Son yazımla bu yazı arasında bir ayı aşkın bir süre oldu. Tâtil falan derken, arayı biraz açtık.
Aslında bu durum da bana yazı yazmadığım vâkit bunu fark eden birileri olduğunu gösterdi. "Bayağıdır yazını göremiyoruz" sitemleri, âcizâne bizleri mutlu etti.
Yazımın konusu ilçemizdeki iki sivil toplum örgütü. Bunlar, Akçaabat Muhtarlar Derneği ve Akçaabat Ülkü Ocağı.
Bu iki sivil toplum örgütünü bir yazıda ve bir başlıkta bir araya getiren müşterek nokta ise: Akçaabat'a verdikleri katma değerler. Geçtiğimiz hafta iki derneğin de farklı etkinliklerine katıldım.
Muhtarlar Derneği Trabzon Valisi Abdil Celil Öz'ü ziyâret ederken, Akçaabat Ülkü Ocağı bir ilkokulda okuyan öğrencilere anlamlı yardımda bulundu. İki etkinlikte de haber amaçlı bulunduk.
İlk önce Muhtarlar Derneği'nden söze girelim. Muhtarlar Derneği, belki de Akçaabat'ta birçok kurum, kuruluş, siyâsî partinin yapamadığını yapmakta; Akçaabat için her kapıyı çalmakta.
Parti, bakan, milletvekili, vâli, kaymakam, bürokrat ayırt etmeden her uğraşları Akçaabat için.
Bir buçuk yıl önce Konya Vâli Yardımcılığı görevine atanan, eski Akçaabat Kaymakamı Erol Özkan'ı ziyârete Konya'ya giden muhtarlar dönüşte uğradıkları TBMM'de görüştükleri Trabzon milletvekilleri Aydın Bıyıklıoğlu ve Safiye Seymenoğlu'na bile ilçeyle ilgili birçok sorunu aktarmışlardı. Yâni bir ziyâret, gezi sonrasını bile değerlendirmişlerdir. Tabi en son Vâli ziyâretinde de aynı durum yaşındığı için konuyu buraya taşıdım. Muhtarlar, ilçeye bir şeyler kazandırabilmek için var güçleriyle çalışıyorlar. İlçedeki kaymakamlık binâsının yetersiz olduğundan başlayan muhtarlar birçok konuda ilçenin eksikliğini yeni vâliye aktardılar. Çözüm istediler, Vâli'den önce kendi aralarında istişâre yapan muhtarlar, "Bu ilçede biz geçici olarak muhtarlık yapsak bile burada kalıcıyız. Akçaabat bizim. O yüzden bizler bu ilçeye bir şeyler kazandırmalıyız" dediler.
Doğrusu, yalnızca mahallelerinin yüzölçümüyle sınırlı görev yaptıkları ve bu görevin de ufak kağıt doldurmak gibi angarya işlerle uğraştıkları düşünülen muhtarların aslında bu ilçeye müthiş katkısı var. Bu durumun her yerde aynı olmadığına da emin olabilirsiniz! Akçaabat Muhtarlar Derneği bu anlamda Türkiye'de sayılı derneklerden. Düşünün büyükşehir olan Konya'yı bile gördük, oradaki muhtarlar Akçaabat muhtarlarına imrendiler. Etkin hâlde çalışan muhtarlara başkanlık eden Eyüp Gedikli başkanımızı da unutmamak lazım. O'nun görevindeki hassâsiyeti muhtarları teşvîk eden en büyük etkenlerden biri. İlçeye gelen, giden her bürokrat, adlî kolluk kuvveti, yargı organı çalışanlarına ilçenin sâmîmi yüzünü gösteren muhtarlar herkese vefâsını gösteriyor. İlçeye görev yapmaya gelenleri ilk karşılayarak "hoşgeldin" deyip, giderken de uğurluyor.
Tabî onları da kırmıyorlar mı? Kırıyorlar! Bâzen yok sayıyorlar... Ancak onlar darılmıyor, gücenmiyor... Akçaabat için bir şeyler kazandırmaya çaba sarf ediyorlar.
Gelelim Akçaabat Ülkü Ocağı'na ve o fevkelâde etkinliklerine...
Çiçeklidüz Köyü'nde bulunan Çiçeklidüz İlkokulu bundan 2-3 sene önce âtıl hâldeymiş. Edindiğim bilgilere göre okulun müdürü hocamız Kadem Kaba ve ona yardımcı olan bâzı isimler okulu yeniden eğitime, öğretime kazandırmış. Velhâsıl bugüne gelmiş. Tabî köy okulu olması hasebiyle de Akçaabat Ülkü Ocağı, öğrencilere bir incelik yapmak istemiş. Başkan Fatih Gedikli ve yönetim kurulu üyeleri öğrencilere çocukların okulda yararlanacağı kırtâsiye paketi ve hepsine tek tek kendi fotoğraflarının basılı olduğu bir çerçeveli fotoğraf hediye etti.
Minik öğrencilere bir de pasta keserek, meyve suyuyla güzel bir gün yaşattı. Oradaki minik öğrencilerin sevinçlerini ben gördüm ve gerçekten duygulandım. Stüdyo T'nin sahibi Ömer Tiryâki Bey bu öğrencilere dağıtılan çerçeveli fotoğrafı üstlenmiş, Belemir Pastanesi sahibi Necmi Tiryaki pasta-meyve suyunu derken bunların yanısıra maddi-manevi olarak da Mollaosmanoğlu İletişim adına Lokman Mollaosmanoğlu, Pulathane Kömür adına Hayrullah Ertem, Remzi Tatil Köyü Müdürü Ahmet Şentürk katkıda bulunmuş.
Hepsine bu anlamda teşekkür etmek istiyorum. Bu insanlarla birlikte en fazla teşekkürü hak edenlerden biri ise Akçaabat Ülkü Ocağı Başkanı Fatih Gedikli ve onun ekibidir. Tabelalarında bulunan "Eğitim ve Kültür Vakfı" yazısını da bu anlamda boşa çıkarmamış oldular. Sivil toplum örgütü olmanın en güzel yanını o minicik çocuklara gösterdiler.
Tabî bu olumlu işe bile pislik bulaştırabilecek birileri olacağını tahmin ediyordum! Bu sitede yer alan haberin hemen altına birileri bir garip yorumlarda bulunmuş. İlkokul çocukları kullanılıyormuş... Haber yaptırılmak içinmiş... Siyaset yapılıyormuş... Okul müdürüne soruşturma açılması gerekiyormuş... Bir başkası da "Üç kuruşluk kırtasiye ile reklam yapmak yerine madem vakıfsınız bir okulu sahiplenin" diyor! Mübârek akıl hocası sanki kendisi Akçaabat'ın baştan sona tüm okullarını donatmış, bir ikisini de başkasına paslıyor.
Yorum yapanlardan biri de kendini "bozkurt" adıyla perdelemiş. Bozkurttan başka çakal, tilki benzeri canlılarda bulunan özellikler gösteren bu yorum da tabî farklı amaçlar taşıdığı belli. Bu çocukları bu kadar düşünüyorsanız, buyrun çıkın sizler bu çocukların hepsinin bir yıllık eğitim masraflarını üstlenin. Üstlenemiyor musunuz? O zaman konuşmayacaksınız! Ben bu etkinliği gönüllü haber yaparım. Yaptığım haberi de tüm basına dağıtırım. Birileri okusun da örnek alsın, başkaları da yapsın diye bunun neresi reklâm?
Bir de komedi ötesi yorum yapan var okul müdürü hakkında en kısa zamanda soruşturma açılması lazımmış... Böyle buyurdu efendi! İlçe Milli Eğitim Müdürü'nün de dâvetli olduğu ancak gelemediği organizasyonda ne soruşturması? Müdürümüze "çocuklara yardım yapıldı" soruşturması mı açılacak? Sizin işiniz-gücünüz bu olumlu tablolaları karalamak, gölge düşürmek. Ama efendiler bunu becermeniz de zor. Hadi kalın sağlıcakla.
Saygılarımla.