Mutluluk destesi, sevgi bestesi, sağlık hazinesi getirecek bir yıl olması dileklerimle, mutlu yıllar!
İnsan yeni yılla neyi kutlar bilmem?... Unutmak, kurtulmak istediklerinden biraz daha uzaklaştığına bayram eder herhalde!
Yoksa bir yıl daha yaşlanmak, sermayeden harcamak, beklenen kaçınılmaz akıbete bir adım daha yaklaşmak, kutlanacak bir şey değil bence!
Yunus Emre;” Her ne ki arıyorsun; aradığın ancak sensin! İyinin de, kötünün de fidanı senin içinde büyür…” demiş, neyi arıyorsak, neyi kutluyorsak artık!..
Ne çok şey kaybediyoruz giden her yılla! Ne dostlar, ne arkadaşlar, güzellikler, yeşillikler sorma!..
Akçaabat’ta payını alıyor kaybedişlerden!.. Düne ait nice güzelliklerini, adetlerini, dostluklarını, sevdalarını, bağını-bahçesini, komşuluğunu, sıcaklığını, sahilini, denizini, tütününü, mısırını, evzasını, peşkosunu, koncolozunu, sarambula yemeğini, gogiya çorbasını, lahana huliyasını, sakinliğini, tütün damlarını, tütün vagonlarını, kuş incirini, patlıcan incirini, gazinosunu, kadınlar plajını, Hamam Çimenini, sepetçisini, katmasini, kalandarisini, makresasını, kültürünü, mazi ile bağını kaybetti, unuttu, kaybediyor!... Bambaşka bir kültür, bambaşka bir yaşam… Akçaabat alışmaya çalışıyor!..
Malımız arttı, keyfimiz azaldı. Daha büyük evlerde ama daha küçük ailelerle yaşıyoruz. Az seviyoruz. Komşunun kapısını çalmaya imtina ediyoruz!.. Bilmek çare gerektirir!..
Değerlerimizi harcıyoruz, hem de acımasızca! Sebat’ı hallettik! Öksüz, ortada bıraktık! Birilerinin can havliyle uğraşması, kurtarmaya çalışması, sahiplenmesi de beyhude gibi!.. Gittik artık bir alt kümeye!.. Nereden, nereye?..
Ne kadar duyarsız olduk böyle! Değer yargılarımız ne kadar erozyona uğramış! Kozmopolitleşmek böyle bir şey herhalde…
Televizyonlarda günlerce tefrikalar yayınlanıyor, hiç tepki yok. Yerel bir gazetede, Akçaabatlı olmayan ama Akçaabat aşığı bir kardeşimiz savunuyor Akçaabat’ı! Akçaabat Sebatsporu olduğu gibi!..
Belediyemiz, yapılan, Akçaabat’a kazandırılan bir okuldan alacağı istimlâk bedelinin peşine düşmüş. Diğer yandan Akçaabat’a Anadolu Öğretmen Lisesi yapımı programdan çıkarılıyor. İkisi arasında bir bağlantı var mı acaba?..
Akçaabat’a sorabilme imkanımız olsaydı da sorsaydık bir, acaba dünden mi, bugünden mi daha memnun, mutlu?..
Ben, bana göre değerlendiriyorum! Herkes kendine göre değerlendirip, sonuca ulaşacak. Ben Yunus Emre’nin ;”Sevgilinin gözünden akan bir damla, bir erkek için ya hazinedir, ya da hazineyle tartılır. Çaresizlik yoları bağladıysa, o damlayı görsen de iç acıtır, görmezden gelsen de!...” dediği gibi içim acıyarak bakıyor, izliyorum Akçaabat’ımı!.. Sizlere emanet!..
Uzun bekleyişlerin kalbe yansıyan ihtilalleri olur!...