Akçaabat Sebatspor’un altyapısında uzun yıllar teknik direktörlük yapan ve şu an 3. Lig 1. Grup’ta mücadele eden Akçaabat Sebatspor’un tüm futbolcularının çalıştırıcılığını yapan Veysel çelik, istifasının ardından takımımızın performansına yönelik olarak dile getirilen ve “Veysel Hoca’nın çocukları 5’te 0 yaptı” yorumlarına cevap verdi.
Veysel Çelik, Bank Asya 1. Lig’den düştüğümüz sezonki kadromuzun şampiyonluğa oynayacak kalitede bir kadro olduğunu hatırlatarak, “O takım küme düşmesine rağmen kimse yorum yapmadı, eleştirmedi. Çünkü hocalar ve oyuncuların çoğu Akçaabatlı değildi. Merak ediyorum onlar kimin çocukları idi?” dedi.
Çelik, şunları söyledi:
Spor toto 2. Lig’den küme düştüğümüz sezon, yani geçen sezon kurulan takım da şampiyon olup bank Asya 1. Lig’e çıkmak için kurulmuştu. Bu takımda olan genç Akçaabatlı profesyonel oyuncuların lisansları dahi vize edilmedi. Altyapıdan önerilen dört oyuncumuz da takıma alınmadı. Kesin şampiyon olacağız denilerek kurulan o takımın hocası dokuz hafta galip gelemedi. Ama eleştirilmedi de. Son on üç hafta takımın başına gelen hoca ise önceki sezonlardan kalan alacaklarını Federasyon’a bildirerek faizi ile tahsil etti. Tabii yine kimse eleştirmedi. Bu hoca takımın başına geldiğinde kendisine yardımcı olarak biri İzmirli, biri Adanalı, biri de Denizlili olmak üzere üç kişiyi belirledi. Bu hocaların aldıkları ücreti de herkes biliyor. Bu takımı küme de düşürdüler üstelik. Ama yine kimse eleştirmedi.
Bu sezon ise kapanma noktasına gelen kulübe geç de olsa sahip çıkan bu yönetimin yapabileceği tek şey vardı. O da bu takımı lige dahil etmekti. Bunu yaptılar da. Borcundan dolayı transfer yapamayan, hatta bir önceki sezondan tek bir oyuncuyu bile takımda tutamayan bu takımın ligde mücadele eden oyuncularının yaş ortalaması 19. Bu nedenle bu takım sezon sonuna kadar tek bir galibiyet bile alamasa hiçbir Akçaabatlının onları eleştirmeye hakkı olmadığını düşünüyorum.
Çünkü sahada oynayacak ayakkabıları bile olmayan, başka arkadaşlarından aldıkları ödünç ayakkabılarla sahaya çıkan, antrenmana ailelerinden aldıkları harçlıkları yol parası yaparak gelen bu çocukların eleştirilmeleri değil takdir edilmeleri gerekiyor.
Eğer sezon başında erkenden bir yönetim oluşturulabilseydi ve transfere engel borçlar aşılıp 5-6 yeni transferle takviye edilen takıma bir kamp dönemi geçirtilebilseydi bu takım ligde çok farklı bir yerde olurdu. Mutlaka yukarıları zorlayan bir takım olurdu.
İyi bir sezon hazırlığı geçiremeyen, oyuncu takviyesi yapılamayan bu takım, bir maç hariç, bugüne kadar oynadığı müsabakalarda sporseverlerin yine de takdiri kazanmıştır.
Bugün, Süper Lig takımlarının aynı yaşlardaki oyuncu grubu bu lige dahil edip lig mücadelesine sokulsaydı da değişen bir şey olmazdı. Çünkü 2000 yılından beri Deplasmanlı U-18 Ligi’nde oynayan Akçaabat Sebatspor’un rakipleri Süper lig, Bank Asya ve büyük şehirlerin takımlarıyla mücadele ediyor. Bu takım geçen sezon hariç diğer sezonlarda puan cetvelinin hep üst sıralarında yer aldı. Süper lig ve Bank Asya takımlarını her sezon yenmiştir. Bu nedenle bugünkü durumda başkalarının hatalarını altyapıya yüklemek ve bunu bir eleştiri nedeni yapmak yapılabilecek en büyük yanlıştır.
Bu takım belki de bu sezon yine küme düşecek ama bunun eleştirisi bu çocuklarla değil, bu noktaya nasıl gelindiğiyle ilgili olmalıdır. Geçmişte yaşanan ve her sezon tekrar edilen yanlışlar bu çocuklara fatura edilmemeli.
Geçen sezon bu takımın başına gelen ve işyerine bile “Sebat harita” ismini vererek Sebatsporluluğunu ortaya koyan Zeki Öztürk Akçaabat Sebatspor için iyi bir değerdi ama dışarıdan ve içeriden yapılan yanlış yönlendirmelerle bu takımı kurtuluşu olabilecek bir sezonda heba olmuştur. Ancak, şuna inanıyorum ki, bu camiaya tekrar sahip çıkarsa geçmişte yapılan hataları yapmaz. Çünkü ‘hayat, geriye doğru anlaşılır, ileriye doğru yaşanır.’
Akçaabat’ta bazı şahıslar Akçaabatlı hocaların kendilerini değiştirmedikleri gibi sözler sarf ediyorlar. Bizler kulübe dolmuşla gelip gidiyorsak, her gün değişik elbise giymiyorsak ve güneş gözlükleri takmıyorsak bunun nedeni dışarıdan gelen hocalar gibi 25-30 bin lira peşin para ve 10 bin bin lira aylık ve çift pirim almadığımızdandır. Ama şu bilinmelidir ki biz de yenilikleri takip ediyoruz. Hem de onlardan çok. Üstelik bankalardan kredi çekerek kurslara, seminerlere ve güncellemelere gittik. Biz bu anlamda hiç değişmedik; günümüzdeki futbolun gerektirdiği tüm yenilikleri ve gelişmeleri takip ederek kendimizi geliştirdik. Eğer değişmememizi özel arabamız olması, her gün yeni elbiseler giyilmesi ve güneş gözlükleri takılması, laptopları ele alıp her akşam başka bir restoranda oturulması ise evet biz değişmedik ama takımımızı bu hale bu zihniyet getirdi zaten.
Şunu samimiyetle söylüyorum ki, eğer takımı bu hale düşüren ve bahsedilen ücretleri alan Akçaabatlı herhangi bir hoca olsaydı mutlaka ama mutlaka ‘bu hoca hangi yüzle buralarda dolaşıyor’ ya da ‘bu hoca maçlara hangi yüzle geliyor’ yahut da ‘bu hoca hangi yüzle kulübün yanından geçiyor’ denilirdi.
Akçaabat Sebatspor’un durumunun iyi olduğu zamanlarda devreye dışarıdan insanları aracı yaparak takımın başına gelmeye çalışanlar veya o zamanlarda tribünde arz-ı endam yapan hocalar şimdi neredeler? Hâlbuki gerçek Akçaabat Sebatsporlu hocalar yine tribündeler. Onlar iyi günlerde de, kötü günlerde de hep aynı yerlerindeler.
Birkaç sezon önce 2. lig’de yine küme düşmemek için mücadele eden ve son 6 maçından 5’ini alması gereken Akçaabat Sebatspor’u, kalan maçlarının 6’sını da alarak kümede bırakan hocanın bırakın takdir edilmeyi bazı şahıslar tarafından Akçaabat düşmanı ilan edildiğini de kimse unutmasın.
Gelinen bu noktada ve bu şartlar altında bu takımın hiç galibiyet alamaması ve küme düşmesi halinde bile eleştirilmesi gereken bu gencecik sporcular ve iş başında olan yönetim kurulu değildir. Bunu gerçek Akçaabatlılar iyi analiz etmeli ve öyle yorumlamalı.
Ve herkes şunu iyi bilmelidir ki bu çocuklar ‘Veysel hocanın çocukları’ değil, Akçaabat’ın çocuklarıdır ve onlara sahip çıkmak her Akçaabatlının asli görevi olmalıdır.