Akçaabat turizmin en önemli mekanlarından olan ve her geçen gün yeni bir tesisin hizmete girdiği Ortamahalle'de ara sokaklardaki durum tam bir aymazlık göstergesi olarak gözlerden kaçmadı. Kendini bilmez kişi ya da kişilerce sprey boyalar ile çeşitli yazıların yazıldığı duvarlarda çirkin bir görüntü ortaya çıkarken, bu çirkinliği kimlerin yaptığı ise merak konusu oldu. Akçaabat Yeni Haber Gazetesi'nde köşe yazarlığı yapan Mehmet Salih Köse, köşesinde bu hafta bu konuyu gündemine aldı. İşte Köse'nin yazısı.
BİRAZ ORADAN BİRAZ BURADAN
Denize tepeden bakarken, Orta Mahalle’de merdivenleri sayarken haykırıyor Nisan Ayı bu sokakları ben kirletmedim diye. Ben çiçeğe vurgunum, insanlarsa vurgun çöplere. Yollarla konuşuyorum, Orta Mahalle tarihi bir yer ama o sokaktakiler, içinde yaşayanlar, ne kadar duyarsız olmuşlar. Koca koca duvarlara çirkin yazılar yazılmış, bu mahalle güzel olsun diye ev almış ve yerleşmiş Göreleli bir doktorun yaptırdığı o güzel duvarlar o küfürleri hak etti mi? Ne bu aymazlık, kimse bu çirkin olayı görmedi mi? Ne o ortada uçuşan çöpler, sokak arasında çöp dolu poşetler. Bu mahalle böyle çirkinliği görmedi ve hak etmiyor. Bu mahalle bu kadar mı sahipsiz, yok mu muhtarı azası, yetim mi o güzel sokaklar? Ne o duvardaki çirkin yazılar, ortadaki çöpler?
Geçmişe doğru yol alıyor gönlüm. Kravatlı, ütülü pantolonlu bey efendiler. Çiçek kokan sokaklar, Kadir Özcanlar, Arifler, Tonguçlar, Hüsnü Efendiler, Şenerler, Türkerler, Kazancılar, Kandazlar, Fırıncı Veysel Amca, Erol Günaydınlar, Salih Zeki Değirmenciler, Kemal Çolaklar, İsmail Timurcular, Kanoğulları, Mehmet Efendiler, Karacılar, Abdullah Amcalar, Hurşit Amcalar, Teomanlar, Hasan Şükrüler, Sakalar, Harbiye Teyzeler, Enver Amcalar, Birinciler, Şükrü Saltoğlu, Nurettin Amcalar, Topsakallar, Sarı Hasanlar, İdris Amcalar, Şengüller, duyuyor musunuz beni? Annem, dedem, eski kapılar, renk renk çiçekler, Cemal Azmi Tellioğlu, Aşık Dayılar anlatır mısınız geçmişte olup bitenleri? Ya siz udlar, kemanlar, cümbüşler kesildi mi nağmeleri? Dikiş makineleri sesleri, kasnaktaki örgüler görüyor musunuz, bu sokağı bu mahalleyi düşünmeyenleri? Sizler bu sokaklara çöpleri ulu orta atanlar, duvarlara çirkin yazı yazanlar, bilir misiniz Emin Serdar’daki asaleti, Turhan Bey’de, Baki Bey’de, Mithat Bey’de olan zarafeti?
“Ne kolaydır ne de hoş bir şeydir insanın kendi geçmişi üstüne eğilmesi ve kendinin tarihçisi olması.”demişti Brecht. Güzel söylemiş. Geçmişe dönüp baktığımız da, çok doğrular görüyoruz. Bugün ise eğriler çoğalmış nedense. Hem sokakta hem de beyinde. Bu bizim doğaya bakış kıtlığımızın ürünü. Ne kadar duyarsız olmuşuz, ne kadar ilkel. Olaylara bakışımız hep ben merkezli, biz demeyi unutmuşuz. Ama eskiden biz kültürü vardı bu mahallede, şimdi ise uçsuz bucaksız bir ufuksuzluk. Herkes akıllı, herkes çok bilen. Bir umut var burada ama umuda kurşun sıkan da bir zihniyet var. Ters bakış, ilkel düşünce hem mimariyi yok ediyor, hem de insanı yozlaştırıyor. Okula bakıyorsun eski neşesi yok. Evler üzgün, dostluk Kaf Dağı’nın arkasında, yoksulluk kavgası evlerin içinde ve çocukların önünde. Yansıması sokakta.
Ya siz gençler; size ne demeli? Son günlerin moda kelimesi benden sizlere hediye. Edep ya hu edep. Çünkü bu sokaklar geçmiş edebin ürünü, Kirletmeye yok etmeye hakkınız yok. Ne o duvarlara yazdığınız yazılar. Kankanızla edep dışı davranışlar. Biz sizleri bu tarihi kültür varlıkları içerisinde düşünen insan olarak görmek isteriz. Sanatı tartışan, çevreyi inceleyen, duvar diplerini kirletmeyen, edepli yürüyen insanlar olarak hatırlanmalısınız. Bakın bu mahallede değişim yaşanıyor. Turizme açılıyor ama ya siz, ya insanlar aynı düşüncede miyiz? Değişmeyen tek şey bu mahallede havada uçuşan kuşlar, sokakları süsleyen çiçekler. Aşk dediğiniz sadece kadın erkek ilişkisi değil. Doğa var, şiir var, fotoğraf var, felsefe var, mimari var. Bu mahalleyi, bu insanları üzmeye hakkınız yok.
Çevrede gördüklerim üzdü beni çocuklar. Bu mahalle ihaneti, kirlenmeyi hak etmiyor. Bakın çevreye açılıyor ve değer kazanıyor bu sokaklar. Belki de yörenin en sempatik, en güzel camisine kavuşuyorsunuz. Bundan mutluluk duymalı ve Orta Mahalleli olmanın gurunu yaşamalısınız. Yıkmak kolaydır çocuklar ama yapmak zor.
Cuma günü bir tesis açıldı bu mahallede. Bütün bürokrat orada. Bunlar güzel şeyler. Ama beni utandıran yerlerdeki çöpler ve duvardaki yazılar. Sakın bana şunu söylemeyin belediye ne iş yapar diye? Çöpü yere atan ve duvarları çizen, kötü kötü yazı yazan siz. Peki, siz ne yapıyorsunuz? Bir Orta Mahalleli olarak bunları yazmak hakkım zannediyorum. Bilhassa Mahalle muhtarı ve ekibini göreve davet ediyorum. Bir sözüm de bu mahalle adına kurulan dernekçilere. Neden kuruldunuz, çözüm neden üretmiyorsunuz? Sizin görmediklerinizi ben gördüm ve burada yazıyorum. Ama herkes çevresini temiz tutsa kollasa ve sorumluluk hissetse daha güzeli görmek ve yazmak mümkün.
Her gün güzel işler yapmak lazım. Doğru şeyler yapmak lazım. Her gün doğru bir şey bu mahallemiz için yapsak 365 günde o kadar güzel işi bu mahalleye kazandırırız. Her gün bir çöp almak veya kötü yazıyı silmek güzel bir iştir bence. Hiç değilse bu mahallede bir birine selam vermek bile güzel bir iş yapmaktır. Bu arada ince bir ayrıntıyı dile getireyim okulun bahçe duvarı insanların üzerine düşecek. Bir ölümlü olaydan sonra mı çözüm üretecek insanlar. Yetkili kişiler bu tehlikeyi mutlaka görmeli. Turizme açılan bu mahallede duvar çökmesi sonucu doğacak olumsuzluk imajı çizer. Bizden hatırlatması. Bu konuya ilerde değiniriz ama gördüğümüz için hatırlatalım dedik.
Benimkisi çok mu teferruatlı bir düşünce? Herkesi bu hafta içi Orta Mahalle’ye güzellikleri ve çirkinlikleri bir arada görmek için davet ediyorum. Daha sonra bu yazdıklarımı kendi vicdanlarıyla yorumlamaya. Kuş seslerini dinlemeye, güzel çiçekleri koklamaya, yeni dizayn edilen camiyi görmeye.
Son not, biz Akçaabat için kim iyi işler yaparsa onu alkışlar ve teşekkür ederiz. Bu bizim Akçaabat sevdamızda vardır. Kimse yadırgamasın, bu şehir daha çok güzel işleri hak ediyor. Bu şehir insanı da güzel iş yapanları alkışlamaya hazır. Kim olursa olsun. Bu şehir çok şeyden mahrum oldu. Tekrar bu şehre karşılıksız hizmet verenlere teşekkür ederim. Bu bir Orta Mahalle kültürüdür, bu şehrin temiz geleneğidir.
Herkese iyi haftalar. Orta Mahalle yeni tesisleriyle sizleri bekliyor güzel insanlar. Güzel düşünenler, olaylara tarafsız gözle bakanlar. Bu mahalle bir hazine. İyi bakılmalı, temiz tutulmalı, iyi anlatılmalı. İçinde yaşayan halkı bu kültürü korumalı. Mahalleleri güzelleştiren içinde yaşayan insanlardır. İnsanıyla güzeldir bir mahalle. Bu güzellik bu mahallede vardı. Şimdi küllerinden yeniden doğuyor, herkes görevini yapmalı.