Nerden başlasam bilemiyorum.
Yazacak o kadar şey var ki..
Hangi birini yazayım.
Sezon başında puansız geçirilen haftaları mı?
Yoksa, başkanın bir çok maçı tek başına izlemesini mi?
Takım küme düştüğü için mutlu olanları mı?
Adıyaman’dan Kolbastı ile gönderilişizi mi?
Ben sondan yani Adıyaman yolculuğundan başlayayım.
Son maç
Ölüm kalım maçı,
6 gazeteciden olmak üzere toplam 9 kişi Sebatspor için Cumartesi sabah 04’te Adıyaman’ın yolunu tuttuk.
Erzincan üzerinden Tunceli yolunu kullanarak Malatya ve Adıyaman’a ulaştık.
Aslında kullandığımız yol tehlikeli imiş. Bildiğimiz halde yine de tehlikeyi göze aldık ve Tunceli yolunu kullandık. Yol derin bir vadi içerisinden ilerliyor ve bakımsız. Ara sıra geçen kamyonların haricinde yolda kimsecikleri görmedik. Kayaların oyulmasıyla açılan yol ve köprülerde durup çevreyi de inceledik. Bu arada üzerimizden askeri helikopterler tur atıyor. Biz de onlara sevgi gösterisi yapıyor ve onları fotoğraflıyoruz.
Neyse ki Tunceli’ye sağ salim ulaştık ve kısa bir moladan sonra yolumuza devam ettik.
Akşam otelde dinlenirken haberleri izleyen bir arkadaş Tunceli’de operasyon yapıldığını ve halen operasyonun devam ettiğini söyledi. Hemen telefonlara sarıldık ve operasyon hakkında bilgi toplamaya çalıştık. Aldığımız bilgiler sonrası büyük tehlike atlattığımızın farkına vardık. Opersayon tam bizim kullandığımız yol çevresinde olmuş ve helikopterler de bu nedenle orada imiş. Derin bir oh çektik.
Akşam takımızın otele gelişte karşıladık ve onlara moral vermeye çalıştık, hepsi de zaten moralli idi.
Başkan Zeki Öztürk’ün heyecanı gözlerinden okunduğu gibi, ne kadar yorgun olduğunu da görmek mümkündü. 2 Gün önce anjiyo olduğu halde maça gelmişti. Başkan 2 hafta önce Ankara’da yapılan bir program sonrası orada bulunan çok sayıda Akçaabatlının tenezzül edip maça gelmemelerine çok içerlemiş ve morali çok bozulmuş.
Gelelim maç Gününe…
Pazar günü sabah 07 sularında sokağa çıktık. Adıyaman tütünü satan yaşlı amcalar ve ayakkabı boyacılarından başka çok az kişi vardı sokakta. Dikkatimizi sağa,sola asılan ilanlar çekti. İlanlarda maç için “ölüm-kalım” maçı yazıyor ve taraftarları maça davet ediyorlardı.
Yaptığımız bir ziyaret sonrası stadın yolunu tuttuk.
Girişte görevliler gayet misafirperver olarak bizleri karşıladılar.
Basın tribününe çıktık ve maçı başlamasını beklemeye başladık.
Taraftar çok iyi havaya girmiş, maçı alacaklarına ve ligde kalacaklarına inanmış bir görüntü vardı tribünlerde.
Başkan Zeki Öztürk önce maç öncesi protokol tribününde maç anında ise biraz daha arkada Akçaabat’tan gelen yöneticiler arasında oturdu.
Arkada oturmasını maç sonrası öğrendik. Adıyaman başkanı HOŞ GELDİN’i bile çok görmüş başkana. Başkan da bunu protesto için arkaya geçmiş. İyi de etmiş.
Basın tribününde bizim haricimizde en az 10 gazeteci var. Ama hiçbirinde bilgisayar yok. Maç başlamak üzere ve bilgisayarımı açıp olan biteni yazacağım. Türkiye’nin en büyük şirketi olduğunu iddia eden Telekom’un koskoca bir ilin stadyumuna kablosuz internet kurmamış. Stadyum şifreli bağlantısı var sadece. Şifreyi öğrenmek için yalvarmadığımız kimse kalmadı, ama verilen şifrelerin hepsi yanlıştı. Bu arada maç çoktan başlamış ve maçı anlatamadığım için telefonum sürekli bilgi almak için çalıyordu. Birçoğuna bakamadım bile.
İnternet bağlantısı yapamadığımdan maçı sizlere aktarma şansı da bulamadık.
Adıyamanspor maça çok iyi hazırlandığı belli idi. Daha ilk dakikadan itibaren sağlı sollu ataklar ile kalemizde tehlikeli olmaya başladılar.
Bu baskı golü de peşinde getirdi. Bu arada hakem devreye girdi ve resmen uydurma bir düdükle penaltı noktasını gösterdi ve ilkyarı 2-0 sona erdi.
İkinci yarı oyuna hâkim olmaya çalıştık ama başaramadık Maçın genelinde sadece 20 dakika iyi mücalede ettik ve bu bölümde de gölü bulduk. Tribünlerin kulakları diğer karşılamalarda idi. Tribünler bir sevinip biz üzülüyordu.
Ve maç bitti.
Olduğumuz yerde kaldık.
Hiç beklemediğimiz bir skor vardı tabelada.
Akçaabat Sebatspor’umuz bu sonuçla küme düşmüştü. Bunca emek boşa gitmişti.
Bu moralsizlikle çantalarımızı alıp stadyumdan çıkmaya başladık. Bu arada diğer sonuçlar da gelince Adıyamaspor’un ligde kaldığı kesinleşti. Stadyumda yerini alan binlere taraftar hoparlöründen çalan kolbastı ile şampiyon olmuş gibi eğleniyorlardı.
Bizi kolbasti ile göndermeleri yaramıza tuz biber olmuştu.
Stadyum dışında Akçaabat’tan gelen arkadaşlar ile birlikte takım otobüsünün yanına gittik. Otobüsün camları atışan taşlar ile kırılmış, başkan içerisinde oturmuş ağlıyordu. Gidip teselli etmeye çalıştık. Çok doluydu. Akçaabat’ı yönetenler için çok şeyler söyledi, ama bunların yazmıyorum. Basın açıklaması yapıp açıkladığında yazacağım.
Maç bitti ve Akçaabat’ın yolunu tuttuk. Akçaabat’a yolda yaşadığımız aksilikler nedeniyle bir günde gelebildik.
Devamı Gelecek…