TATLI DİL

Aydın ABANOZ

Güzel söz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, acelesi de yoktur. (2/Bakara, 263)

İnsan sosyal bir varlıktır; kişi ve toplumlarla etkili bir iletişim kurması gerekir. Ancak bu şekilde hayatı zevk ve neşe içinde geçecektir.

Yaratılış gayesi Allah'a kulluk olan insanın kulluğunun gerekle-rini yerine getirirken insanlarla da iyi geçinmesi gerekir. Bu da Yaratan'a ibadet, yaratılana şefkat ve merhametle olacaktır.

İslam yolda insana eziyet veren bir şeyi kaldırmayı imandan say-dığı gibi insanlarla iyi geçinip güler yüzlü ve tatlı dilli olmayı öv-müştür, hatta ibadet kabul etmiştir. Nitekim Peygamber Efendimiz (sas) “Tebessüm sadakadır.” (Buhârî, Edeb, 34) ve “Tatlı dil sada-kadır.” (Tirmizî, Birr, 36) buyurmuştur.

“Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” diyen Peygam-ber Efendimiz (sas) beden dilini kusursuz şekilde kullanmış; bu özelliği dostları kadar düşmanları tarafından da hayranlıkla ifade edilmiştir. Bir sahabe “Ben Resulullah (sas)'dan daha mütebessim birini görmedim.” diyerek hayranlığını ifade etmiştir.

İnsanları parayla, malla memnun edemeyeceğimizi bizlere bil-diren Peygamber Efendimiz (sas) bunun tatlı dil ve güler yüzle yapılmasını tavsiye etmiştir. (Feyzü'l-Kadir, 2:557)

Kendini bilen bir Müslümana kaba, çirkin, pis konuşmak yakış-maz. Peygamber Efendimiz (sas) bir müminde olmaması gereken vasıfları şöyle sıralar: “Mümin dil uzatıcı değildir, lânet okuyucu değildir, kötü iş yapan değildir, kötü söz söyleyen değildir.” (Tir-mizî, Kadir, 1978)

Kendini bilen bir Müslümanın yalan, iftira, gıybet ve malayani konuşmaktan kendinisini alıkoyması gerekir.  Ancak bu şekilde ol-gun bir mümin olur.

Değerli okuyucular!..

Kişinin kalbinin güzelliği diline ve yüzüne yansır. Dile yansıması tatlı dil, yüze yansıması da tebessümdür. Bunun için amir memura, doktor hastaya, işveren işçiye, öğretmen öğrenciye, imam cemaate, tüccar müşteriye, aile reisi ev halkına, muhtar köylüye, şoför yol-cuya, hizmet veren hizmet alana, kaynana geline tatlı dilli güler yüz-lü olmalıdır. Çünkü tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. Olgun mümine de bu vasıf yakışır.

“Sizin en hayırlınız ahlakı güzel olanınızdır” buyuran Peygamber Efendimiz (sas) “Birbirinizi sevmedikçe gerçek manada iman etmiş olamazsınız.” diyerek aynı konuya vurgu yapmıştır.

Başkalarıyla alay eden, insanları küçük düşüren sözler ifade e-den, kaşı çatık, yüzü asık insanlar toplumla iyi iletişim kuramazlar. İyi iletişim kuramayanlar kişiler insanlar tarafından sevilmeyecek ve dolayısıyla da hayattan gerektiği gibi zevk alamayacaklardır.

Öyle ise seven ve sevilen bir kişi olabilmek için tatlı dili güler yü-zü kendimizden eksik etmeyelim. Muhatabımızı kırmadan, överken ve yererken aşırıya kaçmadan; kötü, kaba ve lânetli konuşmadan; yalana, gıybete ve alaya yer vermeden uygun yer ve uygun zamanda konuşmalıyız.

Yazımızı başladığımız gibi bir ayet-i kerime ile noktalayalım:

Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan ara-larını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır. (17/İsra, 53)