GÖR-SEL

Oğuzhan SİVRİKAYA

Bu detaya yaklaşın! GÖRün SEL gibi akan yaşlarımızı…

*
Görsel Sanatlar Öğretmeni, Resm-İş Öğretmeliğinin yeni adı. İsim değişti ancak derse artı olarak bir şey eklenmedi. Ders olarak da gözden düş’tük. Orta öğretimde ders saati 1 saate düşürülürken, lisede seçmeli ders oldu.
*
GÖRmediniz gözümüzden yaşlar SEL gibi akıp gitmekte. Bu detaya yakınlaş! Şeytan ayrıntıda gizli değil (beynimde gezerken), güzellikler ayrıntıda gizli. Ayrıntıdaki güzelliği fark ettirecek ders ise tabi ki Görsel Sanatlar.  Mimariye, çevreye güzellik verecek kişilerin görsel ‘algı’sını geliştirecek olan bizler; atama sayısında iyileştirme bekliyoruz.
*
Binlerce Görsel Sanatlar öğretmeninin atama beklediğini biliyoruz. Ders saatleri düşerken, artan öğretmen sayısı günbegün su yüzüne çıkmaktadır. Yetmezmiş gibi alan değişikliği yapılıp, Görsel Sanatlar öğretmenlerinin önü kapatılmıştır (Efendimizin “İşi ehline veriniz.” hadisi unutulmuştur.).
*
Çocuğun ilk iletişim aracıdır resim. Derdini, sıkıntısını ve mutluluğunu renk ile döker, anlayana!
*
Nakkaşlara, hattatlara ve tabelacılara görsel tasarım ilkeleri öğreten kim? Onları bu alanda yetiştiren kim? İlgi çekici ve farklı tasarımlar ancak bu derslerde verilen bilgilerle temeli atılabilir.
*
Atanamayan öğretmen yoktur, ataması yapılmayan öğretmen vardır.
*
Osmanlıda insanı yaşat ki devlet yaşasın modeliyle yaşanıyordu. Türkiye Cumhuriyeti’nde ise devleti yaşat ki insan yaşasın modeliyle yaşıyoruz.
*
Siz bilmezsiniz, KPS Sınavına hazırlanırken; babanızdan, annenizden ya da kardeşinizden çay parası alırken gözümüzden akarken yaşlar, o çayın zıkkım olduğunu! Ya da bu satırları yazarken ağladığımızı bilemezsiniz. Sırf ailenizle göz göze gelmemek için kahvaltıyı tek başımıza yaptığımızı bilmezsiniz! Hangi acıya gark olduğumuzu bilemezsiniz. Siz bilemesiniz ALLAH bilir. Evlenmek mi?(Evliliğin dinin yarısını tamamlamak olduğunu çok iyi biliriz.)Evet evlenebiliriz. Başka meslekler yapabilir, başka işlerde çalışabiliriz. Ya okulun önünden geçerken ki o duygumuzu ne yapacaksınız? 
*
Bu yazıyı neden mi yazdım. Başkaları tarafından yıkılan kalbimizi kenara koyarak, kalbimizi kendi ellerimizle yıkmak için. Mevlana hazretleri der ki:” Hazineler harabelerde olur. Gönlümüzü sırf bu yüzden kendi ellerimizle yıktık.” Kendi elimizle yıkmamıza fırsat bile vermediler. Dershane köşelerinde biriken ah!larımızı duyan yüce RABB var. En güzide duamız kırık kalplerimizdir, bilesiniz.
*
Gri bir dünyaya mahkumken, renkli bir dünya olsun istemez misiniz?
Hadi. Lütfen! Bu detaya yakınlaşınız!