Akçaabat Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkan Yardımcısı Sinan Gaydan'dan Akçaabat Belediyesi'ne çok sert açıklama
Bizim kültürümüzün bir parçası da malı satarken teşhir etmektir. Malı teşhir ederken tabii ki başkasının hakkını da gasp etmeyeceğiz. Bizim esnafımız bunun bilincindedir. Hani ilçemizin girişine “Turizm Şehri Akçaabat” diye yazmıştınız. Ege’ye, Akdeniz’e, Antalya’ya, Marmaris’e, İstanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e bakın; masalar yolun ortasına kadar taşmış, insanlar yemeklerini afiyetle yiyorlar. Bizde insanları dükkânlarının içine hapsetmekle mi turizmi canlandıracaksınız?
Tabii ki dışarı çıkmanın da bir ölçüsü olacaktır; doğrudur. Esnafı hepten sıkboğaz edemezsiniz. Türkiye’de dükkânlarının önüne mal atılmayan bir şehir varsa söyleyin biz de bilelim ve o şehri örnek alalım.
Bir yeri işgal eden parasını öder tabii. Ama biz işgalci değiliz. Günün 24 saatinin çoğunu dükkânında geçiren esnaf da bu şehrin asıl sahiplerindendir.
Geçtiğimiz günlerde Akçaabat’a kar yağdı; becerip de kaldırımları kardan temizleyemediniz. Bırakın kaldırımları sokakları dahi kaldırımdan para talep ettiğiniz o esnaf temizleyip vatandaşlarımızın, öğrencilerimizin rahat yürümesini sağladı. Keşke kar yağdığında da böyle hassas olsaydınız.
Biz de biliyoruz ki belediyelerin asli görevlerinden biri de vatandaşların kaldırımlarda rahat bir şekilde yürümesini sağlamaktır. Ama şunu da biliyoruz ki belediyelerin tek işi bu değildir; daha önemli görevleri de vardır.
“Parayı veren düdüğü çalar” zihniyetine de karşıyız. Bir kere kaldırıma 40 santimetre çıkma işi bundan 3 yıl önce Esnaf Odamızla Belediye arasında yapılan sözlü bir anlaşmaydı. Yani Şefik Türkmen Bey’in seçiminden önce. Seçim bitti belediye de anlaşmayı bozdu. Oysa biz Oda olarak yine 40 santimetre sözümüzün arkasındayız.
Esnaf mallarının teşhirini dükkânlarının camekânlarını geri çekmekle halledebilirmiş. İyi güzel de esnafta bu işi yapacak para bıraktınız mı? Akçaabat’ı market çöplüğüne döndürdünüz. Kaldı ki parası çok olsa ve kaldırımı tamamen kapacak derecede işgaliye ödemeyi kabul ederse ne olacak?
Bu işler parayla oluyor ya, bütün niyetiniz esnafı yolmak sanki. Tabela vergilerini en üst sınırdan aldınız. yasada işgaliye harcı bedellerinin alt seviyesi 0,50 kuruş olmasına rağmen yine üst sınır olan 2,5 liradan bu harcı da almaya çalışıyorsunuz. Diğer belediyeler gibi bu işin ortasını bulamaz mıydınız? Sizin aklınız fikriniz parada. Pazar ruhsatını bile Encümen’den en üst seviyede çıkardınız. Yazıktır, günahtır.
Şunu bilin ki, esnafımız onurludur, haysiyetlidir, şerefine düşkündür. Devletini de sever. Bin yıllık tarihinde de hep devletinin yanında olmuştur. Dükkânının önündeki malını teşhir etmek için kimseden de kanunsuz bir şey istememiştir.
Ayıp, çok ayıp... Aldınız metreleri düştünüz sokaklara. Adamın şahsi tapusunda bulunan dükkânının önündeki yeri bile kaldırım diye ölçüyorsunuz. Bunu da adamına göre yapıyorsunuz. Esnafın camından aşağıya asılan elbiseye bile karışıyorsunuz. Oysa esnafın dükkânının önündeki dar yolları bile çizerek paralı otopark haline getirdiniz. Bu şekilde müşterilerin esnafın dükkânına girmesini bile engellediniz. Vatandaşı çarşıda yürüyemez duruma siz soktunuz.
Hani belediye insanların yaşamlarına yardımcı olacak bir kurumdu. Peki, siz zabıtayı esnafın üzerine sürmekten başka ne yaptınız? Esnafımız zabıtayla uğraşmaktan iş yapamaz, çeklerini ve senetlerini ödeyemez duruma düşmüştür. Akçaabat esnafı Akçaabat Akçaabat olalı bu son aylardaki kadar zulüm görmemiştir. İnanın Bulgaristan’daki Belene işkence kamplarında bile soydaşlarımız esnafın bu son aylarda çektiği kadar çile çekmemiştir. Esnafımız ardın patlama noktasına gelmiştir.
Yapılan uygulamanın kendi içinde de adaletsizliği var. İnönü caddesindeki bir esnafla, iç sokaklarda günde zar zorr 5 ekmek satabilen esnaftan aynı parayı talep ediyorsunuz. Adalet bunun neresinde?
Akçaabat’ımızda yapılacak o kadar çok şey var ki. Siz daha selde yıkılan Osmanbaba Köprüsü ve Şehitler Köprüsü’nü yapamazken elin oğlu aynı alanda işyerine ulaşım için daha da uzun bir köprüyü 20 günde yapıp ulaşıma açıyor.
Bırakın kaldırımları, bırakın esnafla oynamayı. Akçaabat için daha büyük düşünelim. Zaman kavga zamanı değildir. Esnafla barışık olun. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın esnafa verdiği önemi düzenledikleri şuralarla gösterdikleri bir zamanda siz nereden gidiyorsunuz? Esnaf ve sanatkârlar Türkiye’nin ruhudur. bu ruh yaşadıkça Türkiye’de yaşayacaktır. Bu böyle biline.