Akçaabat Sebatspor... Tarihi Cumhuriyet’le yaşıt. Çünkü 1923’te kuruldu. Kurucuları renklerini de Türk bayrağından alarak Kırmızı-Beyaz olarak seçmişti. Türkiye’de profesyonel liglerin oluşmasıyla birlikte 2. Lig’de mücadele etmeye başladı. Kimliği çok önemliydi. Genç oyuncuların yuvası gibiydi. Nice büyük yıldız bu kulüpte yetişti. Öncelikli olarak büyük hedeflerin takımı olmadı. Kendisine 2. Lig hep yetti. Üçüncü Lig kurulduktan sonra bazen bu lige düştü, bazen 2. Ligde şampiyonluk savaşı verdi ama hep yıldız adaylarının yuvası olarak Türk futbolunun en önemli temsilcilerinden biriydi. Trabzonspor için bir alt yapı görevi de görüyordu. Şenol Güneş ve Kadir Özcan başta olmak üzere ne değerler yetiştirdi. Ama şimdi yok olma noktasına doğru hızla ilerliyor. Bu kulübü aciz durumlara düşürenler ise oturmuş, felaketin gelmesini büyük bir gururla izliyor.
Dönüm Noktası Süper Lig’di
Mütevazi bütçesiyle yıllarca 2. ve 3. Liglerde mücadele eden Kırmızı-Beyazlı Akçaabat Sebatspor, merhum Selami Yardım’ın başkanlığa gelmesiyle birlikte kabuğunu kırmıştı. Yardım, 3. Lig’de küme düşme potasından aldığı Akçaabat Sebatspor’u önce 2. Lige çıkarmış, sonra bugünkü adıyla Bank Asya’ya tırmandırmıştı. Burada ilk sezon play-off oynayan Kırmızı-Beyazlılar, 2002-2003 sezonunda ise yine Play-Off’ta rakiplerini tek tek yenerek adını ilk kez Süper Lig’e yazdırmıştı. Bu tarihi bir başarıydı. Akçaabat Sebatspor ilk yılında doğru bir politika izlemiş, takımı Süper Lige çıkaran futbolcular elde tutulmuş, dışarıdan genç yıldız adayları alınmış, Trabzonspor’un da verdiği 8 futbolcuyla birlikte Süper Lig’de onur mücadelesi vermişti. Türk futbolunun Tarihi kulübü, kümede kalmayı başarırken, gerçekten tarihe geçecek sonuçlara da imza atmıştı.
Sonra Acıların Takımı Oldu
Fakat Veli Sezgin’in başkanlığıyla başlayan süreçte, Akçaabat Sebatspor sözde hedef büyüterek, dış transferde yıldız eskisi isimlere yönelince her şey tersine dönmüştü. UEFA Kupasına katılmayı hedefleyen Kırmızı-Beyazlılar, futbolu bırakma noktasına gelmiş Yusuf Şimşek, Ogün Temizkanoğlu, Oktay Derelioğlu, Ali Eren, Bakadal ve Hakan Bayraktar ve daha nice yıldız eskisine milyonlarca lira dökmüştü. Takımı 2. Lig’den çıkaran genç futbolculara şampiyonluk ve kümede kalma primleri dahi ödenmezken, sadece Ogün için o günün parasıyla 500 milyar lira kasadan çıkmıştı. Takım içinde ahenk bozulmuş, adeta beyinlere virüs girmişti. Kayserispor ile oynanan maçta bahis skandalının ortaya çıkması ise her şeye tuz biber ekmişti. Artık sonun başlangıcıydı tarih kokan Akçaabat Sebatspor için bu büyük olay... Ve o sezon takım küme düşmüştü.
Tepe-Takla Üçüncü Lige
Ve Akçaabat Sebatspor, Bank Asya’da şampiyonluk hesapları yaparak yeni sezona başlarken, üst üste aldığı kötü sonuçlarla dibe doğru inmişti. Yıldız eskisi futbolculara verilen milyonlar borç olarak geri dönmüş, kulübün tüm alacakları temlikliydi. Yönetime seçilenler yırtıkları yamamaktan öteye bir şey yapamıyordu. Gelirler sadece borçların faizlerine yetiyordu. Takımı oluşturtan futbolcular doğru dürüst para alamıyorlardı. Ve kader ağlarını örmüştü.
Akçaabat Sebatspor bir yıl kaldığı Bank Asya’dan 2. Lige düşmüş ama burada güçlükle iki yıl barınabilmişti. İlk yılında güçlükle kümede kalan Kırmızı-Beyazlılar, geçen sezon ise son maçın son dakikalarında küme düşerek 3. Lige dönüş yapmıştı. Yani kulübe altın dönemini yaşatan merhum Selami Yardım’ın takımı aldığı noktaya gelmişti Akçaabat Sebatspor. Bu tarihi kulübe gönül verenler kadar, bu kulübü simge olarak gören her futbol severi de derinden yaralarken, bir çözüm yolu bile bulunamamıştı.
Ve Mutlak Sonu Gelirken!
Bu sezon başında Akçaabat Sebatspor ile Yalıspor’un birleştirilmesi yönünde çalışmalar yapıldı. Kulübün ismi değişecek ve bu şekilde borçlar silinecekti. Yalıspor ismiyle mücadele ederken, adım adım yeniden zirveye tırmanacaktı. Ancak olmadı. Tarihi kulübün belki de en uzun süre başkanlığını yapan Kazım Kolot bu oluşuma karşı çıktı ve 80 yaşından sonra yeniden başkanlığa soyundu. Hedef Akçaabat Sebatspor’u kurtarmaktı. Ve yine teknik adam olarak Kolot’un geçmişte hiç vazgeçemediği isim olan Ali Kemal Özcan göreve getirildi. O’nun da tek hayali A. Sebatspor’u kurtarmaktı. Ancak 3. Lig başladı ve 5 hafta geride kaldı. Kırmızı-Beyazlılar şu ana kadar 5 yenilgi alırken, bir tek beraberlik bile çıkarama başarısını gösteremedi. Kalesinde 17 gol gördü, sadece 2 gol atabildi. Ve adeta, ‘Ben düşüyorum’ diye haykırırken ne bu kulübü bu duruma düşürenler, ne Akçaabat’ın kanaat önderleri, Trabzon’un dinamikleri kıllarını bile kıpırdatmıyorlar.
Tarih Onları Affetmeyecek
Sadece felaketin ayak seslerini izlemekle yetiniyor ve bu tablo karşısında fikirsiz, sessiz, özverisiz bir tutumu kendilerine yakıştırıyorlar. Trabzonspor gibi vitrin bir kulüpte yönetici olabilmek için adeta sıraya giren Akçaabat’ın zenginlerinin umurunda bile değil Akçaabat Sebatspor. Çünkü bu kulübü kurtarmanın getirisi, vitrini yok. Bu kulübün rantı önemli değil. Televizyonlar, gazeteler her gün bu isimleri arayıp, konuşmayacak. İş hayatlarına veya politik geleceklerine en küçük bir katkısı belki de olmayacak. İşte bu nedenlerle kendilerini sözde futbol aşığı görenler bir tarihin yok olmasını seyrederken, aslında kendi yetersizliklerini de belgelemiş oluyorlar. İçki sofralarında Türk futbolunu kurtaranlar, sıra Akçaabat Sebatspor’a gelince ne kadar sağır, kalpsiz ve dilsiz olduklarını da göstererek tarihe not düşülmesine zemin hazırlıyorlar. Ancak onlar tarihi bir kulübün yok olmasına seyirci kalırken, tarihin de onları asla affetmeyeceğini hiç düşünmüyorlar.
Not: Öte yandan Akçaabat Sebatspor dün Fatih Stadı’nda oynadığı ligin altıncı haftasında da sahadan eli boş ayrıldı. Rakibi Sandıklı Belediyespor karşısında varlık gösteremeyen ekibimiz karşılaşmadan 6-1 mağlubiyetle ayrıldı.
Kaynak: Günebakış