Çocuk Üniversitemizi de İstiyoruz.

Çocuk Üniversitemizi de İstiyoruz.

AKİK Başkanı Ali Balta: 2.Devlet Üniversitemizi de, Çocuk Üniversitemizi de İstiyoruz.

 AKİK-Akçaabat İlim Kültür Gençlik ve Spor Kulübü Başkanı Ali Balta, şehrimize kurulması planlanan 2. Üniversitenin yanı sıra çocuk üniversitesinin de kurulması gerektiğini söyledi.

Balta, açıklamasında ”Bilgisayar, Grafik-Web Tasarımı, Eğlenceli Bilim(Deneysel Çalışmalar), Elektrik – Elektronik ve Robot Eğitimi, Mekatronik, Fotoğrafçılık vb. Sanat Eğitimleri, İngilizce, Ritim ve Müzik, Spor, Zekâ Oyunları, Arkeoloji, Astronomi, Toprak Bilim,Doğa Bilimleri ve Genetik,Dil,Edebiyat ve Yazarlık Çalışmaları, Sinema – TV, Temel Dini Bilimler ( İlahiyat ), Kreatif Düşünme ve Sorun Çözme,Mimarlık, Felsefe, Yaşam Bilimleri alanlarında Akçaabatlı 5-15 yaşlarındaki çocuklarımız için üniversitemizle işbirliği içinde Belediyemiz sponsorluğunda, sayın kaymakamımızın desteğiyle  tümbölgeye örnek olabilecek müthiş bir toplumsal duyarlılık projesini hep beraber gerçekleştirebiliriz. Yani Çocuk Üniversitemizi… Neden mi ?Çünkü; Öğrencileri yükseköğretime özendirmenin yolu onları erken yaşlarda “ üniversite ” ile tanıştırmaktan geçiyor. Hele ki, söz konusu sosyo-ekonomik, kültürel vb. açılardan dezavantajlı olan öğrenciler ise durum daha da önem kazanıyor. Nitekim ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre, sosyo-ekonomik açıdan iyi durumda olan bir bölgede 10 çocuktan 8’i yükseköğretime devam ederken, sosyo-ekonomik açıdan iyi durumda olmayan bir bölgede ise 100 çocuktan sadece 8’i yükseköğretime devam edebilmektedir. Bu durumun sebeplerine baktığımızda yaşanılan yer, ailenin geliri, cinsiyet, anne-baba eğitim düzeyi gibi birçok sebep sıralayabilmemiz mümkündür. Fakat psikolojik açıdan ele aldığımızda tüm bu sebeplerin aslında temelde oluşturduğu durum olarak “Tutum''u gösterebiliriz. Eğer bizler çocuklarımızda 11 yaşa kadar derslere, bilime ve üniversiteye karşı sağlıklı bir tutum oluşturamazsak, sonrasında dış etkenlerle oluşturmaya çalıştığımız motivasyon maalesef ya çok az etkili olmakta, ya da aynı şekilde dış odaklı bir tutum oluşturmaktan ileriye gidememektedir. Belki de bu yüzden, Nobel ödülleri, Dünya'nın en seçkinleri kavramları bizler için bir ütopyadan öteye gidememektedir. Bu noktada devreye girebilecek en önemli mekanizmalardan birisi ÇOCUK ÜNİVERSİTELERİ'dir. Çocukları erken yaşta bilimle, araştırmayla ve sanatla tanıştıran, bilime karşı olumlu bir tutum kazanmalarını sağlayan, üniversite kavramını onlarda somutlaştıran, onların daha etkili ve yaratıcı düşünebilmelerine katkı sağlayan, yaparak yaşayarak öğrenerek sadece bilen değil uygulayanlar olmalarına destek veren çocuk üniversitelerinde her çocuğun rengi ve sesi özeldir. Akademisyenler, deneyimlerini en eğlenceli haliyle, aktararak çocuklara rehberlik eder, çocuklarda bilim ve sanata karşı merak uyandırırlar. Dünya'da bu yapılanmanın durumuna baktığımızda Çocuk Üniversitesi ismiyle kurulan yapılanmanın ilk olarak Birmingham'da 1990'lı yıllarda Sir Tim Brighouse ve Sir David Winkley isimli iki Eğitim profesörü tarafından “ Cumartesi Okulları''şeklinde kurulduğu görülmektedir. 2011 yılları boyunca da çocuk üniversiteleri İngiltere'de 70 bölgede, İskoçya'da, Galler'de, Almanya'da, Belçika'da, İtalya'da, Kanada'da, Kıbrıs'ta ve ülkemizde kurulmaya başlanmıştır. Ülkemizdeki duruma baktığımızda 20 tane Çocuk Üniversitesinin varlığından söz etmek mümkündür. Hepsi bir yönüyle ilk olmakla övünen çocuk üniversitelerimiz, yapı ve işleyiş itibari ile de birbirlerinden farklılık göstermektedirler. Bir kısmı dönemsel periyodlarla, proje katkılarıyla 5'er günlük programlar açarken, bir kısmı sadece yazları ve on beş tatiller de, bir kısmı ise yıl boyunca sürekli olarak faaliyetlerini sürdürmektedirler. Bir kısmının ise maalesef sürdürebilirliği sağlanamamış ve bir iki dönemlik çalışmadan sonra pasifize olmuşlardır. Her programa katılım şartları farklı olmakla birlikte, genelde gönüllü olan herkes bu eğitimlere katılabilmektedir. Bu eğitimler ücretli ve ücretsiz olabilmekte, bu durum genellikle üniversitelerin aldığı proje desteklerine göre değişebilmektedir. Genellikle proje desteği ile yola çıkılan çocuk üniversitelerinde ise sürdürülebilirliğin sağlanması noktasında sıkıntılar yaşanmakta, bu sebeple üniversiteler sponsor arayışına girişmektedirler. Bunların dışında ülkemizde en çok dikkat çeken, üstün zekalı ve yetenekli çocuklara özel programlara da yer verilmesidir. Üstün zekâlı ve yetenekli çocuklara özel olarak yer verilmesinin sebebi, açıklanan stratejik plan ve üstün zekalılara yönelik verilen proje destekleri olabilmekle birlikte, esas sebep bu öğrencilerin bu tarz okul dışı farklı öğrenme ortamına ve kendilerini zihinsel olarak zorlayıcı etkinliklere ihtiyaç duymalarıdır. Üniversite akademisyenleri onlar için doğal bir mentor, yani ilgi alanlarında deneyimli bir rehber olabileceği gibi üniversite ortamları da bu öğrencilere farklı, doyurucu ortamlar sunarak onların yaratıcılığını ortaya çıkarabilmeleri için etkin alanlar sunmaktadır. Özellikle Amerika'da çocuk üniversitesi kavramı kullanılmamakla birlikte, ABD bu tarz eğitimlere çok daha erken 1980'li yıllarda Yetenekli Çocuk Eğitim Merkezleri veya Zenginleştirme Okulları, Cumartesi Okulları şeklinde üstün yeteneklilerle başlamış, günümüze kadar da bu eğitimlerini devam ettirmektedir. Çocuk Üniversiteleri ve bu tarz zenginleştirme etkinliklerinin farkına baktığımızda özellikle ABD modelinin çocuk üniversitelerine göre daha üst düzey akademik, daha sistematik ve daha uzun süreyi içeren eğitimler olduğunu ve daha bilgi-beceri odaklı olduğunu; Çocuk üniversitelerinse daha çok tutum oluşturmaya odaklanan, daha çok çocuğa ulaşma amacını güden ve daha çok bilimi,sanatı,araştırmayı ve yükseköğretimi sevdirmeye yönelik yapılanmalar olduğundan söz edebiliriz. Türkiye'deki yapılanmaları ele aldığımızda ise her ne kadar hepsinin adı Çocuk Üniversitesi olarak lanse edilse de, genel itibariyle hem ABD modelini hem de Avrupa modelini içeren karma yapıların varlığından söz etmemiz mümkündür. Nitekim bu da üniversitelerin yapısına, olanaklarına ve yerel bölgenin ihtiyaçlarına göre değişkenlik göstermektedir. Yapısı ve modeli ne olursa olsun, amacı “Bilimi, sanatı sevdirmek ve toplumda bilim ve sanat aktivitelerini yaygınlaştırmak” olan çocuk üniversiteleri, ortak akıl platformları oluşturarak, önümüzdeki yıllarda daha da gelişecek ve güçleneceklerdir. Çocuk Üniversitelerinin temel amacı, öğrencilerin yeni çalışma alanlarını ve güncel bilgileri keşfederek, düşünme becerilerinin gelişmesini sağlamak ve sorun çözen, üretken bireyler olarak hem topluma hem de kendi yaşantılarına yön vermelerine rehberlik etmektir. Özellikle Dezavantajlı grupları da dahil ederek, gönüllülük esasına dayalı, tüm öğrencilerin üniversiteye ulaşmalarını, üniversitelerden yararlanmalarını sağlamak amacıyla Akçaabat’ımızda 2.Devlet Üniversitemizin yanında bir Çocuk Üniversitesinin de kurulmasını umuyor en azından kamuoyunca tartışılması amacını taşıdığımız bu bildirinin siyasilerimizce dikkate alınacağı umudunu taşıyor, tüm eğitim paydaşlarını ve Akçaabatlı hemşerilerimizi saygıyla selamlıyorum.” İfadelerine yer verdi.

 

                                              

 

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haberler