Trabzonspor eski futbolcusu Muzaffer Bilazer’den çarpıcı açıklamalar
ŞİKE DE VAR TEŞVİK DE!
1-) Meşhur (!) A.Sebat-Kayseri maçında oynasaydım, şike olayından haberim bile olmazdı
2-) Türkiye’de şike de var teşvik primi de. Hatta teşvik primi teklifi aldım; kabul etmedim
Muzaffer Bilazer…20.06.1977 yılında Trabzon’da doğdu. Futbola, mahallesi olan Kurtuluşspor’da başladı. Daha sonra transferini gerçekleştirdiği Yalıspor’da ilk olarak profesyonel oldu. Daha sonra A.Sebatspor’a transfer oldu ve kısa bir Gençlerbirliği macerası da yaşadı. Kariyerinin zirvesine ise Erzurumspor’da çıktı. Erzurumspor o dönem 1. lige kadar yükseldi. Denizlispor’da da parlak bir kariyerin ardından Trabzonspor’a transfer oldu. Ancak burada dönemin teknik direktörü Samet Aybaba kendisine fazla şans tanımadı. Yeniden A.Sebatspor’a dönen Bilazer, Elazığspor ve son olarak da Altay’da forma giydi…
İşte, Bilazer’in Kuzey Ekspres’te Sertaç Hellaç’a yaptığı samimi açıklamalar:
HEPSİNE ŞAHİT OLDUM
“Büyük bir kulübün yöneticisi, rakibimizle oynayacağımız maç için büyük bir miktar teklif etti. Hatta bunun tartışması bile yapıldı. Ancak bu olay benim kulağıma gelir gelmez kesinlikle kabul etmedim. Sonuç olarak teşvik Federasyon tarafından yasallaştırılmadığına göre şike ile aynı derecede suçtur. Bu durumda da ahlaksızlığa hizmet edemeyeceğime göre bu teklifi düşünmedim bile.”
AHLAK DERSİ DE VERDİ!
“İşin en acı tarafı ise; bize teşvik primi yapan büyük kulübün yöneticisi, ertesi gün çıktığı televizyon programının canlı yayınında herkese ahlak dersi verdi. Öyle ki; “Teşvik çok ahlaksız bir davranış. Bunun içerisinde olanların bir an önce futboldan uzaklaştırılması gerekir” diyecek kadar pişkindi de! Bu yönetici, Türk futbolunda hala söz sahibi. Fazla söze ne hacet!”
FUTBOL ZEVK VERMİYOR
“Futbol artık eskisi kadar keyif alınan bir oyun değil. Türkiye’deki teknik direktörlerin birçoğunun kaybetme korkusu, kazanma zevkini bastırıyor. Bu nedenle de sahaya ‘Taş devri’ taktiği ile çıkıyorlar. Türkiye’de bu düşünceye sahip olan teknik direktör sayısı en az 20. Bakıyorsunuz bir takımda 8 tane savunma ağırlıklı futbolcu var. Böylesine bir kadrodan nasıl verim alabilirsin ki?”
RANT SAVAŞLARI KURBANI
“Futbol maalesef rant savaşlarının kurbanı oldu. Kulüpler, eskiye oranla maddi gelirleri oldukça fazla olmasına rağmen ekonomik anlamda inanılmaz kötü yönetilmesi nedeniyle batağa saplanıyor. Ekonominin düzeltilmesi için de ilk operasyonlar hep alt yapıya yapılıyor. Bu da kulüplerin yani futbolun uzun vadede başarılı olamamasını sağlıyor. Oynadığım kulüplerde hep bunu gördüm.”
SPORDA KÜLTÜREL DEVRİM
“Türk futbolu daha dengeli olabilmesi için yerel taraftarlığı oluşturması lazım. Anadolu şehirlerinde, büyük takımlar aldıkları desteği bu kulüplere karşı kullanıyor. Senden aldığı gücü, sana karşı kullanıyor. Bunun da tek bir anlamı vardır: İhanet! Sporda kesinlikle kültürel devrimin şart olduğuna inanıyorum. Aksi takdirde çark hep 3 İstanbul takımı arasında dönüp durur”
ŞEHRE EN ÖNEMLİ MİRAS
“Trabzonspor, Trabzon şehri için en önemli mirastır. Bu mirası en iyi şekilde sahiplenip, gelecek nesillere aktarmamız gerekiyor. Aktarılmadığı sürece bu zenginliği kaybederiz. Türkiye’de yerel taraftarın hakim olduğu tek yer Trabzon’dur. Ancak artık Trabzon’da, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş kulübüne sempati duyanların fazla olduğunu görüyoruz. Bunun önüne geçilmeli”
TARAFTARA EĞİTİM ŞART
“Trabzonspor, şehirde artık yaşam tarzı haline gelmiş. Ancak kimi zaman bu durumun olumsuzlukları yaşanıyor. Bunun kültürel bir olgu olduğunu taraftarın bilmesi, ve benimsemesi lazım. Taraftara bu yönde eğitim verilmeli. ‘Bilinçsiz taraftar’ ile sürekli olarak kısır döngü içerisinde kalırız. Her yönüyle Trabzonspor’un üzerine gelindiği şu dönemde herkes dikkatli olmalıdır.”
ALAKASIZ İNSANLAR!
“Yönetime girecek isimler için kriter aranmalı. Yöneticiler de eğitime tabii tutulmalı. Alakasız insanlar, futbol pastasının payından sahiplenmek istiyor. Trabzonspor’da da durum aynı. Trabzonspor’u kimse basamak olarak kullanamaz; kullanmamalı. Kadrolar tamamen profesyonel hale getirilmeli ve her birimde sporun içerisinden gelen insanlar görevlendirilmeli. Ne kadar erken yol alırsak o kadar mesafe kat ederiz”
TRABZON DÜŞMANLIĞI
“Trabzonspor dışında birçok kulüpte forma giydim. Dışarıda, Trabzonspor’a karşı büyük bir düşmanlık olduğunu sezinledim. Trabzon’un, hem şehir hem de kişisel olarak başarılarını hazmedemeyenler var. Örneğin bir yerde teknik direktör değişecekse başka antrenörler hemen çatlak ses çıkarıyor ve “Trabzonlular her yeri parselledi. Bizim önümüzü kesiyorlar” diye konuşanlar bile var.”
ADAM ÖLDÜ ÇIT ÇIKMIYOR!
“Geçenlerde Beşiktaşlı bir spor yazarı, TFF’de görev yapan 30 hocanın 28’inin Trabzonlu olmasının adaletsizliğinden bahsetti. Yine aynı yazar; 3-5 sene önce Trabzonspor stadına tel örgü takılıp üzerine elektirik verilmesini savunmuştu. Açıklamalarından bu yana Beşiktaş tribününde 2 kişi can verdi. Bu yazarın da insanlara nasıl yön verdiği apaçık ortaya çıkıyor! Ama kimse bu adama cevap vermiyor.”
ŞİKE KONUŞMALARI!
“O yazar açıklamayı yaptığı sıralarda Trabzonspor, Beşiktaş’ın dışladığı Ziya Doğan ile anlaşmış, pürüz çıkarsa yine Beşiktaş’ın dışladığı Samet Aybaba ile anlaşmak istiyordu. Gerek ulusal basında yazan gerekse televizyonlara yorumcu olarak katılan kimseden bu konularla ilgili ses çıkmadı. Hatta Aybaba’nın Trabzonspor’a gelişi sırasında şike konuşmaları gazetelere yansımasına rağmen transferi gerçekleşmişti”
EN YETENEKLİLER BİZDE
“Türkiye’deki en yetenekli futbolcular Trabzon’dan çıkıyor. Zaten Trabzonspor’daki sorun yetenekli futbolcu çıkaramamak değil. En büyük sorun; genç futbolcuların sosyal yönünün zayıf olması. Bu futbolculara kültürel anlamda verilecek eğitim çok önemli. Trabzonspor’u sadece futbol olarak değil futbolun dışında da iyi temsil etmek gerekir. Futbolculara bir birey olduklarını öğretmeliyiz”
O DÖNEMDEN UTANIYORUM
“Trabzonspor’daki performansımdan utanç duyuyorum. Ben o dönemler Trabzonspor’a transfer olan kariyerli 3-4 futbolcudan biriydim. Ancak hocanın yakın olduğu menajerlerin getirdiği oyuncular bizim önümüzde tutulmuştu. Ne olursa olsun, sakat olduğum dönemler haricinde en kötü performansımı Trabzonspor’da gösterdim. Yine de ‘Trabzonsporlu Muzaffer’ olarak tanınmam camianın büyüklüğünü gösterir.”
SEDAT VE ABDURRAHMAN
“Her ikisi de formunun zirvesinde. Sedat, milli takıma kadar yükselmeyi başardı. Ancak şu an çok ciddi bir sakatlık geçirdi. Her ikisi de Trabzonspor’da kesinlikle oynayabilecek kalitede. Ancak Trabzonspor artık Trabzonlu oyuncular için çok zor bir külup haline geldi. Camia, kendi oyuncularımızla yola çıkmak gerektiğini her defasında dile getirse de birileri bu işin içerisine çomak sokuyor”
SEBAT AİLE KULÜBÜDÜR
“A.Sebatspor takımı gözbebeğimizdir. A.Sebatspor olarak Süper Lig’de oynarken ilk zamanlarda değil ama sonraları aile ortamımızı kaybettik. Sebat o dönemler tarzının dışına çıkmıştı. Daha çok yetiştirici ve hazırlayıcı bir kulüp konumundayken tam bunun zıttı bir politika izlendi. Bu nedenle de A.Sebatspor, hem ekonomik hem de sportif anlamda hiç de hak etmediği yerde bulunuyor.”
ERZURUM’U UNUTAMAM
“Kariyerimin en başarılı yıllarını Erzurumspor’da geçirdim 3 sezon boyunca imkansızlıkları başardık ve Coşkun ile birlikte kulübe tarihinin en fazla parasını kazandırdık. Fizyolojim müsaade ederse ve Erzurum’daki büyüklerimiz de onay verirlerse yeniden Erzurum’da futbol oynayarak o keyfi yaşamak istiyorum. Erzurum insanının vefasına ve bize hala daha gösterdiği değere karşılık vereceğim.”
KURTULUŞSPOR’A DESTEK
“Futbola başladığım Kurtuluşspor’un kapatılmaması için bu kulüpte forma giymiş 2-3 futbolcu olarak malzeme desteği sağlıyor, giderlere katkıda bulunuyoruz. Kurtuluş, Trabzon’un en küçük mahallesi ve burada yaşayanların da genel olarak maddi gelirleri düşüktür. Buradaki gençlerin sosyal problemlerini Kurtuluşspor olarak onarmak istiyoruz. Bunu da başaracağımıza inanıyorum”
Muzaffer ile Dobra Dobra
Akçaabat Sebatspor veTrabzonspor'un eski futbolcusu Muzaffer Bilazer’den çarpıcı açıklamalar
{{member_name}}
{{formatted_date}}
{{{comment_content}}}
YanıtlaYükleniyor ...
Yükleme hatalı.