Yayla Göçleri
Bölgemizde havaların ısınmasıyla birlikte yayla göçleri de başladı.
Yaz sezonunun başlamasıyla yaklaşık 500 koyununun yanı sıra kuzu, keçi ve oğlakları ile Trabzon'un sahil kesiminde Akçaabat ilçesindeki köyünden Çaykara ilçesindeki dağların arasında bulunan Derindere köyü yaylasına giden Mehmet Dil, yolculuğu sırasında kent merkezine bağlı Hacımehmet Semti Kutlugün köyünde konakladığı sırada, AA muhabirinin göçe ilişkin sorularını yanıtladı.
''Koyunlarla yaylalara göç tarihi bir gelenek. Biz de bu geleneği sürdüreceğiz'' diyen Dil, yayla göçlerinin mayıs ayının sonunda yoğunlaştığını söyledi.
Dil, göçte hava sıcaklıklarının etkili olduğuna işaret ederek, ''Mevsim dolayısıyla yaylaya göç ediyoruz. Köyler yeşil ama bu yeşilde hayvanlar beslenemiyor. Ne kadar fazla ot olursa olsun koyunlar zayıf düşüyor, sıcaktan rahatsız oluyor. Bu hayvanların kırsal alanda otlayıp soğuk su içmesi lazım'' dedi.
Yolculuk sırasında hayvanlara kurt, çakal, ayı gibi vahşi hayvan saldırılarına ilişkin ''Koyunlar Allah'a emanet, bekçisi ben'' diyen Dil, hayvancılıkta bir kazançları olup olmadığı konusunda ise ''Tarihi geleneği sürdürüyoruz, mümkün mertebe bu geleneği sürdüreceğiz. Vatan sevgisi olarak koyunların peşine devam ediyoruz. İllaki kazanç değil, bu milli servet, aynı zamanda ruhtaki bir hastalık. Zor bir meslek olmasına rağmen koyun sevgisi bu işin zorluğunu kaybettiriyor'' diye konuştu.
GÖÇ EDERKEN HAYVANLAR PÜSKÜLLENİYOR
Mehmet Dil, yaylaya göç ederken tarihte olduğu gibi hayvanları süslediklerini belirterek, ''Süslemek zevke bağlı bir şey, heveslik. Yayla sezonu yaylaya giderken koyunlar süslenir, boncuk, püskül takılır, hayvanlar da şahlanır. Bir de hayvanlar beslendiği için yayla dönüşü aynı şekilde süslenirler. Sonbahar dönüşü süsleme daha zevkli olur, çünkü hayvanlar tamamen etini alıp, güçlenmiştir'' dedi.
Koyunların tüylerine süs amacıyla ''Yoşa'' denilen boya da sürüldüğünü ifade eden Dil, ''Arzu eden süsler koyununu ama ben yalnız olduğum için koyunlarımı süsleyemedim. 2 çuval dolusu zilim var, bu koyunlara takılacaktı bu ziller'' dedi.
Dil, et fiyatlarına ilişkin soruya da ''Et fiyatları bence pahalı değil, normal. Hayat şartları çok pahalı bu hayvanlar aslında para olarak kendini kurtarmıyor'' ifadesini kullandı.
TARİHİ GÖÇTE GÜNLERCE YÜRÜYORLAR
Mehmet Dil ile yaylaya göç eden kardeşi Seyfettin Dil de yaya olarak yaylaya gittiklerini belirterek, ''Tahminen 10 gün yol yürüyeceğiz. Yorulduğumuz zaman dinleniyoruz, bu sırada hayvanları da otlatıyoruz'' dedi.
Yayla göçlerinin genelde mayıs ayının 15'inde başladığını ifade eden Dil, ''Çünkü otlar o zaman yeşillenir yaylalarda. Köyde otlar yeşil olmasına rağmen dağların otu daha yağlıdır, yaylalar daha havadardır, hayvanlar daha iyi su içebiliyor onun için yaylaya gidiyoruz'' şeklinde konuştu.
Seyfettin Dil, çobanlığın zor bir meslek olduğunu da dile getirerek, ''Hayvanları üretmek için aylarca, senelerce ot saman alıyoruz, çobanlık yapıyoruz. Bence et fiyatları pahalı değil'' dedi.
Trabzon'un merkeze bağlı Geçit köyünden yaklaşık bin koyunu ile Gümüşhane sınırındaki Çakırgöl yaylasına göç eden Nurettin Bekar da 40 yaşında olduğunu, çocukluğundan beri hayvancılık yaptığını anlattı.
Fotograflar:Tüncay Bekar AA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.