Desteğin Arkası Gelmedi Ülke genelinde hayvancılıkta büyük sorunlar olduğunu anlatan Yazıcı: ‘’2006’da yaşanan kuraklık sonrası yem fiyatları arttı. Buna bağlı olarak süt sığırcılığı sıkıntı yaşadı. Sütler ederine satılamayınca damızlık inekler kesilmeye başlandı. Darboğaza giren sektörde ülke hayvancılığı ve orta ölçekli işletmeler desteklenemedi. Gelişmiş ülkelerde sadece süt satışından elde edilen gelir o işletmeyi kurtarmaktadır. Başlangıçta hükümet hayvancılığa korkunç destekler verdi; ancak Tarım Bakanlığı bunu sürdüremedi, amacına ulaşmadı. 1-2 yıl içinde bu desteklerden vazgeçilince kırsalda yaşayan insanlar bu işten çok doğal olarak para kazanamayacağını düşündü.’’ dedi. Çıkış Yolu Nedir? Yaşanan bu gelişmelerin ardından ülkenin ithal et etme noktasına geldiğini söyleyen Yazıcı çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Yazıcı ilginç açıklamalarını şöyle sürdürdü: ‘’Kendi kaynaklarımızdan elde ettiğimiz dövizi ithal et ve hayvan alarak dışarıya akıtıyoruz. Sadece bununla kalmıyor kendi üreticimizle rekabet ediyoruz. Kendi üreticimiz kontrollü bir şekilde desteklenmiş olsaydı ihracat fazlası veren bir ülke olacaktık. Ülkedeki bu durum bölgemiz için de geçerli. Şu anda kırsalda 40 yaşın altında hayvancılıkla uğraşan kimseyi göremezsiniz. Bu belirsizlik girişimciyi de tedirgin etmektedir. Bu durumu ortadan kaldırmak için et-süt ve kombine ırklara hibe ve faizsiz kredi verilerek çıkış yolu aranmalıdır.’’ Akçaabat Köftesi Gerçeği Karadeniz Bölgesi’ne özel acilen farklı bir model hayvancılığın geliştirilmesi gerektiğinin çok ısrarla altını çizen Yazıcı çözüm yolu olarak şunları söyledi: ‘’Yıllardan beri söylemiş olduklarımızı tekrar söyleyecek olursak, Karadeniz Bölgesi’ne özel acil bir hayvancılık projesi geliştirilmelidir. Bu da 10 başla sınırlı Jersey ırkı ve bölgesel ırkların hem süt hem de etçiliği öne alan örgütlü olarak yapılıp hibe ve faizsiz kredilerle desteklenmesi şeklinde olabilir. Tarım Bakanlığına sunulmaya hazır bu projeler elimizde mevcuttur. Böylelikle ülkemizin kendine özel olan Akçaabat Köftesi, İnegöl, İzmir, Biga, Adana ve çiğ köfte gibi coğrafyasının ürünü olan bu farklılıkların hem tescilini hem de devamını korumuş oluruz. Destekleme konusunda bu coğrafi özellikler kesinlikle dikkate alınmalıdır.’’ Her Türlü Desteği Veririz Geçtiğimiz günlerde Akçaabat Köftesinin özelliğinin korunması konusunda anlaşılamadığını söyleyen Yazıcı: ‘’Köfteciler beni anlayamadı. Dünya standartlarında lokantalara sahip olduğumuz Akçaabat Köftesi’nde bu damak tadını veren girişimcilerin desteklenmesi gerektiğini söyledim. Bu coğrafyaya özel Akçaabat Köftesi bölge halkının az önce saydığım şekilde desteklenerek üretilmesi gerekir. Akçaabat Köftesini özel kılan bizim özel coğrafyamıza ait iklimin verdiği beslenme şeklidir. Sadece Akçaabat Köftesi için değil tabii köydeki vatandaşın hayvancılığın içine çekilerek gençlerinde hayvancılığa yönlendirilmeleri gerekmektedir. Bunun için başta belirttiğim gibi hibe, kredi ve faizsiz krediler sağlanmalı. Biz Trabzon Veteriner Hekimleri Odası olarak elimizde bu projeler mevcuttur ve isteyene her türlü desteği vermeye hazırız’’ şeklinde konuştu. Bunları Biliyor Musunuz? Sebahattin Yazıcı bölgede Akçaabat Köftesi gibi sütlaç, tereyağı, kuymak, peynirli pide peyniri, mısır unu, likarba (mavi yemiş), karayemiş v.s diğer bazı ürünlerin de endomik bitki gibi özel olduğunu ve bunlarında bu vesile ile korunması, desteklenmesi gerektiğini belirti. Yazıcı sözlerini şöyle tamamladı: ‘’Eğer ülkemizde et ithalatı durdurulmaz, bölge ve ülke hayvancılığı desteklenmezse tarım ve hayvancılıkla bilinen ülkemiz AB yolunda attığı adımlarda istenen yaşam düzeyine gelemeyecektir. Bu da yaşam standardının artmasında uygun et ve ürünleri, süt ve süt ürünlerinin yeteri kadar alınamamasını beraberinde getirecek ve bu açıkları kapatmak için de sürekli olarak ithalat seçeneği her zaman masada olacaktır. Bunun önüne geçmek için sağlıklı biçimde kontrollü ve denetimli olarak hayvancılık ve tarım desteğinden kesinlikle taviz verilmemelidir.’’ |