Yaklaşık bir ay önce ‘Minibüsçüler üzerine’ başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Yazıda Akçaabat-Trabzon hattında çalışan minibüsçülerin özellikle vatandaşla yaşadığı sıkıntılarla ilgili konuyu ele almıştım. Minibüsçü esnafının halkla olan ilişki ve iletişiminin ne denli sorunlu olduğundan falan bahsettim. Kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Yazının altına gelen yorumların yanı sıra telefon ve e-posta geldi.
Bu yazıda bu konularda bâzı önerilerim olacak. Bu önerilerden söz etmeden önce eski yazıyla ilişkin birkaç kelâm etmek istedim. Yazıda bahsettiğim Şoförler Odası Başkanı Ali Şentürk ve minibüsçülerin kooperatif Başkanı Erkan Tamer telefonla aradılar. Kısa bir görüşme yaptık kendileriyle, sağ olsunlar gâyet de kibar görüşme yaptık. Telefonda karşımızda yapılan eleştiri ve yorumlara kibarca cevap veren makam sahibi veya kurum yetkililerinin olması sevindirici oluyor tabi.
Ali Şentürk ve Erkan Tamer başkanların telefonda özetle bahsettikleri şey aynı. İkisi de göreve geldiklerinde mevcut durumun ne denli kötü olduğundan falan bahsettiler. Görev süreleri boyunca ancak birçok sorunla uğraştıklarını yoluna koydukları çok şey olduğunu kaydettiler. Erkan Başkan henüz daha yeni bile olsa, başkanlık ettiği kooperatif dolayısıyla biz kendisinden çok şey bekliyoruz. İkisi de konuyla ilgili detaylı bir görüşme yapmamız gerektiğini belirtti, henüz bunu yapamasak da niyetimiz var.
Şikayet Mekanizması: Önerilerimin başında şu anda mevcut olduğu söylenen ancak pek işlevini yerine getirmeyen şikâyet mekanizmasıdır. Başkan Tamer, telefonda her ne kadar şikâyet mekanizmasının işlediğinden falan söz etse de ben böyle düşünmüyorum. Kendisi tüm araçların içinde plakanın da yazılı olduğu ‘hatalıysam falanca numarayı ara’ şeklinde bir afişin yer aldığını söyledi. Başkan Tamer’e telefonda da söylediğim gibi bu birçok araçta yok. Olsa dâhi vatandaşlar bu mekanizmanın ne kadar işlediğinden habersiz. Bu mekanizmanın işlediğine dâir kamuoyu bir açıklama ve bilgi bekliyor. Minibüsçülerin bundan sonra her türlü olumsuz hareketinde şikâyet edileceği ve karşılığında yaptırım görecekleri endişesi olsa belki de birçok sorun çözülecek.
Kamera: Her şeyden önemlisi ve çok âcil bir biçimde uygulanması gereken bir şey var. Bu da kesinlikle minibüslere güvenlik kamerası takılmasıdır. Bu hem yolcuların, hem de şoförün güvenliğini sağlayacak bir gelişme olacaktır. Taktırılan kameraların, görüntüleriyle hem şoförlerin hem de yolcuların memnuniyetini artıracağından eminim. Minibüste yaşanacak olası bir hırsızlığı da gün yüzüne çıkarabilecek kameralar aynı zamanda bahsettiğimiz sorunların da büyük oranda önüne geçecektir. Şoförler disiplin altında olacak, yolcular rahatlık içinde gidecektir. Şu anda büyükşehirlerin yanı sıra birçok şehir bu uygulamayı başlattı. Çok yakında şart olarak kararlaştırılacak bu uygulamayı şimdiden yapmak, çok iyi bir hareket olacaktır.
Fahri görevliler: Bir diğer önerim de kooperatifin görevlendireceği ve her ay değişecek fahri görevliler her gün birkaç araçta yaşananları rapor etseler, bu araçlara gerekli yaptırım uygulansa birçok dolmuşçu da bunu göz önünde bulundurarak zâten olumsuz hareketlerden sakınacaktır. Yaklaşık 4-5 aylık denetimler yapılsa sorunların yüzde 50 oranında son bulacağını düşünüyorum.
Sanal iletişim: Teknolojinin, sosyal paylaşım sitelerinin kullanım oranının had safhaya ulaştığı ve basit bir lise öğrenci kulübünün dahi bir internet sitesi, bir facebook ya da twitter hesabı kurduğu gibi yüzlerce dolmuşun bağlı olduğu ve binlerce kişiye hizmet veren dolmuşların bağlı olduğu kooperatif veya Şoförler Odası da bu yolları kullanabilir. İnternet sitesi üzerinden vatandaşların sıkıntılarını, sorun, dilek ve şikayetlerini paylaşabileceği bir ağ kurulsa bununla birlikte vatandaşa anlatılacak bazı şeyler de buradan paylaşılabilir.
Aslında yazabilecek önerim daha var ama ben bunların yapılmasını, yapılabilecek olmasını bile Akçaabat’ta bir milât olarak görüyorum. Umarım yapılabilir ve artık bu konuda bir şeyler yazmak veya düşünmek zorunda kalmayız.
Saygılarımla…