Din-Bir-Sen Trabzon İl Sekreteri Aslan Seyis'in bir açıklaması yer aldı köşemizin yer aldığı akcaabathaber sitesinde. Seyis'in kendi ifâdelerinden toplam 4 cümleden oluşan açıklama aynen şu şekilde: “Ramazan ayının gelmesi ile beraber maalesef bazı yerel ve ulusal medyada camiamıza karşı yapılan haddi aşan yazılar ve açıklamalar camiamızı son derece rahatsız etmekte, birlik ve beraberliğimizi zedelemekte ve camiamızın değerini düşürmekte olduğunu belirtmek istiyoruz. Bizler bu dönemde bütün enerjimizi harcayarak ramazanın en güzel şekilde ihya edilmesi için çalışmaktayız. Kurslardaki öğrencilerimizi de en güzel şekilde eğitip öğretmek gayreti içinde olduğumuz halde camiamız aleyhine yazılmış olan bu yazıları Din-Bir-Sen Trabzon teşkilatı olarak hiçbir şekilde kabul etmemekteyiz ve yazanları da telin ediyoruz. Ayrıca bu şahısların camiamızdan en kısa zamanda özür dilemelerini beklemekteyiz"
Açıklamayı okumam pek uzun sürmedi. Oldukça kısa ve anlamsız bir açıklamaydı. Okurların düşünceleri nelerdir bilmiyorum ama sayın sekreterin açıklamaları bir açıklamadan ziyâde sanki yapmış olalım da adet yerini bulsun anlayışıyla yazılmış birkaç cümleye benziyordu.
“Ramazan ayının gelmesi ile beraber maalesef bazı yerel ve ulusal medyada camiamıza karşı yapılan haddi aşan yazılar ve açıklamalar camiamızı son derece rahatsız etmekte” biçimindeki ifâdeyle başlayan cümlelerin ne kadar ilginç olduğunu anlamak için pek zorlanmamak gerek. Sanki Ramazan ayı için böyle haberler yapılmaya çalışılıyormuş da, birileri sırf bu işler için bu ayı beklemiş gibi. Bir de yerel medyadan bahsetmiş sayın Seyis, neden bahsettiği belli bile değil.
Bâzı cümlelerine anlam versem de ben bile Sayın Seyis’in açıklamasından bir şey anlayamıyorum. Sayın Sekreter, sendikacılık korkmamaktır! Korkunun üzerine gitmek ve haksızlık karşısında dik durmaktır! Ama maalesef siz bu açıklamanızla birlikte bunu beceremediniz. Tepki gösterdiğiniz konu neyse açık açık bunu çıkıp söyleyin, böyle yuvarlak ve birkaç kişinin ancak anlayabileceği yuvarlak ifâdelerle hem başta temsil ettiğiniz sendika üyelerinize, diyânet câmiâsına ve okuyuculara saygısızlık ediyorsunuz!
Ama normal mi karşılamak gerekir acaba bu durumu? Meselâ geçtiğimiz günlerde Trabzon’dan bir il müftüsü sürüldü. Maalesef yine sizlerden bir ses çıkmadı. Sonradan ortaya çıktı ki Sayın Müftü’nün sürülmesi siyâsîlerin bir icraatıymış! Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın kendi ifâdeleriyle birlikte bu husus, AKP İl Teşkilatı’nca Bakan’dan istenmiş ve Bakan da bunun uygulanması için somut adım atmıştır. Ancak sendikacı olarak bu konuda kamuoyunda bir açıklamanızı maalesef ben göremedim.
Yazının başından beri bahsettiğim sözkonusu açıklamanızı ne için ve kime karşı yaptığınızı biliyorum. Bilenler de vardır. Bildiğimiz bu küçük olay ve olaya sebebiyet veren küçük insanlara karşı bile böyle çekingen açıklamalar yapıyorsanız, sizlerden siyasetin yaptığı haksızlıklara karşı cesur açıklama yapmayı beklemek pek anlamsız olsa gerek.