Kurt postu giyen çakallardan, aslanların büyüsünü kaybettiği ormanda kendini ormanın kralı sanan ayılardan usandık!
Bir kümese iki horoz girince, iktidârın tavuğa kalmasından usandık!
Nâmusluların kurduğu memlekette, nâmussuzların dolmasından usandık!
Değer verdikçe, değeri yitirmekten usandık!
Eşşeklerin kendini at zannettiği ortamda katırların î’tibâr bulmasından usandık!
Yalakalardan, dalkavuklardan hattâ kemik yalayıcılarından usandık!
Yediği kapı pisleyenlerin, üstüne hâinlik edenlerin varlığından usandık!
Kendini ülkenin hâkimi sanıp, istediği gibi esip gürleyenlerden usandık!
Hem bu deveyi güdemeyip, hem de bu diyârlardan gitmeyenlerden usandık!
Yağmurdan kaçmayarak, direnmemize rağmen doluya da tutulmaktan usandık!
Şerri haykırdığımızda ehven-i şerden söz edenlerden usandık!
Rüzgâr ekip, göreceği fırtınadan habersiz câhillerden usandık!
Ne idüğü belirsiz, gizli dîn taşıyanlardan usandık!
Mertlik nârâları atan nâmertlerden usandık!