TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi, fındık hasadının başlayıp harmanların fındık ile dolmasıyla birlikte ortada ne bir rekolte ne bir fiyat ne de alım politikasının açıklanmamasına dikkat çekt.
Geçtiğimiz yıla göre verimin yüksek olduğu bu yıl, fındık üreticisinin umutsuz, çaresiz ve belirsizlik içerisinde beklemekte olduğunu ifade eden Cemil Pehlevan, fındıkta üreticinin sesine kulak verilmesini istedi.
Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil PEHLEVAN, Karadeniz'in olmazsa olmaz tarım ürünü fındığın belirsizlik içerisinde olmasının kabul edilemez bir durum olduğunu ifade ederek Dünya fındık piyasanın %75 ine hükmeden 3 milyar dolar ihracat gelirine sahip ülkemizde, 500 bin direkt 5 milyon kişinin de dolaylı olarak fındık sektörü ile ilgilendiği bir ortamda hasadın başlaması neredeyse 10-15 gün içerisinde piyasaya fındığın gireceği gerçeğine rağmen fiyatın belirlenmiş olmamasının üreticinin aleyhine bir durum olduğuna dikkat çekti.
Başkan Pehlevan; acilen en kısa zamanda rekoltenin açıklanması, fındığın maliyetinin 10-11 TL olduğu gerçeğinden hareketle enflasyon ve çiftçinin yaşam payı ile karı dikkate alınarak üreticiyi memnun edecek bir taban fiyat belirlenmesini ve devletin TMO ya da Fiskobirlik üzerinden alım politikası oluşturması gerektiğini belirtmiştir.
Aksi takdirde fındık fiyatı hiç arzu etmediğimiz seviyelere iner üreticimiz bölgemiz bundan çok zarar görür. Fındığın para etmediği çiftçinin zarar ettiği bir durumda kimse fındık bahçesine inmez, üretim verim kalite düşer bundan da ülkemiz zarar görür. Gerçek üretici değil tüccar aracı fabrikatör ihracatçı kazanır, çiftçimiz zarar eder.
Dünya fındık piyasasının %75 ine hükmettiğimiz ve 5 milyon insanımızın içerisinde olduğu Fındık yabancı tekellere bırakılacak bir ürün değildir. Acilen TBMM’de, iktidarı ve muhalefeti ile birlikte Milli Ürün ilan edilmelidir.
TALEP ETTİĞİMİZ ÖNLEMLER
Biz Ziraat Mühendisleri Odası olarak açık, net tartışmasız olarak;
Fındık, TBMM’de milli ürün ilan edilerek aşağıdaki tedbirler acilen uygulanmalıdır.
Çiftçiyi memnun edecek bir taban fiyat belirlenmeli ve Fındık fiyatlarını düzenleyecek bir alım politikası oluşturarak piyasayı düzenleyici yapı oluşturulmalıdır.
Ekonomik ömrünü tamamlamış fındık bahçeleri iklim ve arazi koşullarına göre acilen yenilenmelidir.
Alan bazlı destekleme ödemelerine, verim ve kaliteyi ön planda tutan modelle hemen geçilmelidir
Organik tarım-iyi tarım uygulamaları yaygınlaştırılmalıdır.
Fiskobirlik üretimden pazarlamaya kadar zincirin her halkasına sahip olacak şekilde ve fındık üreticilerinin yönetimlerini demokratik olarak belirleyecekleri bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Siyasetten arındırılmış ve gerçek sahibi üreticilerin olduğu güçlü bir kooperatif birliği fındığın geleceği açısından çok önemlidir.
Fındık üreticilerinin, bağımsız olarak örgütlenmesini sağlayacak iç hukuk düzenlemeleri yapılmalı; Ziraat Odaları, Birlikler vb. çiftçi örgütleri demokratik yapılara kavuşturulmalıdır.
Lisanslı Depoculuk faaliyetleri şirketlere kazandırmaya yönelik değil, fındık üreticilerinin yararına olacak şekilde etkin hale getirilmelidir.
Tarım Sigortaları Yasası şirketlerin kazancını artırmak için değil, fındık üreticilerinin zor günlerinde yardımcı olmak amacıyla yeniden düzenlenmelidir.
Avrupa Birliğinin yalnızca Türkiye`ye kabuklu ve naturel fındıkta uyguladığı % 3 gümrük vergisi sıfırlanmalıdır.
Fındık üreticileri eksiksiz sosyal güvenceye kavuşturulmalıdır.
Çocuk işçiliği konusunda Çalışma Bakanlığı ile ILO`nun yaptığı çalışmalar hayata geçirilmelidir.
Mevsimlik tarım işçilerinin özellikle barınma koşullarında yapılan iyileştirmeler, çocuk işçi çalıştırmama konusunda yapılan çalışmalar olumlu karşılanmakla birlikte halen devam eden düşük ücret ve sosyal güvence sorunları çözüme kavuşturulmalıdır.
Rekolte çalışmaları tek (elden) merkezden yapılmalıdır.
Bizzat tarımsal faaliyette bulunmayan, verimliliği ilke edinmeyen, ikamet adresi ve sosyal güvencesi bakımından çiftçilik yapma olanağı bulunmayan kişiler, üreticilere yönelik desteklerden yararlandırılmamalıdır.
Bugün yapılması gereken çitçiye çeşitli söylemler ile ayar vermek değil alın terinin hakkının karşılığını almasını sağlamaktır. Bunun yolu çiftçinin malını ucuza kapatmak değildir. Fındığın gerçek değerini bulacak bir piyasa koşulu oluşturmaktır.
Buradan fındık ile ilgili tüm paydaşlara sesleniyoruz. Üreten ülke, kalkınan Türkiye olacaksa Milli Tarım politikası oluşturacaksak ülkemiz ve çiftçi lehine tarım politikaları oluşturmak gerekir.