Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Akçaabat Şubesine başvurarak üye olmak isteyen Semra Bulut, hem şube tarafından üyeliğine kabul edildi, hem de ADD Genel Merkezi tarafından gönderilen üye kimlik kartına sahip oldu...
Bulut’un sahip olduğu üye kimlik kartında başı kapalı fotoğrafının bulunması ise bir süre önce dernek bünyesinde yaşanan tartışmalardan genel merkezin geri adım attığının bir göstergesi olarak yorumlandı.
Hatırlanacağı üzere ADD Akçaabat Şube Başkanı Cengiz Bölükbaşı, ADD’ye üye olan başörtülü genç bir kıza “Üye kimlik kartı” verilemediği gerekçesiyle görevinden ve ADD üyeliğinden istifa etmişti. Bölükbaşı istifa yazısında, “"Bu onur kırıcı, ötekileştirci durumu üyeme izah etmem konusunda arsızca şahsıma telkinde bulunulmuştur. Buradan tüm Akçaabat özelinde Trabzon'a, Türkiye'ye sesleniyorum, başı açık bir yurttaşımıza görülmesi imkansız olan bir durumu sadece inançları gereği başını kapattı diye bir başörtülü arkadaşımıza reva göremem” ifadelerini kullanmıştı.
Bölükbaşı’nın istifasıyla sonuçlanan olayın türbanlı bir genç kızın ADD’ye üyeliği ile ilgili olduğunu söyleyen ADD Trabzon Şubesi Başkanı Cemal Varan’da, “Daha önce de bir üyelik müracaatı vardı. Üyelik müracatını Genel Merkez türbanlı olduğu gerekçesiyle kabul etmemişti. Bölükbaşı sanırım burada ADD'ye karşı türban mücadelesi veriyor. Bir şube başkanı kendi Genel Merkezi ile kendince bir mücadele içinde” şeklinde açıklama yaparak başı kapalı fotoğrafın tüzüğü aykırı olduğunu ifade etmişti.
Son yaşanan gelişmelerin ardından Bölükbaşı, konuyla ilgili sosyal medya hesabından bir açıklama yayınladı. Bölükbaşı, “Büyük şair Nazım Hikmet Ran'ın da dizelerinde ifade ettiği gibi "Ben yanmasam, sen yanmasan,biz yanmasak,nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.." dizelerinde dediği gibi kendisini gelecek için ateşe atmaktan çekinmeyen bir neslin neferleri olarak üzerimize düşeni yaptık ve bu Antilaik Antidemokratik kararın geri alınmasını sağlamış bulunmaktayız. Kutlu olsun. Başı açığa neden başın açık demediğimiz gibi başı kapalı olana da neden kapanıyorsun deme hakkımızın olmadığı bir kez daha vurgulamak isterim. Bu bağlamda demokrasinin ve insan haklarının gereği olarak kişilerin din ve vicdan hürriyetini ancak gerçek Atatürkçüler sağlayabilir tezi de yerine gelmiş oldu. Bu vesileyle 2015 yılında çıkar ve menfaat gereği bu gibi ses getiren bir eylemin altına imza attığımı söyleyenlerin de tam demokrasiyi bir yıl zarfında öğrendiklerini umut ediyorum. İnsan Hakları bildirgesine baktıklarını umuyorum. Benimle birlikte bu ateşin içine hiç tereddüt etmeden atlayan arkadaşlarıma yoldaşlarıma selam ediyorum. İlk haftalarda hep birlikte yaşadığımız o psikolojik linç girişimini Unutmadım, Unutmayacağız elbette. Hiç bir güç asıl olan halkın kararları karşında duramaz, Yaşadık gördük. Eski kurumum olan Atatürkçü Düşünce Derneği Genel merkezine ve bu başarıyı sağlan İlçe Başkanı Sayın Varol Bulut'a da tebriklerimi iletiyorum. Dün olmayan genelgeleri varmış gibi gösterip kendi olumsuz hasletlerini Atatürkçüler üzerinde uygulamaya çalışan zavallıların da ağızlarının paylarını aldıklarını düşünüyorum. Bu kaos döneminde aldığım haberden ötürü mutlu huzurlu fakat ülkemde peşi ardı sıra patlayan bombalarla şehit olan polisim askerim yurttaşım adına da hüzünlüyüm ayrıca. Umut ediyorum yarınlarımız bu günlerimizden daha aydınlık olacaktır. Hepinizi devrimciliğimin olanca ateşiyle selamlıyor saygılar ve hürmetler sunuyorum” ifadelerini kullandı.