Milâdî takvimin 2013’e günler kaldığını gösterdiğinde haber ajanslarının, dünya bültenlerinde çok sevindirici bir gelişmeyle karşılaştık. Bağımsız Türk Devletleri’nden biri olan Özbekistan’da öze yönelik olumlu gelişmeler yaşandı.
Batılı anlamdaki rezilliklerin dört bir yanımızı sardığı, özentiliğin, aymazlığın sınır tanımadığı ülkemizde de görmek istediğimiz bu gelişmeler anayurdumuz Orta Asya’daki soydaşlarımız tarafından gerçekleştirildi.
Ülke yöneticilerinin herhangi yasağı ve baskısı olmadan, Özbekistan televizyon kanalları aslında bir papazı temsil eden ‘Noel Baba’ saçmalığını yayınlamama kararı aldı. Sözkonusu kararın televizyon yöneticilerine âit olduğu, Özbekistan yönetiminin böyle bir yasağı olmadığı bildirilirken, gözümüzün önüne günümüz Türkiye’sini getirdim.
Türkiye’de yöneticiler böyle bir yasağı getirse; birçok medya kuruluşu yaygara koparacakken, TV’lerin tek başlarına böyle bir kararı almasını beklemek abesle iştigâldir. Üstelik medya kuruluşlarındaki yabancı payı iki katına çıkarılmışken…
Yine Özbekistan yönetimi 2005 yılında yılbaşı kutlamasının, Nevruz olarak sadece 21 Mart günü olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek, 31 Aralık kamusal kutlamalarına sınırlandırma getirmişti. Yönetim daha çok çocukların ilgisini çeken bu etkinliğin kısıtlama nedenini olası her türlü kültürel yozlaşmaya karşı önlem olduğunu açıklamıştı. Ülkedeki bir diğer uygulama ise, ülkenin başkenti Taşkent’teki lokantaların sâhipleri de milâdi yılbaşı gecesi işletmelerini kapalı tutma kararı aldı.
Bu gelişmelerden hareketle; basın kuruluşlarının, lokantaların tek başlarına böyle bir karar alması tabanın da bu duruma destek verdiğinin bir göstergesidir. Yâni Özbekistan Türkleri özüne uygun hareket ediyor.
Sözü fazla uzatmadan, Türkiye Türklerinin de diğer soydaşları gibi özüne dönmesini ve bu noel, milâdî yılbaşı hastalığından bir an önce kurtulmasını diliyoruz. Bir aralar; ‘Türkiye Malezya olmasın’, ‘Türkiye İran olur mu?’ gibi tartışmalar vardı bu ülkede, belki de hâlen daha var. Bunlar bir yana biz diyoruz ki, “Türkiye Öz(bek)e dönsün!”