Grip, İnfluenza isimli virüsün, solunum yoluyla insan vücuduna girerek özellikle sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başında salgınlar yapan bir viral enfeksiyon hastalığıdır. Şiddetli kas ve eklem ağrıları, halsizlik, yüksek ateş, titreme, kuru öksürük ve baş ağrısıyla seyredebilir.
Nezle, diğer ismiyle soğuk algınlığı ise, nezle virüslerinin yaptığı, sürekli burun akıntısı, hapşırma, öksürme, gözlerde, boğazda yanma hissiyle seyreden, genellikle ateşsiz bir üst solunum yolu enfeksiyonudur. Hastalık 3-7 günde kendiliğinden düzelmekte, genellikle hastalık ayakta geçirilmektedir. Halbuki grip, hastayı yatağa düşürecek şiddette şikayetlerle seyreder. Bu şikayetler, 40 dereceye varan yüksek ateş, genel vücut kırgınlığı, şiddetli bel, eklem ve kas ağrıları, baş ağrısı ve aşırı halsizliktir. Hastalığın bu özellikleri nedeniyle halk arasında grip, paçavra hastalığı olarak da tanımlanır.
Grip de nezle gibi, hasta kişilerin bulunduğu ortamlarda, hapşırma ve öksürme yoluyla oluşan damlacıklar ve virüs bulaşmış ellerle temas (tokalaşma gibi) sonrasında kolaylıkla bulaşır.
Yatak istirahati ve ortaya çıkan şikayetleri azaltmaya yönelik destekleyici tedaviler yanında doktor gerek görürse komplikasyonlara yönelik tedaviler verilir. Grip ve benzeri hastalıklarda antibiyotiklerin hiçbir faydası yoktur. Tersine çok ciddi sakıncaları olabilir. Hiç bir antibiyotik doktora danışmadan alınmamalıdır.
Sağlıklı insanlarda grip, 1 hafta içerisinde kendiliğinden iyileşir. Ancak bazı kişilerde, örneğin vücut direnci zayıf durumda olan kronik hastalığı olanlar, kalp-akciğer hastalığı olanlar, yaşlılar, şeker hastaları, vb. olanlarda pnömoni (zatürree), menengoensefalit (beyin iltihabı), miyokardit (kalp kası iltihabı) gibi ciddi ve ağır seyredip ölümle sonuçlanabilecek hastalıklar görülebilir. Bunların dışında daha bir çok hastalığa vücut direncini kırarak zemin hazırlayabilir.
Grip ve sonrasında oluşabilecek hastalıklardan korunmak mümkündür.Bu amaçla geliştirilmiş ve kullanılan grip aşıları mevcuttur. Grip aşısı, özellikle hastalığa yakalanma ve sonrasında oluşabilecek hastalıklar yönünden risk taşıyan Yüksek Risk Grubu dediğimiz kişilere faydalıdır.
Aşı, bir önceki senede en sık karşılaşılan virüs tipine karşı, Dünya Sağlık Örgütü'nün önerileri doğrultusunda hazırlanmaktadır. Her yıl Ekim-Kasım aylarında tek doz şeklinde yapılmalıdır. Aşı ile koruyuculuk sağlıklı kişilerde %80'lere varmaktadır; yaş ilerledikçe koruyuculuk %50-60'lara inmekle birlikte hastalığın hafif geçirilmesi sağlanmaktadır. Mutlaka bir hekime danışarak yapılması bir çok açıdan faydalıdır.
Grip aşısı, genel olarak 65 yaş ve üzerindeki bireylerle, grip sonrası hastalık riski olan herkese, 6aylık bebeklikten itibaren yapılmalıdır. Çünkü ağır seyirli hastalık nedeniyle hem işgücü kaybı ve dolayısıyla ekonomik kayıp olmakta hem de özellikle risk gruplarında ölümle karşılaşabilmekteyiz. Aşı yapılması gereken bu yüksek risk grupları şunlardır:
1. 65 yaş ve üstündeki kişiler (özellikle bakımevlerinde kalanlar),
2. Kronik hastalığı olan kişiler: Kronik kalp, akciğer (astımlılar dahil), karaciğer, böbrek hastalığı, şeker hastalığı ve diğer endokrin sistemi hastalığı olanlar,
3. Kronik hastalık dışında bağışıklık sistemleri zayıflamış olan kişiler: Kanserli-lösemili kişiler, bağışıklık sistemi hastalığı olanlar, organ ve kemik iliği nakli yapılan kişiler,
4. Uzun süreli aspirin tedavisi alan çocuk ve gençler. Ayrıca risk grubundaki kişilere grip bulaştırabilecek sağlıklı kişilerin de (örneğin hastanelerde yoğun bakım, yeni doğan, nakil, bağışıklığı zayıf hastaların bakıldığı bölümlerde çalışan doktor, hemşire, hastabakıcılar; kreş ve huzurevleri çalışanları; birlikte yaşayan aile bireyleri,...),
5.ilk 3 ayından sonra hamilelere aşılanması önerilmektedir. Hamilelik sırasında bulaşan gribin, bebekte ve anne adayında çeşitli komplikasyonlara neden olduğu bilindiğinden aşılanması uygun görülmektedir.
6. 6. ayından itibaren bütün bebeklere de grip aşısı yaptırılması gerektiğini kaydediyor.
Aşı, embriyonlu yumurta kesesinden elde edilmektedir; bu nedenle yumurta allerjisi olanlar kullanmamalıdır. Aşı sonrası nadiren, hafif geçen, nezle benzeri bir tablo oluşabilir. Aşı yerinde kızarıklık ısı artışı, hafif ateş kas ağrıları, kırıklık hissi olabilir, 1-2 günde düzelir. Ateşli hastalığı olanlara, bu iyileştikten sonra aşı önerilir. AİDS'lilere de aşı yapılabilir.
Her sene aşı içeriği değiştiğinden o sene üretilen aşı ile aşılanmalıdır. Bu şekilde yapılan aşı, kişiyi 1 yıl kadar gripten korur.
Grip aşısı olan kimse sadece gribe karşı ve ancak belli oranda korunur. Aşının bağışıklık oluşturmadığı kimselerde ve grip dışındaki diğer solunum yolu hastalıklarında genel korunma tedbirlerine dikkat etmeliyiz. Solunum yolu hastalıklarının (grip, nezle, soğuk algınlığı vb) topluma yayılmasında sağlamlardan çok hasta olanların daha dikkatli ve sorumlu davranması gerekir. Hastalar en azından hastalıkları tamamen düzelene kadar başkalarıyla öpüşmemeli, kucaklaşmamalı ve hatta tokalaşmamalıdır (virüs yıkanmamış elde de bulunur). Ayrıca yine hastalar ağız ve burunlarıyla temas ettiklerinde, öksürük hapşırık nedeniyle ellerine sekresyonları bulaştığında ellerini yıkamadan başkalarının kullandığı telefon vb gibi ortak gereçlere temas etmemelidirler. Hastalar ilk 3-4 gün zorunlu değilseler sineme, okul, işyeri, metro, otobüs gibi kalabalık ortamlara girmemeli, evlerinde istirahat etmeli, mutlaka gerekiyorsa başkalarına bulaştırmamak için maske ile sokağa çıkmalıdırlar. En etkili korunma hastaların alacağı bu gibi tedbirlerle olur. Korumada sağlıklı kişilerin alacağı tedbirler: sonbahar-kış aylarında uygun giyim ve beslenmeye dikkat edilmesi; kalın-yünlü sıcak giysiler kullanılması, terli kalınmaması, bol sebze meyve tüketilmesi. Vücut direncini düşüren ve kolayca hasta olmamızı sağlayan etkenlerden uzak durulması; aşırı yorgunluk, alkol, sigara, az ve düzensiz uyku, düzensiz ve tek yönlü beslenme
Sağlıklı ve mutlu günlerde görüşmek üzere…