Geçenlerde Akçaabat’ın en büyük beldesi olan Söğütlü’yü gezerek, inceleme fırsatım oldu. KTÜ’ye bağlı eğitim fakültesi gibi büyük bir yerleşkeyi içinde bulunduran Söğütlü gerçekten planlı yapısıyla ve sosyal ortamlarıyla Akçaabat İlçesi’nin vitrini olabilecek nitelikte.
Trabzon’un büyükşehir statüsüne kavuşarak, beldelerin kapatılmasıyla Akçaabat’a bağlanacak olan Söğütlü bu anlamda da ön plana çıkıyor. Akçaabat’a vizyon katmış olan Söğütlü, belediye olarak da Akçaabat’a bağlanınca bu vizyonu daha da ileriye taşıyacak. Beldenin çeşitli yerlerinde bizzat Söğütlü Belediyesi tarafından yaşam alanları oluşturulurken, beldede görünür büyük şeylerden daha çok küçük ayrıntılarla ilgilendim. Bunlardan bir tanesi Akçaabat İlçe Belediyesi’nin sınırları içerisinde bile olmayan bir ayrıntıydı. O ayrıntı ise, kaldırımlarda görme engellilerin yürüyebilmesi için hissedilebilir şeritlerin yapılmış olması.
Gelişmiş ülkelerin en çok önem verdiği kendileri üzerinde pozitif ayrımlar oluşturmaya çaba sarf ettiği yaşlılar ve engelliler ne yazık ki bizim ülkemizde pek kayda değer insan sınıfında sayılmıyorlar. Hatta her bir yanı üst geçitlerle donatarak yaşlı, çocuk arabalı ve engellilere genel anlamda yaşamı haram etsek de Akçaabat Atatürk Parkı’nın orada bulunan Şehit İbrahim Seyis Üstgeçidi’ne yapımından yıllar sonra bir asansör yapmayı aklımıza getirdik. Getirdik getirmesine de konu hakkında en az 10-15 gazete ve internet haberi, üstgeçidi kullanmadı diye yaşanan ölümlü ve yaralamalı kazalar ve duyarsızlık, duyarsızlık, duyarsızlık…
Konuya geri dönüş yaparsak, Söğütlü Belediyesi’nin kaldırımlara uyguladığı bu uygulama gerçekten takdire şâyan. Aslında abartılacak bir şey değil ama günümüz Türkiye’si, Trabzon’u ve Akçaabat’ı göz önünde bulundurulunca insan bir başka düşünüyor. Neticede Trabzon’da bir tarafı engelliler için basamaksız, düz olarak bir geçişle tırmanılan üstgeçidin diğer taraftan basamaklı merdivenlerden inilmesi gibi abuk-sabuk uygulamaların olduğu diyarlar burası.
Bir üstteki paragrafa ‘konuya geri dönüş yaparsak’ diye başlamış olsak da bir türlü dönemedik. Evet, Söğütlü’yü küçük çapta inceleme fırsatı buldum. Her bir yanda bir inşa, bir yapı tamiratı. Bunlarla birlikte öğrendiğim birkaç hususu aktarmak istedim. Meselâ belediye sınırları içerisinde kamuya ait yapılacak her çalışmada Söğütlü Belediyesi kendi işçilerini görevlendiriyor. İhâleye çıkartmadan işi kendi bünyesinde çözerek, taşeronlara verecek olduğu paralarla da malzemenin en kalitesini seçiyor. Bu hususta gâyet devletçi bir yaklaşım gördüm. Bunun örneklerinden biri de, Söğütlü sınırları içerisinde bulunan atletizm sahasının çevre düzenlemesini yine belediyenin kendi bütçe ve işçisiyle yapması.
Öte yandan belediyede yer alan en ufak bir boşluk, küçük çapta bir yeşillikle ve vatandaşların oturup dinlenmesi için bankla dolduruluyor. Dikkatimi çeken bir diğer ayrıntı da buydu ve onlardan bir örneği fotoğrafladım (Sağda).
Zarûri bir biçimde görüntü kirliliği oluşturan kısımlar çeşitli görsel malzemelerle örtülmeye çalışılıyor.