhacirlikle başlayan yeni bir halk takvimi oluşturulmasına neden olmuştur.

 

  Muhacirlik günlerinde, çekilen sıkıntılar ve hayatını yitirenlerin acı hatıraları hiçbir zaman yüreklerimizden silinmeyecektir.

  Bölgemizin işgalini iki yıla yakın sürdüren düşman kuvvetleri yöremizdeki Rum ve Ermeni çetelerini de yanlarına alarak halkımıza baskı yapıp katliamlarda bulunmuşlardır. O karanlık günlerde bölgemizi işgalden kurtarmak için büyük zorluklarla mücadele ederek şehit olan insanlarımızı ve gazilerimizi minnet ve şükranla bir kere daha anıyorum.

Değerli Hemşerilerim

Dünyada yeni bir düzen kurulmak üzere önemli olayların yaşanmakta olduğunu görüyoruz. Daha önce kurulmuş olan dengeler değişmektedir. Ortadoğu ve Orta Asya’da bulunan enerji kaynakları daha da önem kazanmıştır. Bu nedenle tüm dünyanın gözü bu bölgeye çevrilmiştir. Önce Afganistan’da daha sonra Irak’ta savaşlar yaşanmıştır. Bölge ülkelerinin bir bölümünde, halk ayaklanmaları ve dışarıdan müdahalelerle tek kişi yönetimine dayalı rejimler yıkılmıştır. Suriye’de olduğu gibi birçoğunda iç savaşlar, iç karışıklıklar halen devam etmektedir. Ülkemize bu bölgeden büyük sayıda mülteci akını olmuştur. Sınırlarımızın güvenliği için silahlı kuvvetlerimiz sınır ötesi bir harekatı halen başarı ile sürdürmektedir.

Dış güçlerin de desteği ile Güneydoğu Bölgemizde ayrılıkçı terör eylemlerinde bulunan silahlı örgüt ile güvenlik güçlerimizin mücadelesi kararlı bir şekilde devam etmektedir. Ülkemiz, düşmanlara hizmet eden canilerden mutlaka temizlenecektir.

Son zamanlarda, ülkemizin aleyhinde dış kaynaklı planların yapılmakta olduğunu görüyoruz. Bu bakımdan,  milletçe her zamankinden daha çok dayanışmaya, birlik ve beraberliğe ihtiyacımız bulunmaktadır.

  Sevgili Gençler;

Dünyamız bilgi çağını yaşıyor. Artık devletler, milletler arasındaki yarış bilgi yarışıdır, teknoloji yarışıdır. Bu yarışta en büyük güvencemiz sizlersiniz. Sizlere önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir.

  İlçemizin işgalden kurtuluşunun 102. yılını kutladığımız bu günlerde bağımsız Türkiye Cumhuriyeti devletinin onurlu vatandaşları olduğumuzu unutmamalı, ona her zamankinden daha fazla sahip çıkmalıyız.

Atatürk’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyetimizin, kuruluşunda ortaya konan çağdaş ilkeler doğrultusunda, sonsuza kadar devam edeceğine inancım tamdır.

Bu duygularla hepinizin bayramını kutlar, saygı ve sevgilerimi sunarım.