Trabzon'un Akçaabat ilçesinde Akçaabat Haçkalı Baba Devlet Hastanesi'nden işten çıkartılan işçilere destek amacıyla hastane önünde bir basın açıklaması yapıldı.

Sağlık İŞ Sendikası Genel Başkanı Hasan Öztürk, 'ünde  katıldığı basın açıklamasına, bazı sendika üyeleri çalışanlar ve işten çıkartılan işçiler ve yakınları destek verdi.

Sağlık İŞ Sendikası Genel Başkanı Hasan Öztürk, yaptığı açıklamada yarım asra yakın sendikacılık döneminde hiç güzel bir gün görmediğini ifade ederek "1960'lı yıllarda sendikacılık  2016 yılının ilk günlerinde de aynı tonda devam ediyor. Olmuyor Sayın Cumhurbaşkanım, Olmuyor Sayın Başbakanım, olmuyor sayın bakanım. İnsanları bu karda kışta sokağa atmak, insanların ekmeği ile oynamak olmuyor. Ama şuna inanıyorum ki yöremizin evladı Sayın bakanımız elinden gelenin fazlasını yapacağına inancım tamdır" şeklinde konuştu.

Basın açıklamasını Sağlık İş Trabzon Şube Başkanı Osman Çavuş  yaptı, Çavuş "burada toplanmamız bir zarurettendir. Emeği için, ekmeği için, işi için, sosyal güvencesi için  işini kaybetmiş arkadaşlarımıza destek vermek için, onların uğramış oldukları hukuksuzluğa, kanunsuzluğa  hayır demek için buradayız "dedi.

Osman Çavuş, yapılan ihale sonucu hastanede çalışan işçilerin haksız bir şekilde işten çıkartıldığını ifade ederek "Trabzon Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği' ne bağlı  13 hastane  vardır. Basın açıklamamızı Akçaabat Haçkalı Baba Devlet Hastanesi önünde yapmamız manidardır. Sayın çalışma bakanımız göreve başlayalı bir ay gibi bir zaman olmuştur. Çalışma hayatına yön veren bakanımızın secim bölgesinde bu açıklamayı yapmamızın müsebbibi kendini bilmez, insanlıktan nasibini almamış, vicdansız ve merhametsiz, gözünü para hırsı bürümüş, söz dinlemez, ilgili şirketin sahibidir. Üst işverenlere efelenen, çalışanların bir kısmı ile sözleşme imzalamayan bir kısmına sözleşmeyi okutmadan imzalatan bu şirkettir. Akçaabat Haçkalı Baba Devlet Hastanesi'nin çok güzel bir toplantı salonu varken, işçinin haftalık izin gününde güvensiz bir mekanda, psikolojik baskı altında bir düğün salonunda toplantı yapıp, tehditler savuran, mobbing baskı yapandır. Emekliliğinin dolmasına bir kaç yıl kalan bazı kişilerden 35 bin liralık senet isteyen, anayasal hak olan sendikayı iş yerinde istemeyen kanun tanımaz merhamet ve vicdan duyguları yok olmuş; devletten aldığı hak edişle işçiye ve işveren vekillerine; etkili zevata efelenen şirket sahibidir" şeklinde konuştu.

Sorunun çözümü için her yolu denediklerini ancak başarılı olamadıklarını ifade eden Osman Çavuş "İhaleyi kazanan firma yetkilisinin yıllardan beri bu işyerinde çalışan işçilerin bazıları ile keyfen kötü niyetle devam etmeyeceğini iki ay öncesinden bürosuna çağırarak kendilerine açıklamıştır. işçilerin sendikamıza durumu anlatmaları üzerine sendikamızca gerekli yazışmalar yapılmış, sorunun çözülmesi için idari, insani, siyasi bütün yollara başvurulmuştur. Başhekim, başhekim yardımcıları, müdür, müdür yardımcıları, kamu hastaneler birliği genel sekreteri siyasiler ve etkili kişilerin uğraşları işçilerin işe başlamalarına yetmemiştir" dedi.

Taşeron sisteminin yanlış bir sistem olduğunu da açıklayan Osman Çavuş açıklamasını şu şekilde tamamladı "taşeron işçilik, taşeron sistem, aracılar üzerinden işçi çalıştırma temelden yanlış bir sistemdir. Bu işçileri aracısız çalıştırma suç mudur?  İhale şartnamelerindeki açıklıktan işçiyi taşeronun insafına terk etmek ağlayan insanların göz yaşına ortak olmaktır. Bu güne kadar kamu kurumlarında çalışan işçiler işlerinde ustalaşmış, uzmanlaşmışlardır. İhaleyi alan şirket değişse de işçi üst işverenin işçisi olarak devam ederdi. İşçiler firma sahiplerini tanımaz, kim olduğunu bilmez, işçiler hep üst işvereni tanır onu sever sayar verdiği görevi ibadet aşkı ila yapardı. Akçaabat Haçkalı Baba Devlet Hastanesi'nin ihalesini sıfır kar payi ile alan bu şirket vicdansızca insafsızca kanser tedavisi gören ölümle pençeleşen bir hanımefendiyi işe almamış, onunla birlikte 10 işçiyi de işten çıkartmıştır. Çıkardığı işçilerin yerine yakınlarını, akrabalarını işe almış, bazılarını da para karşılığı işe aldığı söylenmektedir. Unutmayın, zulüm ile abat olunmaz mazlum insanların ahı mutlaka duyulacaktır. hesap vereceksiniz işçilerimizin yanındayız. kamu kurumları sizin çiftliğiniz olmayacak zulmünüz başlamadan bitecektir".

İşten atılan  bir işçi ise "Bir evim olsun diye bankadan kredi çektim. Ama kredimi daha yarıya kadar ödemeden beni buradan dışarı attılar" şeklinde sitemde bulundu.