AKİK Başkanı Ali Balta, Ortaöğretim kurumlarındaki proje ve olimpiyat çalışmalarına, özetle Türkiye’nin bilimsel geleceğine büyük bir darbe vuruldu, dedi.
Ali Balta, her yıl düzenlenen ve öğrencilerde bilimsel merakın oluşmasını sağlayan TUBİTAK Proje Yarışmalarında derece alanlara ÖSYM‘ce verilen ek puanın kaldırılmasının liselerde proje, laboratuvar, olimpiyat ve araştırma çalışmalarını bitireceğini, bunun zararlarının ileriki yıllarda fazlaca hissedileceğini ve bu uygulamadan ivedilikle vazgeçilmesi gerektiğini, belirtti.
Ali Balta, yaptığı açıklamasında, “Okullarda müfredatların bize çizdiği sınırlar doğrultusunda öğrencilere kazandırmaya çalıştığımız bilgi yoğunluğu, sınav sistemi ve üniversitede bir bölüm kazanma çabası aslında hayatımızın asıl amaçlarını unutur hale getirdi. Bizler bu güzel coğrafyada kendimiz, ailemiz toplumumuz, en önemlisi ülkemiz içinyaşıyoruz. Armağanımız olan bu coğrafya da çağlara ulaşabileceğimiz yegâne dayanağımız ise eğitimli gençlerimiz olacaktır. Toplumun ihtiyaçlarına çözüm bulacak bugünün gençleri, gerçekten problem çözme becerisine sahip, karşılaştığı durumlar konusunda analitik düşünebilen, yorum yapabilen, çözüm yolları için araştırmacı, yenilikçi ve hayal gücünü kullanabilen bireyler olarak mı yetişiyor?
Ülkemizde gençlerin bilim, proje, patent çalışmalarına olan ilgisi maalesef istenilen seviye bir türlü ulaşmamaktadır. Geleceğin teknolojisine yön verecek, ülkemizi küresel ölçekte teknoloji liderleri arasında konumlandıracak genç bilim adamlarını yetiştirmek üzere Fen Liselerimiz kurulmuş, fen liselerimiz öğrencilerimizi 21. yüzyıl yaşam ve kariyer becerileri ile donatarak geleceğin liderleri, bilim insanları ve global ekonomi içinde rekabet edebilen, üretken, başarılı ve kendini gerçekleştirmiş bireyler olarak yetişmelerine katkı sağlamaya çalışmışlardır. Ancak son zamanlarda öyle bir hal aldı ki diğer okullardan farksız bir şekilde tüm öğrenciler sadece, adına YGS ve LYS dediğimiz sınavlara hazırlanıyorlar. Oysa proje hazırlamak, olimpiyatlara hazırlanmak hem zor, zahmetli ve maddi gereksinim doğuran hem de zaman alan çalışmalar. Bu zorluklar öğrencilerde bilimsel merak ve araştırma motivasyonuna ket vurmakla kalmıyor, çocukluk ve gençlik döneminde kazanılması gereken bilim adamı olma yetilerini de söndürmektedir. Öğrencilerinkendilerini ve hayatı keşfetmelerini sağlayacak bilimsel araştırmalar daha başlamadan kendini YGS-LYS’ye bırakıyor.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen gerçekten istekli, proje ve olimpiyatlara gönül vermiş gençlerimize şok bir darbe ne yazık ki ülkemizde bilimsel araştırmanın merkezi TUBİTAK ve YÖK’ten geldi. TÜBİTAK-Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığınca LİSE öğrenimine devam etmekte olan öğrencileri temel, sosyal ve uygulamalı bilim alanlarında çalışmalar yapmayateşvik etmek, çalışmalarını yönlendirmek ve mevcut bilimsel çalışmalarının gelişimine katkı sağlamak amacıyla Bilgisayar, Biyoloji, Coğrafya, Değerler Eğitimi, Fizik, Kimya, Matematik, Psikoloji, Sosyoloji, Türk Dili ve Edebiyatı, Teknolojik Tasarım ve Tarih alanlarında her yıl ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI düzenlenmektedir. TÜBİTAK’ın, düzenlediği Ulusal Bilimsel Proje Yarışmalarında madalya kazanan ve uluslararası olimpiyatlara katılıp derece alamayan öğrenciler, girecekleri ilk üniversite sınavlarında bir kereye özgü ek puan alabiliyordu. YÖK’ün aldığı kararla 2016 yılında bu uygulama kaldırıldı.47.Ortaöğretim Proje Yarışması için hazırlanan yeni yönergede “Yarışmada derece alan öğrencilerin faydalandığı ek katsayı uygulaması YÖK tarafından kaldırılmıştır.” ibaresi eklenerek ortaöğretim kurumlarındaki proje ve olimpiyat çalışmalarına büyük bir darbe ne yazık ki vuruldu. Ulusal yarışmalarda derece alıp yine TUBİTAK tarafından Uluslararası Olimpiyatlarda madalya alanlara sağlanan sınavsız yerleşme hakkı ise devam ediyor. Yönergede diyor ki; “Uluslararası proje yarışmalarına TÜBİTAK tarafından gönderilecek projeler Final yarışmasına katılan tüm projeler arasından belirlenecektir. Ayrıca Uluslararası Proje Yarışmalarına TÜBİTAK tarafından gönderilerek Birincilik, İkincilik, Üçüncülük ödüllerinden birini alan öğrenciler TÜBİTAK 2205 – Yurt İçi Lisans Burs Programı’ndan yararlandırılacaktır.”Karar, 2016 ÖSYS yerleştirmelerinde uygulanacak. YÖK’ün kararı ‘kanuni dayanağı olmadığı’ gerekçesiyle aldığı öne sürüldü. İptal edilen uygulamada, bilim olimpiyatlarında başarılı olan öğrencilere 0,03 ile 0,10 arasında ek puan veriliyordu.
Dünyanın her yerinde eğitim sistemleri ve okulları proje ve bilim için yatırımlar yaparken, ABD STEM eğitimi için büyük bütçeler ayırırken ve hükümetimiz tarafından tüm ARGE çalışmaları destekleniyorken biz kendi imkânları ile bir şeyler üretmeye çalışan çocukları bu kararla tüm bilimsel çalışmalardan vazgeçiriyoruz. Bu son derece sakıncalı bir adım olacaktır. Çünkü yapılan değişiklikten sonra hiçbir öğrenci, idareci, öğretmen ve veli proje yapmayı yaptırmayı, laboratuvarlara girmeyi düşünmez. Bilim Olimpiyatlara katılmaz, zaman harcamaz. Bu memleketin test çözen değil proje yapan, diplomasına iş arayan değil patent üreten gençlere ihtiyacı var. Aziz Sancar gibi Nobel alan bilim insanları yetiştirmek istiyorsak şunda karar kılalım ki bunu başarmanın yolu belli prensipler ışığında laboratuvarlarda sabahlamak, çalışmak, ısrarcı olmak gençleri bilime özendirmek maddi ve manevi sahada desteklemekle ancak gerçekleşebilir. Başarı, gençlere destekten geçer. Oysa alınan bu kararlar herkes tarafından bilinmelidir ki bilim adamı yetişmesine engel teşkil edecek, bu karar ile bilim adamı yetiştirmeye neşter vurulmuş olacaktır. Bu karardan derhal dönülmelidir.
Dünyanın her yerinde bu işleri yapan çocuklar el üstünde tutulurken bizde bu çocukları bu işten uzaklaştırmanın onları a,b,c,d,e şıklarının içine hapsetmenin mantığı nedir? Bu çocuklar yaptıkları her proje ve buluşla, patentle ülkemize katkı sunacakken bu çocuklara “test çöz, ne kadar çok boşluk doldurursan, ezber yaparsan seni o kadar başarı sayarım” üretken değil, farklı değil herkes gibi ol, hayata sınavlardan sonra unutacağın bilgilerle hazırlan demekten başka bilmem başka hangi anlama geliyor? Dünya yaratıcı ve farklı çocukları ararken onları kazanmaya çalışırken YÖK ya daTÜBİTAK’ın ne amaçla bu kararı aldığı tüm eğitimcilerce sınanmalı en azından dert edinilmelidir.
Ben ülkemi, insanlarımı ve özellikle öğrencilerimi çok seviyorum. İnanıyorum ki bu yazıyı okuyan tüm paydaşlar da çocuklarını ve ülkelerini çok seviyorlardır. O zaman bu yanlıştan dönülmesi için en az bir futbol maçı ve gösterilen bir kırmızı kart kadar ülkemizin geleceğini sahiplenmemiz gerekmez mi?” ifadelerini kullandı.