Trabzon Halk Sağlığı Müdürü Köksal Hamzaoğlu, kanserde erken teşhisin, tedavinin başarılı olması adına atılan ilk ve en önemli adım olduğunu bildirdi. Hamzaoğlu, 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, kanserin dünya genelinde giderek artan bir sağlık problemi olduğunu belirtti. Kanserin toplumlarda önemli bir sosyoekonomik yüke, bireylerde de maddi ve manevi kayıp ve zorluklara yol açtığını vurgulayan Hamzaoğlu, kanserin önemli bir kısmının önlenebilir olmasının, konuya verilen önemin de giderek artmasına yol açtığını ifade etti. Hamzaoğlu, Türkiye’de her yıl yaklaşık 164 bin kişiye kanser teşhisi konulduğuna dikkati çekerek, “Türkiye’de görülmekte olan kanserin sıklığı AB ülkeleri ve Amerika gibi gelişmişlik düzeyi yüksek olan ülkelere göre daha düşüktür. Erkeklerde en sık görülen kanserler akciğer ve prostat iken, tütüne bağlı kanserler erkeklerde önemini korumaya devam etmektedir. Kadınlarda en sık görülen meme kanseri, her 4 kadın kanserinden 1’isi olmaya devam etmektedir. 1 yıl içinde yaklaşık 17 bin kadına meme kanseri teşhisi konulmuştur” değerlendirmesinde bulundu.
ÖNLENEBİLİR BİR HASTALIK
Çocukluk çağında löseminin en sık görülen kanser türü olduğunu belirten Hamzaoğlu, genç erkeklerde testis, genç kadınlarda ise tiroit kanserinin ilk sıralarda yer aldığına işaret etti. Hamzaoğlu, kanserin önlenebilir bir hastalık olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: “Kanser yüzde 90 çevresel, yüzde 10 oranında ise genetik faktörlere bağlı oluşmaktadır. Çevresel faktörler arasında da tütün, alkol, obezite ve enfeksiyonlar ilk sıralarda yer almaktadır. Dünyada her geçen gün daha fazla insan tütün ve tütün mamullerine, hareketsiz yaşam tarzına ve yanlış beslenme gibi kanserin en önemli risk faktörlerine maruz kalmaktadır. Bireyler sağlıklı kiloyu muhafaza ederek ve fiziksel aktiviteyi gündelik yaşamlarının bir parçası haline getirerek birçok ortak kanser riskini azaltabilirler.”
ÜLKE GENELİNDE 208 KETEM VAR
Kanser türlerinin uyarılarını erken keşfetmek, bulgularını araştırmak ve ileri tetkik için hastaların sevk edilmesinin erken tanı şansını artırdığını anlatan Hamzaoğlu, şöyle devam etti: “Bu nedenle, kanserde erken tanı programları toplumun, sağlık çalışanlarının ve politika oluşturucularının bilgisini artırmayı hedeflemeli, erken tanı olanakları hakkındaki farkındalığı artırmalıdır. Ülkemizde meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı kanserleri için toplumun kaynaklarına ve hastalık yüküne uygun olarak tarama programları yürütülmektedir. Bir tarama programının başarıya ulaşabilmesi için toplum tabanlı olması ve hedef nüfusun yüzde 70’ini kapsaması gerekmektedir.” Hamzaoğlu, Sağlık Bakanlığı’nın ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ ile toplum tabanlı kanser taramalarına yönelik ülke genelinde Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) kurduğunu anımsatarak, halihazırda 208 KETEM’in hizmet verdiğini bildirdi. Yeni açılan KETEM’lerin olabildiğince hastane dışında ulaşımı daha kolay sağlıklı yaşam merkezi şeklinde planlandığını vurgulayan Hamzaoğlu, “Tarama oranlarımız yeni açılan KETEM’lerle giderek artmaktadır. Bireyler de kendi vücutları hakkında bilgi sahibi olmaya, olağan dışı bir değişikliğin fark edilmesi adına teşvik edilmelidirler. Sağlık çalışanları ve bireyler erken teşhisin değeri hakkında bilgilendirilmelidir. Kanserde erken teşhis, tedavinin başarılı olması adına atılan ilk ve en önemli adımdır” ifadelerini kullandı.