Tarım Stratejik Bir Sektör

Tarım Stratejik Bir Sektör

Trabzon Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Cemil Pehlevan Tarımım Stratejik Bir Sektör olduğunu açıkladı.

Tüm dünya ülkelerini etkisi altına alan ve insan sağlığını tehdit eden COVİT 19 salgını bir kez daha insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için tarımın ne kadar stratejik ve hayati bir sektör olduğunun farkına varıldı. Aynı zamanda üzerinde durmamız gereken iklim değişikliğinin en fazla etkileyeceği sektörlerin başında TARIM geliyor. Önümüzdeki yıllarda tarımsal üretim anlamında çok büyük riskler bizleri bekliyor. Bu konuya hazırlıklı olmalıyız, planlarımızı bu gerçek doğrultusunda yapmalıyız.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2021 yılını “Uluslararası Meyve ve Sebze Yılı” olarak ilan etmiştir. Bu nedenle, Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından dünyanın çeşitli ülkelerinde yıl boyunca beslenmede meyve ve sebzenin önemi, üretimden tüketime kadar olan süreçte yaşanan sorunlar, kayıplar, açlıkla mücadelede önemi, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkısı, küçük aile işletmelerine gelir sağlayıcı özelliği ve birçok konuda çalışmalar yapılacak, etkinlikler düzenlenecektir. Birleşmiş Milletlerin konuya ilişkin yayınladığı mesajda, “sektöre dikkat çekmeyi ve insanlarla çevrenin daha sağlıklı olmasını sağlayacak bir üretim ve tüketim yaklaşımına bütüncül bir bakış açısı sağlamayı amaçlandığı” belirtilmiştir.

Dünyamızı tehdit eden bazı temel sorunların varlığı farklı ortamlarda dile getirilmektedir. Açlık dünyanın çözmek zorunda olduğu en temel problemdir. Su kaynaklarının kullanımı, kaliteli gıda üretimi, erozyon, kentleşme ve çevre sorunları ve benzeri problemler ziraat mühendislerinin çözüm üreteceği konular olacaktır. Bu düşünceden hareketle, ziraat mühendislerine gelecekte çok daha büyük sorumluluklar düşeceği kaçınılmaz bir gerçektir. Biz bütün hazırlıklarımızı şimdiden yaparsak önümüzdeki günlerde yaşanması muhtemel sorunların önüne geçmiş olacağız.

 

Ülkelerin Korona virüs nedeniyle tarım ürünlerinin dış ticaretinde önemli kısıtlamaların başladığını ve durumun artarak devam edeceği kaçınılmaz bir gerçek. Gıdaya erişimde sorunlar yaşanmasına ve dünyada gıda fiyatlarının aşırı yükselmesini tetikleyecektir. Salgının süresi bilinmemekle birlikte, devamı halinde bu durumun daha da dramatik bir hale dönüşeceği aşikârdır. Dünyada Paranız olsa bile tarımsal ürünlere ve gıdaya ulaşılamayacağı günler fazla uzakta değil.

Ülkemizde tarımsal potansiyel anlamında bir sorun olmadığı, buna karşın mevcut potansiyelin hayvansal ve bitkisel ürün üretimi ve bunların verimliliği anlamında yeterince ortaya konulamadığı görülmektedir. Ülkemizin 23 milyon 099 bin hektar işlenebilir tarım arazisi ve 14 milyon 617 hektar mera varlığının verimliliğinin artırılması için doğru planlama, doğru istihdam politikası ve doğru üretim stratejisi ile tarımsal üretimde kendine yeter ülke haline gelmemiz mümkün. Bunun için uzun yıllardır görev yapan tarım danışmanlarına yeni bir statü kazandırılarak çiftçiler ile daha etkin buluşturulması sağlanmalı. Böylece teknik personeller çiftçilerimizin tarımsal bilgi, yeni teknoloji ve projelerle buluşmasını sağlayarak birim alandan daha fazla ürün alarak gelir seviyelerinin artmasını sağlanmış olacaktır.

Tarım danışmanlığı sistemi bakanlığımızın uzun yıllardır desteklediği bir proje olup, Teknolojileri kullanarak söz konusu problemleri çözebilecek yetkinliğe sahip olan tarım danışmanları çiftçimizin bürokrasi yükünü azaltıp doğru zamanda doğru şekilde doğru destekleri almalarını sağlamaktadır. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu projeleri ve bakanlığımızın yapmış olduğu projelerin birçoğu tarım danışmanları tarafından yapılmakta ve uygulama, takip konusunda sonuna kadar ilgilenmektedir.  Bakanlık ile çiftçi arasındaki bu koordinasyonu sağlayarak birçok projenin kabul edilmesine vesile olunmaktadır. Bulunduğu bölgenin kalkınmasında sosyoekonomik gelişiminde üretici gelirlerinin arttırılmasında kilit görevi üstlenilmektedir. Sahada aktif olarak görev yapan tarım danışmanlarının aynı zamanda evrak yükü ile boğuşmaktadır. Danışmanlar danışmanlık hizmetinde çiftçinin güven tedirginliği ile karşılaşmaktadır. Danışmanlık sisteminin her yıl bir tebliğe bağlı olması tarım danışmanının konsantrasyonunu bozmakta acaba gelecek yıl ne olacak kaygısıyla bir sonraki yılı beklemektedir. Yıllardır devletimiz ve çiftçi arasında köprü görevi gören, kar kış demeden arazide çiftçisinin yanında olan, işini severek yapan ve birçoğu yüksek mühendis, mühendis ve tekniker olan tarım danışmanları bazen asgari ücretin altındaki ücretler ile çalıştırılmaktadır.

 

 

Çalışma şartlarının iyileştirilmesi verimliliği de artıracaktır. Yapılması gereken Bakanlığımızda tarımsal yayım ve danışmanlık adı altında bir birim oluşturularak bakanlığımıza bağlı bu birim altında çalıştırılmalıdır. Danışmanlar böylelikle bir statü kazanmış olacağından çiftçiyle iletişimi daha etkili olacak ve güvene dayalı hizmet verecektir. Böylece danışman çiftçi arasındaki güven sorunu ortadan kalkacaktır. Ayrıca danışman her yıl tebliğe bağlı çalışmayacağı için gelecek kaygısı olmadan daha verimli çalışacaktır.

Çiftçilik bilincini daha fazla çiftçiye ulaştırabilecek bakanlıkla çiftçi arasındaki en hızlı iletişimi kurabilecek teknik personeller olacaktır. Bakanlığımız tarafından tarım danışmanlarının kullanabileceği bir program üzerinden bütün bilgilerin girilmesi evrak iş yükünü azaltacak daha düzenli çalışma ortamı yaratacaktır.

AB uyum süresinde kamuda çiftlik danışmanlık sistemi projesinde her birimiz en az 3 yıl deneyimli olan tarım danışmanları olarak daha üretken olunacaktır. Kamu güvencesinde yapılan ve yapacak olan hizmetler için önlerinde engel olmadan, sınırlı çiftçi sayısı olmadan ve tebliğ zamanlarında akıbetimiz ne olacak diye düşünmeden çiftçiler ile karşılıklı güven içerisinde çalışma ortamı oluşturulması durumunda verimlilikte artacaktır.

Tarım danışmanları her yıl işsiz kalma korkusu yaşamadan kendini güvende hissettiği zaman çiftçisine daha verimli olacaktır. Böylece Ülkemizin milli tarım, yerli üretim projesinde tecrübeli tarım danışmanları da görev alarak ülkemiz dünya standartlarında üretim yapmasına şüphesiz çok büyük katkıları olacaktır.

Tarım Danışmanları her ne koşulda olursa olsun mesleğimizi severek, isteyerek icra etmeye çalışıyor, cennet vatanımızın çiftçisine köylüsüne ve tarımsal üretimine çok daha büyük katkılar vermek istiyorlar. Tarım danışmanları Devletimizin güvencesi ile çiftçinin, üreticinin, ülkemizin sorunlarıyla alakadar olup onlara çözüm üretmeye çalışmak ve üretimden kaynaklı sorunlara çözüm bulacaklarına inanmalıyız.

Kısaca, ziraat mühendisliği istihdam alanları yaratmaya çalışmalıyız. Atıl durumda bulunan tarım arazilerini ve işletmeleri aktif hale getirmeliyiz. Bu sadece ziraat mühendislerinin işlendirilmesi anlamına gelmemektedir. Türkiye’nin yeniden üreten, yeniden kalkınan ve yeniden gıda bağımsızlığını sağlayan bir ülke olabilmesi için ön koşullardan biridir. Başlangıç olarak aktif olarak çiftçi örgütlerinde yıllardır sözleşmeli olarak çalışan, asgari ücretin altında ücrete reva görülen, görev tanımı olamayan (her işi yapan) ve özlük hakkı olmayan tarım danışmanlarına ( ziraat mühendisi, veteriner, teknisyen)  kadro verilerek üretime yönelik değerlendirilmesi gerekir. Tebliğler ile değil, yasal mevzuatlarla kadro verilerek statü kazandırılmasını ve emeklerine sahip çıkılması durumunda verimlilikleri daha da artıracaktır.

Etkin Tarımsal üretim planlamasına yarın değil,bugünden başlamalıyız. Böylece var olan enerjimiz ile verimlilik artacak, üreticinin kazancı artacak, arz talep dengesi sağlanacak ve hepsinden önemlisi Uluslararası rekabet gücümüz artacaktır.

 

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haberler