Karan'dan Türk Futboluna Damga Vuracak Açıklamalar
CHP Trabzon Teşkilatı’nda uzun yıllar il başkanlığı yapan, 1 Kasım seçimlerinde 2. sıra milletvekili adayı gösterilen Yavuz Karan, kendi sosyal paylaşım sitesi üzerinden bir açıklama yaparak Türk futbolunda gelinen son noktaya değindi.
CHP Trabzon Teşkilatı’nda uzun yıllar il başkanlığı yapan, 1 Kasım seçimlerinde 2. sıra milletvekili adayı gösterilen Yavuz Karan, kendi sosyal paylaşım sitesi üzerinden bir açıklama yaparak Türk futbolunda gelinen son noktaya değindi.
Karan açıklamasında, “ Uzun zamandır sosyal paylaşım sitem üzerinden ülkemizin ve ilimizin gündemiyle ilgili olarak düşüncelerimi 15 günde 20 günde bir kamuoyuyla paylaşmak istiyordum. Yazı yazma konusunda çok çalışkan olduğum söylenemez. Bu yüzden aktif siyaset dönemim boyunca yapmış olduğum bütün siyasi açıklamalarımı spontane olarak gerçekleştirmişimdir.
Ülkemizin içinde bulunduğu yoğun gündeme bakıldığında başta Suriye olmak üzere komşularımızla olan ilişkilerimiz güney doğuda PKK terör örgütünce açılan hendekler güneydoğudan gelip memleketimizin 7 bölgesine her gün gönderilen onlarca şehitlerimiz, Türkiye’nin kalbi Ankara’da ardı sıra patlayan canlı bombalar ve ölen birçok yurttaşımız. TUİK tarafından Türkiye’nin en güvenli ili seçilen Artvin’den hükümetin kahraman Artvinlilere karşı kazmak istediği hendekleri mi yazmak gerekli bilemedim. Bu ağır koşulların daha da ağırlaşarak devam edeceğini düşündüğümden bu hassas konularda daha özenerek daha detaylı bir yazı yazmak gerektiğini inanıyorum. Daha güncel olan futbol ve Türk futbolunun yönetim çarklarının nasıl oluştuğunu yazacağım. Fakat bu bir futbol yazısı değildir.
Performans olarak 1461 Trabzon takımındaki birçok futbolcu ile aynı kapasiteye sahip olan sıradan bir futbolcuyken Türk Telekom arenada oynanan GS-TS maçı müsabakasında Türkiye liglerinin gelmiş geçmiş en güzel golünü Salih Dursun attı. Bu gölü atarken ayağı ve kafası yerine müsabakanın hakeminin yere düşürdüğü kırmızı kartı kullandı. Salih kırmızı kartını hakeme değil Türk futbolunun çürümüşlüğüne, kirlenmişliğine, Türk futbolu üzerinden birilerine diyet ödeyen sözde yönetici müsveddelerine gösterdi. Kire, pasa bulaşmış Türk futbolu hakkındaki bildiklerimi sizlere anlatacağım.
AKP’nin iktidar olmasıyla bütün sivil toplum örgütlerini ele geçirme operasyonu başlatıldı. Tuvalet derneğinden, okul aile birliklerine, cami derneklerine kadar her şeyin yönetimini ele geçirmek için iktidar kendi yandaşlarına talimat verdi. Küreselleşen dünyamızda endüstriyel futbola dönen futbolumuzun yönetimini ele geçirmek toplumun ilgisini ve algısını futbol operasyonları ile gündem değiştirerek yönetmek hedef olmuştur. Dönemin başbakanı kürtajdan yapacak olduğunuz çocuğa kadar her şey benden sorulur diyordu. Bunun için Türkiye’de futbolu da kulüpleri de ben yönetirim diyordu. Futbol yönetimini ele geçirmek için apar topar Haluk Ulusoy’u paketleyip kargo yaptılar. Yerine başbakanın yakın aile dostu Hasan Doğan futbol federasyonu başkanı yapıldı. Sözde özerk olan TFF Hasan Doğan üzerinden direk başbakana bağlandı. Hasan Doğan’ın ani ölümüyle, Mahmut Özgener bu göreve getirilmiş 3 Temmuz şike süreci dedikoduları yayılınca sorumluluk almak istemeyen Mahmut Özgener gitmiş yerine Mehmet Ali Aydınlar getirilmiştir. 3 Temmuz süreci ile AKP oy kaybedeceğini düşünmüş Mehmet Ali aydınlara altı ay sonra yol vermiştir.
Baba Demirören “yeter ki holdingimden içeri girmesin yılda 10 milyon dolar fazla verin harcasın” dediği oğul Yıldırım Demirören’i TFF başkanı yaptılar. Böylece başbakan Türk futbolunu yıldırım Demirören ve kulüpler birliği başkanı dünür Göksel Gümüşdağ ile tamamen kontrolü ele aldı. Yıldırım Demirören futbol bilgisi olmayan BJK futbol takımını batıran kendi genel kurulunda ibra edilmemiş bir başkandır. Kafa kol ilişkileri sonucu TFF başkanı olan Demirören bu görevde kalabilmek için ülkenin en büyük iki gazetesini satın almış bu gazeteler üzerinden başbakana yalakalık yaparak bu yalakalığın karşılığında TFF başkanlığına devam etmiştir. Bu yüzden hiçbir kulübün kendisini istememesine rağmen sırf hükümetin vermiş olduğu isimlerden oluşan yönetimle yeniden başkan seçilmiştir. Dolayısıyla federasyonun yan kurulları olan MHK ve tahkim kurlu AKP’ye yakın isimlerden oluşmuştur. MHK başkanı Kuddusi Müftüoğlu çok yetenekli bir hakem olduğu için MHK başkanı olmamıştır. AKP’den belediye başkan aday adayı olmuş bunun karşılığında da belediye başkanı olmasa bile MHK başkanı olmuştur. Tıp ki okul müdürü olmak için aday adayı olan öğretmenler gibi. Son yıllarda bu tip görevler yetenekler ve mesleki kariyerlere göre değil siyasi düşünceye göre şekillenmeye başlamıştır
Siyasi iktidar bunlarla yetinmemiş BJK, GS, FB haricindeki kulüpler - maalesef buna TS de dâhildir- 15 kulüp başkanı ve yönetiminin oluşumunda hükümet ve AKP etkili rol üstlenmiştir. Bu rol sonucu kulüplerdeki kritik görevlere kendi düşüncelerindeki insanları monte etmişlerdir. Örnek olarak Yılmaz Büyükaydın’ı gösterebiliriz. Eski futbolcu ve yönetici olduğu için değil AKP’nin eski merkez ilçe başkanı olduğu için bu görev kendisine verilmiştir. 1461 Trabzon yöntemi de bu anlayışa göre dizayn edildi. Süper lig, PTT, 1. Lig, 2. Lig ve 3. Ligdeki toplam 126 takımın en az 100 tanesinin teknik kadrosu bu ilişkiler sonucu hükümetin girişimiyle belirlenmiştir. Bu iş o kadar ileri seviyeye gitmiştir ki kovulan antrenörlerin yerine alınanları bile bunlar belirlemeye başlamıştır. Bu sadece futbola sınırlı kalmamış basket voleybol hentbol ve bütün spor branşlarında yaşanmaktadır.
AKP tarafından belirlenmiş kulüp başkan ve yöneticilerin AKP’nin futbol federasyonu ve MHK sına dokunma şansı yoktur. TS bu sezon birçok maçta linç edilmiştir. Hakem hataları sonucu 15 milyon TL zararı vardır. GS maçı sözün bittiği yerdir. Pazar akşamı yapılan bu haksızlık karşısında Trabzonspor’un yeni başkanının yapacağı bir iş vardır. Ya hakemin düdüğünü astıracak ya da MHK başkanının istifasını alacaktır. Trabzonspor’a yapılan bu ahlaksız linç girişimi ahlaklı bir protesto ile geçiştirilecek kadar küçük ve basit değildir. Top artık Trabzonspor’umuzun başkanı ve yönetimindedir. Trabzonspor yönetimin bu olay karşısındaki tavrı bundan sonra bizim Trabzonspor başkanı ve yönetimi hakkındaki tavrımızın belirleyicisi olacaktır. İfadelerine yer verdi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.