Akçaabat İlim Yolcuları Derneği, Akçaabat Erol Günaydın Kültür ve Sanat Merkezi'nde “Cumhuriyet Tarihinde Siyasi Cinayetler ve Ali Şükrü Bey” konulu bir konferans düzenledi.
Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay'ın konuşmacı olduğu konferansta Ali Şükrü Bey'in öldürülmesi ile Hrant Dink cinayeti arasında paralellik kuruldu.
Konuşmasına Ali Şükrü Bey için Allah'tan rahmet ve mağfiret dileyerek başlayan Kenan Alpay, “Nasıl ki Dink Devlet içerisinde bir çete tarafından katledilmişse Ali Şükrü Bey de böyle bir cinayetin kurbanıdır. Ogün Samast gibi Topal Osman da sadece bir tetikçidir. Dink cinayetinin takipçileri olduğu gibi Ali Şükrü Bey davasının da takipçileri olmalıdır.” dedi.
Alpay, konferansında özetle şunları söyledi:
“Ali Şükrü Bey mümin ve muvahhid biri olarak kendi döneminde Allah için şahitlikte bulunmuş, zulme karşı mücadele etmiş bir insandır. Bu mücadelesini sadece sözlü olarak değil aynı zamanda fiili olarak ortaya koymuştur. Gerektiğinde maddi yardımdan, güzel söz söylemek-ten ve en önemlisi de bu davada canını feda etmekten imtina etmemiş cesur, gerçekten aktif ve dönemi içerisinde önemli bir şahsiyettir.
Ali Şükrü Bey kendi dönemi içerisinde Müslümanların sorunlarına ilgisiz kalmamıştır. Başına gelebilecek her türlü sıkıntıyı göze alarak mücadelesine devam etmiştir. Örnek olması açısından ise hilafetin kaldırılması teklifleri karşısında ise aşılmaz bir duvar olmuştur. Lozan antlaşmaları çerçevesinde Müslüman coğrafyanın gayrimüslim tebaanın eline geçmesi hususunda birtakım tavizkar görüşmelere set olmuş birisidir. Aynı dönemde Müslüman toplumun içerisinde yaygınlaştırılmak istenen içki ve kumar musibetlerine karşı bizzat mecliste kanun önergeleri vermiş ve bu kanunların kabul edilmesi için canla başla çalışmış bir isimdir. Tüm bunları yaparken bu dönemde Tan Gazetesi çıkararak başyazarlığını yapmıştır.
Fakat Ali Şükrü Bey'in bu adaletli, merhametli, titiz ve Müslümancı yaptığı faaliyetleri dönemin tek parti egemenliğini kurmak isteyen, tek adama dayalı laik, Kemalist ve Türkçü bir sistem kurmak isteyen 'Ulu Şef'i tarafından cezalandırılmak istenmiştir. Ve bizzat Cumhur-başkanlığı Muhafız Alay Komu-tanı Topal Osman ve adamları tarafından çadır ipiyle boğularak öldürülmüştür. Cenazesi beş günlük aramanın neticesinde köşke yakın bir tarlada ayakları dışarıda kalacak şekilde etrafı sineklenmiş vaziyette köylüler tarafından bulunarak ihbar edilmiştir. Cenazesi çıkarılan Ali Şükrü Bey'in avuçlarında boğulması sırasında Topal Osman'ın evindeki hasır sandalyenin parçaları çıkmıştır.”