Özlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son günlerde havaların oldukça soğuduğunu, bu durumun bir çok hasta için tehlike arzettiğini belirtti.
Yaşlılar, bebekler, müzmin hastalığı olanlar ve yoksullar için kışın, yaza oranla sağlık açısından çok daha riskli bir mevsim olduğunu ifade eden Özlü, ''Kış ayları, grip, nezle, soğuk algınlığı, sinüzit, farenjit, bademcik ve orta kulak iltihabı gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının en sık görüldüğü zaman dilimidir. Yine zatürre, bronşit, bronşektazi ve KOAH alevlenmeleri gibi alt solunum yolu enfeksiyonları da benzer şekilde kış mevsiminde çok daha fazla görülmektedir'' dedi.
Kışın yaşanan sağlık sorunlarının, sadece havaların soğuk olmasından kaynaklanmadığına dikkati çeken Özlü, şöyle devam etti:
'Örneğin 'evimizi, iş yerimizi ısıtalım' derken aşırı kuruluk oluşturabiliriz. Bu durum astımlılar başta olarak bronşitlilerde hastalığı ve atakları tetikleyebilir. 'Isınalım' derken, soluduğumuz havayı kirletebiliriz. Çünkü kapalı alanlar iyi havalandırılmazsa, kısa sürede oda içi hava kirliliği gelişmektedir. Ev, iş yeri, alışveriş merkezleri, kafeler gibi kapalı alanlarda içilen sigara ile pişirme, ısıtma, aydınlatma amaçlı kullanılan yakıtlardan kaynaklanan gaz ve tozlar, sağlığımızı tehdit etmektedir. Kışın yağış ve soğuk gibi iklim koşulları nedeniyle vaktimizin çoğunu açık hava yerine ev, ofis gibi kapalı alanlarda geçirmemiz, bu tür kirleticilerle temas süremizin ve yoğunluğumuzun artmasına yol açmaktadır.''
Özlü, sobaların ve kaloriferlerin yanmasıyla dış ortam hava kirliliğinin de arttığını belirterek, ''Gerek oda içi gerekse dış atmosferdeki kirleticilere maruz kalındığında, özellikle KOAH, astım ve kronik bronşit hastaları başta olmak üzere, yaşlı ve müzmin kalp-akciğer hastalığı olanlarda, hastalık kontrolden çıkabilmekte ve ataklar görülebilmektedir'' diye konuştu.
Dış ortamdaki soğuk ve yağışlar nedeniyle kapalı ortamlarda diğer insanlarla yakın temas süresi ve yoğunluğu artınca gribal enfeksiyonlara yakalanma riskinin yükseldiğini dile getiren Özlü, ''Gribal enfeksiyonlar bebekler, yaşlılar ve müzmin hastalığı olanlarda hem daha sık gelişmekte hem de çok daha ağır seyretmektedir. Bu tür enfeksiyonlar, zatürre gibi daha ağır hastalıklara da zemin hazırlamaktadır'' dedi.
-DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER-
Özlü, kışın soğuktan korunabilmek için öncelikle kapalı mekanların, vücudun ısı dengesini koruyabilecek şekilde ısıtılması gerektiğini kaydederek, ''Aşırı ısıtma değil, yeterli ısıtma önemlidir. İdeal oda sıcaklığı 20-25 derece arasında olmalıdır. Aşırı kuruluğa karşı önlem alınmalıdır. Nemlendiriciler, kalorifer veya soba üzerinde ağzı açık, geniş bir kapta su bulundurulması faydalıdır'' diye konuştu.
Kapalı mekanların sık sık ve yeterince havalandırılması gerektiğini vurgulayan Özlü, şunları söyledi:
'Özellikle hava kirliliğinin az olduğu saatlerde pencereler karşılıklı açılarak, iç mekanlardaki hava değişimi sağlanmalıdır. Oda havası kirleticilerinden kaçınılmalıdır. Ocak, soba, mangal, şofben gibi havayı kirleten cihazlar kontrol altında tutulmalı ve olabildiğince doğru kullanılmalıdır. Kapalı mekanlarda sigara içilmemelidir. Baca temizliği ve bakımı düzenli yapılmalıdır. Soba veya kaloriferler usulüne uygun yakılmalıdır. Ev içi temizliğine önem verilmelidir. Ev içinde buhar yapan, koku salan deterjanlar, oda spreyleri mümkün oldukça kullanılmamalıdır.''
Soğuk ve kirliliğinin yoğun olduğu dönemlerde, gereksiz yere dışarıya çıkılmaması ve pencerelerin sıkı kapatılması gerektiğini ifade eden Özlü, ''Dışarıya çıkılırken, soğuktan korunaklı giyinilmelidir. Duş ve banyo sonrasında saçlar kurutulmalıdır. Dengeli beslenme, stresle başa çıkma, yeterli ve kaliteli uyku, alkol ve sigaradan uzak durma, hijyen gibi vücut direncini güçlendirecek genel sağlık tedbirlerine özen gösterilmelidir. Çay, bitki çayları, salep türü sıcak içecekler, soğuk ve buzlu içilmesi önerilen içeceklere tercih edilmelidir'' dedi.
Kaynak:AA