Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, Aa muhabirine yaptığı açıklamada, son 10 yıl içerisinde küresel ısınmaya bağlı olarak gelişen iklim değişimlerinin yağışlara etkisinin NASA tarafından uydu görüntüleri ile analiz edildiğini belirtti.
NASA'nın uydu verilerine göre, yaz mevsiminde Ekvator'dan gelip kışın geri dönen su buharı yüklü havanın, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde etkin yağış, sel ve heyelanlara neden olduğunu ifade eden Bektaş, "İklim değişiminin bir sonucu olan kısa süreli şiddetli yaz yağmurları, altyapılarıyla bu değişime hazır olmayan yerleşim bölgelerinde her geçen gün daha fazla can ve mal kaybına neden olmakta" dedi.
Havanın yağışa dönüşebilecek su buharını taşıma kapasitesinin sıcaklığa bağlı olarak arttığını anlatan Bektaş, "Bu nedenle Doğu Karadeniz'de, Temmuz-Ağustos aylarında bünyesinde aşırı su buharı taşıyabilen sıcak hava yükselir ve atmosferdeki ani soğumalarla farklı bölgelerde, farklı miktarda, kısa süreli, fakat şiddetli yağış bırakır" diye konuştu.
Yazın aşırı ısınarak büyük miktarda su buharı taşıyabilen ve bunu sağanak yağışlara dönüştürebilen yağışlı havanın, kışın havaların soğumasıyla tekrar güneye, Ekvator'daki yerine çekildiğini vurgulayan Bektaş, şunları söyledi:
"Bu nedenle de Doğu Karadeniz Bölgesi kış aylarında eskisi gibi yağış alamaz. Giresun-Trabzon-Rize yörelerinde son yıllarda sel ve heyelanlara neden olan bu tür etkin yağışların eskiden olduğu gibi sonbahardan çok yaz aylarında görülmesi, Doğu Karadeniz'deki iklim değişiminin bir sonucu olarak yorumlanabilir. "
Prof. Dr. Bektaş, 27 Ağustos 2010'da Rize'de 13 vatandaşın ölümüyle sonuçlanan sel ve heyelana neden olan aşırı yağışın, NASA'nın aynı dönem uydu görüntüsünde Ekvator'dan gelerek Karadeniz üzerine yerleşen aşırı su buharı yüklü hava anomalisi ile özdeş olduğunun tespit edildiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Yazın Ekvator'dan gelerek şiddetli yağış bırakan, kışın tekrar Ekvator'a çekilen yağışlı havanın son 20 yıl içerisinde Trabzon-Rize Bölgesinde oluşturduğu sel ve heyelanlar arasında 21 Temmuz 1988'deki 64 vatandaşın hayatını kaybettiği Trabzon Çatak heyelanını, 20 Haziran 1990'da Trabzon ve Akçaabat'ta 56 kişinin öldüğü sel ve heyelanı, 23 Haziran 1990'da Rize Çamlıhemşin'de 51 kişinin yaşamını yitirdiği sel ve heyelanı, 7 Ağustos 1998'de Trabzon Beşköy'deki 47 kişinin öldüğü sel ve heyelanı sayabiliriz. "
-AŞIRI NÜFUS ARTIŞI VE ŞEHİRLEŞME DE RİSKİ ARTIRIYOR-
Prof. Dr. Osman Bektaş, Doğu Karadeniz'de aşırı yağışlar sonucu eğimli arazi, tektonik ve litolojik faktörlerin heyelan tehlikesini artırdığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Öte yandan hızla artan nüfus yanında şehirleşme için gerekli arazi talebi, heyelana duyarlı arazilerin ve dere yataklarının yerleşime açılmasını engelleyememektedir. Bu durum heyelan riskinin veya can ve mal kaybının her geçen gün daha da artmasına neden olmaktadır. İklim değişimin özelliği olan ani etkin yağış ve bunun sonucu oluşan seller sadece derelerde değil şehir merkezlerinde etkili oluyor. Çünkü illerimiz altyapı açısından bu tür iklim değişimine hazır değil. Yerleşim alanlarına düşen yağmur sularını toplayan ve bölgeden uzaklaştıran yüzey drenaj ağlarının olmaması, sel ve heyelanlara davetiye çıkarmakta. Şehirlerdeki mazgal sayılarının az veya yetersiz olması da şehir sellerinin bir diğer nedeni olarak belirtilebilir. "