MÜFTÜLÜK VE UYDURUK FAALİYET

İsmail TOPAL

MÜFTÜLÜK VE UYDURUK FAALİYET

 

Malumunuz, Ekim ayının ilk haftası her yıl Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak kutlanıyor.

Daha önceki yıllarda ülke genelinde olduğu gibi ilçemizde de hafta nedeniyle birçok etkinlik düzenlendiğinden; en azından ilçemizde gerçekleştirilecek etkinliklerin programını almak için Akçaabat Müftülüğü’nün internet sitesine girdik.

Ancak herhangi bir bilgiye erişemedik. Sanki böyle bir hafta yokmuş gibiydi.

Bir de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sitesini deneyelim dedik.

Orada tüm Türkiye’de gerçekleştirilecek etkinliklerin il il dökümü vardı. Biz de Trabzon sayfasına girip Akçaabat ilçesinin etkinliklerine bir göz attık.

Meğer Müftülüğümüz ne kadar da program hazırlamış hafta nedeniyle. Saydım, 21 tane faaliyet sıralanmış.

Hemen not aldık ve muhabirlerimize et-kinliklerin en azından birkaçını takip edecek şekilde bir çalışma programı yapmaya giriştik.

Ancak, programı yaparken ilk sıkıntı he-men başladı.

Hafta sonunda Söğütlü’de bir cami temel atma töreni görünüyordu ama o caminin temeli çoktan atılmıştı. Başka bir camidir dedik, geçtik.

Alsancak köyünde bir cami açılışı daha görünüyordu programda. Hayret ettik. Çünkü Alsancak’ta yıllardır yapımı için çaba harcanan bir cami vardı ve açılışını Ramazan’dan önce yapmıştık.

Dini temsil eden bir kurum yanlış yapacak ya da yapılmayanı yapılmış gibi gösterecek değildi ya.

Siteye bir kez daha girdik. Linkini yazıyorum. Hâlâ orada o sayfa. Bir de siz bakın:

http://www.diyanet.gov.tr/turkish/dinhizmetleriweb/dinhizmetleri/camiDinGorHaf/sorgulaYurtici_2009.asp?ili=TRABZON&submit=+++Tamam+++

Yazılanları mercek altına aldık bu kez.

Ama bırakın bu kez önceden yapılanların yazılmasını, yapılacağı yazılan şeyler de yapılmadı.

Yani resmen yalan olan bir icraat programı hazırlanmış.

Hem de Müftülük tarafından...

Hem de görev yaptıkları camileri Kâbe’nin yeryüzündeki şubesi, kendilerini de Peygamberimizin yeryüzünde yaşa-yan vekilleri sayan din görevlilerinin bağlı olduğu bir kurum tarafından...

Doğrusu söyleyecek bir şey bulmakta zorlanıyorum. “Müftülük”, “yalan”, “uydurma” gibi kelimelerin bir arada geçtiği bir yazıyı kaleme almanın zorluğunu yaşıyorum.

Tabii yine imdadımıza Cenab-ı Hakk yetişiyor. Hangi söz, onun sözünden etkili olabilir ki:

“Ey iman edenler!

Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir.” (61/Saff, 2-3)

Fazla söze gerek yok. Sadece listeyi yayınlarsak yeter zannedersem

Yapılmayanlar:

* Faaliyetin Adı: Cami-Cemaat İlişkileri Konulu Vaaz (Yakup Baki tarafından)

Tarih ve Yer: 02.10.2009-Ak Cami

* Faaliyetin Adı: Camilerin ve Din Görevlilerinin Toplumdaki Yeri Konferansı (Yakup Baki tarafından)

Tarih ve Yer: 03.10.2009-Milli Eğitim Müdürlüğü Konferans Salonu

* Faaliyetin Adı: Hapishane Ziyareti

Tarih ve Yer: 04.10.2009

* Faaliyetin Adı: Cami-Cemaat İlişkileri Konferansı (Ali Kandil tarafından)

Tarih ve Yer: 04.10.2009-Akçakale Düğün Salonu

* Faaliyetin Adı: Dinin ve Din Görevlilerinin Toplumsal Barışa Katkıları Konferansı (Muhammet Aydın tarafından)

Tarih ve Yer: 05.10.2009-Derecik Kent Düğün Salonu

Daha önce yapılanlar:

* Faaliyet Adı: Futbol Turnuvası

Tarihi: 01-07.10.2009

Gerçek Tarihi: Mayıs-Haziran 2009

* Faaliyet Adı: Alsancak köyü Dere Camii’nin açılışı

Tarihi: 05.10.2009

Gerçek Tarih: 09.08. 2009

* Faaliyet Adı: Söğütlü Camii temel atma töreni

Tarihi: 01.10.2009

Gerçek Tarih: 04.07.2009

* Faaliyetin Adı: Söğütlü Kur’an Kursu Temel Atma Töreni

Tarihi: 01.10.2009

Gerçek Tarih: 13.02.2009’da Söğütlü Ulu Cami yanında hizmete açıldı.

 

YENİDEN BAŞLAYABİLSEYDİM YAŞAMAYA

“Yolları Çatallanan Bahçe”... “Ölüm ve Pusula”... İlkini 1941 yılında, ikincisini ise 1951 yılında yazmış Borges.

Arjantinli öykü yazarı Jorge Luis Borges.

Ben her iki kitabı da 1984 yılında, Ankara’da, üniversite öğrencisi iken okudum.

1975 yılında yazdığı “Kum Kitabı”nı ise bir yıl sonra.

Bir yazarın ve bir kitabın okurun üzerinde bırakacağı etki ne ise en üst düzeyde etki bıraktı bende Borges ve yukarıda isimlerini yazdığım 3 kitabı.

1986 yılında öldüğünde bir yakınımı kaybetmiş gibi hissettim.

O günlerde tuttuğum günlüğüme, ölümünden bir yıl önce yazdığı bir metni de dâhil etmiştim.

“Yeniden Başlayabilseydim Eğer” başlığını taşıyordu yazı.

Altına “ben yeniden başlayabilseydim eğer diye bir cümle kurmadan yaşayacağım” diye not düşmüşüm o zamanlar.

Öyle de yaptığıma inanıyorum.

Sizinle de paylaşmak istedim, geçtiğimiz günlerde tozlu raflarımdan çıkan defterimdeki o yazıyı.

Bakalım siz de Borges’in yaşadığı gibi bir hayat mı yoksa yeniden yaşamak istediği gibi bir hayat mı sürüyorsunuz?

***

Eğer yeniden başlayabilseydim yaşamaya,

İkincisinde daha çok hata yapardım.

Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.

Neşeli olurdum ilkinde olmadığım kadar,

Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.

Temizlik sorun bile olmazdı asla.

Daha çok riske girerdim.

Seyahat ederdim daha fazla.

Daha çok güneş doğuşu izler,

Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.

Görmediğim birçok yere giderdim.

Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.

Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.

Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.

Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.

Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten:

Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.

Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan

Gitmeyen insanlardanım ben.

Yeniden başlayabilseydim, ilkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.

Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.

Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,

Çocuklarla oynardım, bir şansım daha olsaydı, eğer.

Ama işte 85'indeyim ve biliyorum...

Ölüyorum...