Evet, şüphesiz Akçaabat’ın, Trabzon’un ve dahası Doğu Karadeniz’in en önemli turizm yerlerinden biri Ortamahalle.
Son yıllarda başta Akçaabat Belediyesi ve Sayın Başkan Şefik Türkmen’in öncülüğünde bir Ortamahalle farkındalığının uyandığını gözlemliyoruz. Ancak artık daha hızlı hareket etmenin ve Ortamahalle ile Akçaabat’ın kaderinin değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ortamahalle’nin daha ciddî olarak ele alınması gerektiğini savunuyoruz. Ortamahalle’nin son işletmesi de geçtiğimiz günlerde büyük bir katılımla hizmete açıldı.
Geçtiğimiz günlerde Sayın Kültür Bilimleri Akademisi (KÜBAK) Başkanı Prof. Dr. Kemal Üçüncü, Ortamahalle ile ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu. Doğu Karadeniz Kültür Envanteri gibi çok önemli bir projeye sahip olan Üçüncü, Ortamahalle’nin UNESCO’ya aday olabileceğini ifade etti. Kimlerin dikkatini çekti bilmiyorum ama UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmek, girebilmek çok büyük büyük bir öneme haiz!
Alıntı yaptığım aşağıdaki yazıda UNESCO’ya girmenin yedi önemli yanından söz ediliyor.
1- Farkındalık: UNESCO internet sitesinde verdiği resmi bilgide, bir alanın bu listeye alınmasının toplumlar ve hükümetler nezdinde farkındalık yaratmaya yardımcı oluyor.
2- Turizm: Listeye alınan kültür varlığının bilinirliği artıyor ve burayı ziyaret eden yerli ve yabancı turist sayısında artış oluyor.
3- Sahiplenme: Listeye alınan kültür varlıkları, bulunduğu kentin insanları tarafından da sahipleniyor, çünkü kente büyük getirisi oluyor ve kentin kalkınmasına yardımcı oluyor.
4- Finansal Destek: Bunun yanında listeye giren alanların korunması için UNESCO tarafından finansal bir destek de sağlanabiliyor.
5- Korumak: Yıllık 4 milyon dolarlık bir toplam fondan, özellikle de gelişmekte olan ülkelerden listeye girmiş olan dünya miraslarını korumak için pay ayrılabiliyor.
6- Hasar Giderilmesi: Bu fon aynı zamanda “tehlikedeki dünya mirası” listesindeki alanlarda oluşan hasarın olabildiğince hızlı bir şekilde giderilmesi için de kullanılabiliyor.
7- Teşvik: Dünya mirası listesinde yer alan varlıkların korunamaması halinde, komite bu alanların listeden çıkarılmasına karar verebiliyor. Dolayısıyla listeye alınan varlıkların daha iyi korunması için teşvik ediyor.
Yine Sayın Üçüncü’nün Ortamahalle için çok önemli bir teklifi daha var. Prof. Dr. Üçüncü Ortamahalle’ye bir etnografya müzesi açılması gerektiğini de söylüyor. Üçüncü, “Buranın görünebilirliğini daha da artırmak için orada geleneksel yaşam ve etnografya müzesinin açılması son derece güzel olur.” ifadeleriyle bu düşüncesini dile getiriyor.
Evet, artık Ortamahalle kabuğunu kırmalı; bir kültür, bir sanat, bir cazibe merkezi durumuna gelmelidir. Orada turizme yönelik açtığınız ve açacağınız çay, kahve yerleri elbette önemli. Ancak yalnızca bunlar korkarım ki Ortamahalle’nin vasıflarını önemli bir noktaya getirmeyecektir. Ortamahalle’de açılan tesislerde vatandaşı deniz manzaralı bir masaya oturtup kuymak yedirmenin turizme katkısı belli bir ölçekte olacaktır. Arabasını çekmeye yer bulamayacak olan vatandaşa konaklama yeri açmanın da turizme katkısı en fazla kuymak yedirmekten farksız olacaktır.
Ortamahalle düne göre bir basamak atlamıştır. Ancak bu seviye bugünün koşullarında yeterli değildir. Ortamahalle’nin yine sözünü ettiğimiz gibi daha ciddî bir biçimde ele alınması gerektiği ortadadır. KÜBAK’ın düzenlemeyi düşündüğü “Uluslararası Doğu Karadeniz Bölgesi Halk Bilimi Çalıştayı” öncesinde Ortamahalle ile ilgili mutlaka bir şeyler planlamalı ve bu çalıştaya gelecek dünyaca ünlü bilim adamlarından “Ortamahalle” için yararlanılmalıdır.
Ne dersiniz? Sesimizi duyan olur mu?
Saygılarımla.