Bak yaptığı yazılı açıklamada şunlara değindi.
Yeni açıklanan asgari ücretle birlikte hem işçi hem de işveren kanadında sorunlar da en az asgari ücret kadar artmıştır. İşverenler artan maliyetler yüzünden ne yapacağını kara kara düşünürken diğer taraftan işçiler de artan hayat pahalılığı ile bu parayla nasıl geçineceğini kara kara düşünmeye başlamıştır. AKP İktidarı açlık sınırının 7.785,00 TL olduğu bir dönemde işçilere 8.506,80 TL gibi bir ücretle geçineceksin demesi başınızın çaresine bakın demektir. Sadece bu yıl Elektrik %90, Doğalgaz %164, Kiraların %200 gibi oranlarda artması ile 4 kişilik bir ailenin bu ücretle geçinmesi yine mümkün olmayacaktır. İşverenler içinde durum çok farklı değildir. Bir işçinin maliyeti 11.759,40 TL sigorta primi ise 3.252,60 TL olmuştur. Özellikle döviz kurundaki yükseliş ile Girdi Maliyetlerindeki artışlar karşısında işletmeler ya küçülmeye gidecek ya da ayakta kalabilmek için bu maliyet farklarını fiyatlara yansıtmak zorunda kalacaktır. 01 Ocak 2022’de 4.253,40 TL olan asgari ücret 01 Ocak 2023’de 8.506,80 TL olmuştur. Yani sadece asgari ücrette bir yıllık artış Yüzde Yüz gerçekleşmiştir. Bunun fiyatlara yansıyacağı ve enflasyonu artıracağı kaçınılmazdır. Bu durumda asgari ücreti ne kadar artırırsanız artırın enflasyonist bir ortamda paranın alım gücü düşeceğinden geçim sıkıntısı ve ekonomik sorunlar devam edecektir. Eğer siz istihdamı artırmak ve kayıt dışı işçi çalıştırmaların önüne geçmek istiyorsanız mutlak surette Sigorta prim oranlarının düşürülmesi ve 2021 yılı sonunda yürürlükten kaldırılan Bölgesel Teşvik Desteği gibi teşviklerin yeniden uygulamaya koyulması gerekir. Aksi halde önümüzdeki günlerde hem işveren hem de işçileri çok daha zor günler bekliyor olacaktır.