Yağmurda da yürüyebilsin diye Çiçek Kadınlar

Konuk Yazar Yazdı

Nereye gidiyorsun böyle?

 - Yağmurun tadını çıkarmaya.

 

Yağmurlu bir Akçaabat günü. İnönü caddesinde yürüyorum. Bugün sokakları karış karış gezmek istediğim bir Akçaabat günü. Romantik ve sevimli bir atmosfer var  sokaklarda. Meltem sokaktan İnönü caddesine doğru yürürken komşum Meraklı Teyze çıktı karşıma. "Meraklı Teyze" diyorum çünkü her defasında selâmlaşırız, halini hatrını sorarım ve o  da her zamanki klâsik sorusunu sorar. Giriş diyaloğumuzda da göründüğü üzere.  Sokağımızın meraklı teyzesi kocaman bir yük taşıyordu sırtında. Fırının hemen yanındaki mahalle bakkalımızdan gelmediği belliydi. Benim gözüme emekçi Karadeniz kadınımızın bir tablosu gibi göründü. 60 küsur yaşlarındaki meraklı teyzemin bugün o çuvalı sırtında taşıyor olması bana dokunmadı değil. Bizim kadınımız çalışmayı, didinmeyi, savaşmayı sever o ayrı. Fakat kadının emeğinin karşılığını da alması gerek değil mi? En azından bugün şımarsın isterdim meraklı teyzem ve tüm kadınlar. Ona bir çiçek sunmak isterdim elini öpüp ama acelem vardı.(Gerçekten acelem olmasaydı o çiçeği alacağımı hepiniz tahmin ediyorsunuzdur.) Ben yürüyordum...

      Bugün Dünya Kadınlar Günü.Meltem sokaktan İnönü caddesine doğru yürürken kadınlarımızı ve tüm dünya kadınlarını düşünüyordum. Neşet Ertaş'ın çok sevdiğim bir sözü var: "Analar insandır, biz insanoğlu" diye. Analar kadındır ve kadınlar da muhteşem varlıklardır, diyor yani Usta. Bu söz üzerine düşünüyorum. Düşünürken ıslanıyorum ve ıslandıkça kadınlara ve geleceğimize olan inancım artıyor. (Burada şaire gönderme yapıyorum.) Nedeni şu: Öyle zamanlara geldik ki artık kadının daha çok "yürümesi" ya da daha çok "savaşması" gerekli diye düşünüyorum. Verdiği emeğin karşılığını aldığı,  hakettiği değeri gördüğü bir dünya üzerinde güzel koşullarda "yaşamak hakkı" ile... İçimden bunları dileyerek yürümeye devam ediyorum. Saçlarım ıslanıyor ve aklıma bir Neşet usta türküsü geliyor.Takıyorum kulaklığımı ve dinliyorum. Sonra türkü beni başka  hikâyelere sürüklüyor. Ben bugün özgürce memleketimin sokağında rahatça  yürüyebiliyorum diyorum. Ya yürüyemeyenler? Evet, türkü beni muhteşem varlıklar olan kadınların ayrı ayrı yaşadıkları türkülere, hikâyelere, hayatlara sürüklüyor. Detaylı anlatmayacağım ama zorluklar içinde savaşan kadınlarımız, dertli analarımız ve bacılarımız var. Maddi manevi özgürlüğü olmayan ya da olamayan,  elinde olmayan sebeplerden ötürü okuyamayan, emekleyemeyen, kendini yaşadığı şartlar içinde ifade edemeyen, kendi kültürü içinde susturulan, sömürülen, kendi alanını yaratamayan ya da buna izin verilmeyen, yaşadığı ve kendine ait olan toprak üstünde  hakarete,  tacize, tecavüze, şiddete uğrayan -ki son zamanlarda da cinsel istismar konusunda ülke olarak çok yaralıyız- kadınlarımız. Bu anlamlı günde daha fazla olumsuz cümle kullanmak istemiyor gibiyim. Akçaabat Belediye anonsuna kulak veriyorum. Sağanak yağış uyarısı yapılıyor. İçimden şunu söylüyorum: Yağmur daha çok yağsın ve yürüsün kadınlar! (Yukarıda kullanılan olumsuz cümlelerin olumlu cümlelere dönüştüğü duaların ışığıyla tabii...) Kadınlarımızın yaşama haklarını sonuna kadar kullanabilecekleri,  kendilerini daha fazla ifade edebilecekleri ve hayallerinin peşinden koşabilecekleri, psikolojik ve fiziksel şiddete, istismara maruz kalmayacakları, her anlamda kendi güçlerini oluşturabilecekleri ve bu gücü eşitlik ve adalet duygularıyla sonuna kadar hissedebilecekleri bir dünya özlemi ile her biri farklı kokular saçan ÇİÇEK KADINLARIMIZIN Kadınlar Günü'nü kutluyor, onlara her gün güzel koku saçabilecekleri bir yaşam diliyorum.

 

Teşekkür yazısı: Cemre toprağa düşer, bahar gelişini müjdeler. Akçaabat'ımızın baharı da Mart ayı etkinlikleri ile müjdeleniyor her sene. Mart'ın ilk haftası Akçaabat Belediyesi tarafından düzenlenen tiyatro festivalleri şehrimize baharı erkenden yaşatıyor. 10 Mart'a kadar devam edecek oyunların çoğunu izleme fırsatım oldu. Kadınların haklarını savunucu içeriklerle daha da güzelleşiyor oyunlar. Bu yıl, kadına verilmesi gereken değerler daha çok vurgulanıyor oyunlarda. Kendim ve ülkem adına sevinç duyuyorum umudu yaşatabilmek adına.Emeği geçenlere bin teşekkür! Geriye sahnelenecek 3 oyun kaldı. Kadınlar Günü münasebetiyle her 8 Mart akşamı kadınlarımızı düşünerek onlara en güzel çiçekleri hediye eden Akçaabat Belediyesi'ne bir kez daha teşekkür etmek isterim tüm kadınlarımız adına. Ben bu akşam sanata doymak ve çiçeğimi koklayabilmek için Erol Günaydın Sanat Merkezi'nde olacağım. Bugün ve her gün kendinizi şımartmanız dileğiyle.

Güçlü kadın,güçlü ülke, güçlü dünya. Sevgiler.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Haberler Haberleri

Hırsızlar Azıttı
Ekim Öğretmenler Gününü Kutladı
AK Parti Kongreye Gidiyor