Trabzon’da, 1 Ekim 1949’da kurulan Çin Halk Cumhuriyeti’nin, aynı bölgede yaşayan Doğu Türkistan Uygur Türk Bölgesi’nin işgaline yol açtığını ve Uygur Türklerinin özgürlüklerinin elinden alındığı savunulan bir açıklama yapıldı.

Kömen Dergisi Trabzon Temsilciliği adına yapılan yazılı açıklamayı, derginin Trabzon temsilcisi Murat Yılmaz gerçekleştirdi. Çin Halk Cumhuriyeti’nin, her yıl 1 Ekim tarihini ‘Cumhuriyet ve Bağımsızlık Bayramı’ olarak kutladığını dile getiren Yılmaz, “Uzun süren bir iç savaştan sonra Mao liderliğindeki komünistler iktidarı ele geçirmiş ve 1 Ekim 1949 tarihinde Çin Halk Cumhuriyeti kurulmuştur. Bu tarih halkın bağımsızlık günü olarak bayram ilân edilmiştir. Oysa Çin halkının bağımsızlığını kazandığı dönemde Doğu Türkistan bölgesi ve orada yaşayan Uygur Türkleri komünist Çin işgaline maruz kalmıştır. 1944 yılında kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti yıkılmış,  Uygur Türklerinin en karanlık ve acı günleri başlamıştır. Doğu Türkistan’ın tarihi ve kültürel dokusu yok edilmeye çalışılırken; Uygur Türkleri de sistematik bir biçimde soykırıma uğratılmış ve jeo-ekonomik bakımdan çok önemli olan bu topraklar Çin ekonomisinin en önemli ayağı haline gelmiştir” dedi.

UYGURLAR BM TARAFINDAN DİKKATE ALINMALI
1 Ekim 1949 tarihinin bugün hala sürmekte olan Doğu Türkistan zulmünün bir anısı olarak Uygur Türkleri tarafından ‘Azaplık Günü’ olarak ilan edildiğini belirten Yılmaz, “Biz günümüzde özgürlük ve insan hakları gibi sözde evrensel ancak gerçek mânâda tek taraflı olarak yaşatılan kavramların artık BM ve ilgili komisyonları tarafından Uygur Türkleri için de dikkate alınmasını istiyoruz” diye konuştu

“Ortadoğu’nun baskıcı yönetimlerine karşı özgürlük çığırtkanlığı yapanlara ve onlara maşalık görevini üstlenenlere bir kez de olsun bu özgürlük sevdalarını Doğu Türkistan için göstermelerini diliyoruz” diyen Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü, “Ellerindeki büyük güçleriyle dünyaya hâkimiyet kurma çabasına girmiş olanlara şunu da söylemek isteriz ki; inancımız Uygur Türklerinin özgürlüklerini kazanarak bağımsız bir Doğu Türkistan’ın olacağı yönündedir. Bu bir iyi dilek temennisi değil; inkâr edilemeyecek bir gerçektir.”