Türk toplumunun en belirgin özelliklerinden biri olan ikramda bulunma alışkanlığı, bazen istemeyerek de olsa sigara gibi sağlığa zararlı maddeler sunulmasıyla kötü sonuçlara yol açabiliyor.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tevfik Özlü, yaptığı açıklamada, kapalı alanlarda sigara içme yasağının uygulamasıyla toplum sağlığı açısından ülke tarihinde en önemli adımlardan birinin atıldığını belirtti.

 Alınan bu kararla çok önemli bir sürece girildiğini, toplum sağlığı bakımından yararlarının uzun vadede kendisini daha iyi ortaya koyacağını ifade eden Prof. Dr. Özlü, ''Uygulamaya giren bu kanun sadece sigara kullanmayanları sigara dumanından korumayacak ya da sigara kullanımını azaltmayacak, aynı zamanda KOAH, kanserler, kalp ve damar hastalıkları, felç gibi çeşitli hastalıklardan da toplumumuzu koruyacaktır. Özellikle gençler ve çocuklar bu uygulama sayesinde daha sağlıklı kalabilecekler'' dedi.

 Prof. Dr. Özlü, dünyada her yıl 5 milyonu aşkın kişinin sadece sigara içtiği için hayatını kaybettiğini vurgulayarak, ''Her 6-7 saniyede 1 kişi sigara nedeniyle ölüyor. Ülkemizde ise sigara nedeniyle yılda 120 binden fazla kişi yaşamını yitiriyor. Küresel olarak en öldürücü salgın hastalık sigara kabul edilmektedir. Sigara kullananlarda kanserden ölüm oranı, içmeyenlere oranla 15 ile 25 kat arasında yüksek. Araştırmalarda, içilen her sigaranın kişinin ömründen 12 dakika çaldığı hesaplanmıştır'' diye konuştu.

 Sigara içenlerde ölüm hızının, içmeyenlere oranla 2 kat fazla olduğuna dikkati çeken Özlü, ''Sigara içenler içmeyenlere göre ortalama 25 yıl daha erken ölmektedir. Sigara akciğer, kalp ve beyin damar sistemi hastalıklarından kanserlere kadar tüm dünyada en sık görülen, en fazla öldüren, en çok sakat bırakan ve en yüksek tedavi maliyetlerine yol açan 60 civarında hastalığın da nedenidir'' dedi.     

     -YASAK SİGARAYI BIRAKMAK İSTEYENLER İÇİN AVANTAJ     

 Prof. Dr. Özlü, sigara kullananların 3'de 1'inin her yıl sigarayı bırakmayı denediklerinin bilindiğini aktararak, ''Sigarayı bırakmak isteyenler bu sene önceki senelere göre daha şanslılar. Artık sigarayı bırakmak daha kolay. Çünkü ülkemizde sigaranın kapalı alanlarda içilmesiyle ilgili kanun tam olarak yürürlüğe girdi. Bu da sigarayı bırakmak isteyenler için çok önemli bir avantaj'' diye konuştu.

 Sigarayı bırakmak isteyenler için en büyük tehlikenin, gittikleri yerde ve her an çevrelerinde sigara içenlerin varlığı olduğunu belirten Özlü, şöyle devam etti:

 ''Kişi sigarayı bırakmaya karar veriyor, ancak çevresindeki sigara içenler onu her an rahatsız ediyor. Böyle bir durumda sigarayı bırakmak kolay değil. Karar verilmesine rağmen dostlarınızın, arkadaşlarınızın birlikte çay, kahve içerken sigara ikram etmesi ve bu konuda ısrarcı olması nikotin bağımlısı için çok kötü. İçmesi için kişiyi tahrik ediyor. Bu nedenle de sigarayı bırakmak isteyenler, yapılan bu tür ısrarlı ikramlar nedeniyle kendilerine verdikleri sözde duramıyorlar. Bu noktada tiryakilere tavsiyemiz, sigarayı bırakmaya karar verdikten sonra 3-4 hafta sigara içenlerle bir araya gelmemeleri, sigara içilen ortamlarda bulunmamaları yönünde. Bunun faydalarını göreceklerdir.''

     Prof. Dr. Tevfik Özlü, ikramların en kötüsünün sigara ikram edilmesi olduğunu ve maalesef bunun sadece Türk toplumunda görüldüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti:

     ''En kötü ikram sigaradır. Sigara ikram edilmesini başka toplumlarda görmedim. Böyle bir adet sadece bizde var. Maalesef sigara ikram etmek dostluk, arkadaşlık değil istemeden de olsa kötülük etmektir. Sigarayı bırakmak için kapalı alanlarda sigara içme yasağı büyük bir fırsat. Sigarayı bırakmak isteyip de bu tür çeşitli çevre baskıları nedeniyle bırakamayanlar gelinen bu noktada sigaradan çok daha kolay vazgeçebilirler. Bağımlılar kendileri lehine esen bu rüzgarla çok kolay sigarayı bırakabilirler. Sigara yasağı uygulaması sigara tiryakilerinin bu alışkanlıklarından vazgeçmeleri için psikolojik olarak destek sağlayacaktır.''

     Özlü, sigara tiryakilerinin bu alışkanlıklarından vazgeçmek için bu yılki 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü'nde daha güçlü olduklarını ve bu fırsatı çok iyi değerlendirerek bu kez başarılı olabileceklerine inandığını söyledi.